Küresel ısınma ve iklim değişimine bağlı olarak Doğu Karadeniz Bölgesi (Giresun, Trabzon, Rize) 20 yıllık az yağış döneminden (1965-1987) aşırı yağış dönemine (1988-2010) geçmiştir. 30 yıldan bu yana Trabzon İline düşen yağmur, istatiksel olarak Eylül ile Ocak ayları arasında en üst düzeye ulaşmaktadır. Beşirli Heyelan Sahası için bu dönem en kritik aylardır. Bu aylar içinde 1-2 saatlik sürekli aşırı yağış veya 1-3 günlük sürekli az yağış Beşirlideki mevcut ve potansiyel heyelan sahalarını hareketlendirebilir.
Son olarak Rize de yaşanan heyelan felaketini dikkate aldığımızda Beşirli Yerleşim Alanındaki heyelanları önleyebilecek tedbirlerin öncelikle ele alınması bir zorunluluktur.
KÜRESEL ISINMANIN BÖLGEMİZDEKİ ETKİLERİ
Sebebi ne olursa olsun, son 30 yıl içerisinde atmosferdeki değişimler iklim değişimine ve dünyanın farklı bölgelerinde kısa zaman aralığında olağan dışı aşırı yağış ve kuraklıklara, neden olmaktadır. Son Rize Heyelanında mevsim dışı gelişen ve bir ayda yağması gereken aşırı yağmur (166kg/m2) bir gün içinde yağınca felaket kaçınılmaz olmuştur. Ağustos ayı içinde, dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan sel ve kuraklık olaylarına bağlı ‘dünya iklim değişimi’ dikkate alındığında bu tür zamansız ve aşırı yağışların devam etmesi kaçınılmazdır. Başka deyişle Giresun-Artvin arasındaki bölgede, 1920 ile 2010 yılları arasında yaşanan 33 sel- heyelan olayının sayısal olarak 20 yıllık dönemler içerisinde gidererek arttığı, önümüzdeki 10 yıl içerisinde ise felaket boyutlarının daha da büyük olacağı, bölgede 15’e yakın sel-heyelan olayının yaşanacağını tahmin etmekteyiz.
1975-2008 yılları arasında Küresel Isınmaya bağlı olarak değişen atmosfer koşulları yağışın ve heyelan olasılığının Trabzon ilindeki yansımaları bir grafik halinde verilmiştir.
Bu grafiğe göre Trabzon ilindeki yağış Eylül ile Ocak ayları arasında en üst düzeye ulaşmaktadır. Bu aylar arasında yükselmesi mümkün yeraltı su seviyesi de olasılı heyelanlara neden olabilir.
Trabzon ilinin heyelan potansiyeli (heyelan olma olasılığı) ve riski (can ve mal kayıbı) en yüksek yerleşim alanı Beşirli Yerleşim alanıdır. Bu amaçla aşağıda Beşirli yerleşim alanına ait ‘heyelan risk analizi’ özet olarak verilmeğe çalışılmıştır.
ÇEVRE SULARINI TOPLAYAN BEŞİRLİ TEKTONİK ÇANAĞI
Trabzon un batıya doğru gelişmesinin bir sonucu olarak şekillenen Beşirli Yerleşim Alanı 3-4km2 genişliğinde tektonik olarak çanak şeklindeki bir çöküntü alanıdır. Kuzeye bakan yarım ay şeklindeki çanağın batısını Batı Mahallesi Sırtları, güneyini Beşirli Sırtları, doğusunu ise Orta mahalle sırtları çevirir. Farklı doğrultudaki bu sırtlar kuzeybatı, doğu-batı ve kuzeydoğu doğrultulu fay sistemlerine karşılık gelir. Bu fay sistemi kuzeye doğru basamaklı olarak çökerek Beşirli çanağını oluşturmuştur. Tektonik çanakta 0-300m arasında faylı yapıdan dolayı oluşmuş yaklaşık 6 basamaklı (eğimli ve düz arazi) mevcuttur.
Bu morfolojik- tektonik özelliği nedeniyle Beşirli Çanağı sırtlarına düşen yağmur sularını toplayıp biriktiren mini bir havza niteliğindedir. Kayaç yapısı ve zemini Beşirli Formasyonuna ait konglomera, silt ve kil taşları gibi oldukça faylı kırıklı zayıf bir zemin oluşturur.
BEŞİRLİNİN HEYELAN POTANSİYELİ
Beşirlide kitle hareketlerini sağlayabilecek bölgeye ait temel faktörler:
- Etkin yağışa bağlı olarak Beşirli Çanağında yeraltı su seviyesinin yükselmesi
- Eğimli- basamaklı arazi yapısı
- Kırıklı, bloklu, faylı zayıf zemin (Beşirli Formasyonu)
- Formasyona ait tabakalı yapıların yamaç aşağı olması
- Küresel iklim değişimi nedeniyle aşırı yağış dönemine girilmesi
Rize de olduğu gibi Beşirli de heyelanlara davetiye çıkarabilecek ana nedenlerdir. Heyelan oluşumu için beklenen sadece Rize’de olduğu gibi etkin yağıştır.
Bu özelliği nedeniyle Beşirli Çanağı jeolojik haritada görüldüğü gibi çok sayıda
* Eski heyelan
* Aktif heyelan
* Potansiyel heyelan sahaları içermektedir.
OLASILI BEŞİRLİ HEYELAN ZAMANI
Beşirlide olabilecek heyelan için gerekli jeolojik ve topoğrafik koşullar mevcuttur. Şu anda olamayan en önemli koşul ise etkin yağıştır. Başka deyişle etkin yağış zamanını tahmin ettiğimizde heyelan zamanını da bilebiliriz. Trabzon ilinde 1975-2008 yılları arasındaki yağış istatistiklerine baktığımızda yağışların Temmuz-Ağustos aylarında başladığı (37 ve 52 kg/m2); Eylül ayında 74kg/m2 ulaştığı, Ekim ayında ise en üst düzeye (119 kg/m2) ulaşıp tekrar düşüşe geçtiğini görürüz. Bu nedenle Eylül-Ocak ayları arası yeraltı su seviyesinin en yüksek olduğu heyelan için en kritik aylardır. Bu aylar içinde 1-2 saatlik sürekli aşırı yağış veya 1-3 günlük sürekli az yağış Beşirlideki mevcut ve potansiyel heyelan sahalarını hareketlendirebilir.
ve HEYELAN OLASILIĞI |
BEŞİRLİ HEYELAN RİSKİ
Bütün bu jeolojik gerçeklere karşılık Beşirli yerleşim Alanı süratli bir şekilde Beşirli sırtlarına doğru yayılmaktadır. Basamaklı yapıda olan sırtın 80m kotuna kadar olan birinci basamağı yoğun yerleşim alanıdır. 80m de başlayan ikinci basamakta ( 100m kotu ) yerleşim daha azdır. Daha doğuda 3.nolu Erdoğdu ve Soğuksu sırtlarına karşılık gelen 200 ve 300m kotlarında ise yerleşim çok daha azdır. Beşirlide yerleşimin sırtlara doğru yayılması devam ettikçe potansiyel heyelan sahasının üst kotlarındaki yük daha da artacağı için yeni heyelanlara davetiye çıkarılacaktır. Sonuç olarak Beşirlinin yoğun yerleşim ve nüfusu nedeniyle heyelan riski oldukça yüksektir.
BEŞİRLİ HEYELAN RİSKİNİN AZALTILMASI
Potansiyel heyelan sahasında doğal afetler bizlere zarar verdikleri kadar afet zararlarını azaltma konusunda ikaz edici ve eğitici ipuçları da verirler
Son olarak Rize de yaşanan heyelan felaketini dikkate aldığımızda Beşirli Yerleşim Alanındaki kitle kaymalarını önleyici tedbirlerin bir an önce alınması gerektiği bir kez daha vurgulamış olur.
Bu nedenle yerleşim alanında aşağıdaki önlemlerin alınması hayati önem taşır:
- Beşirli Çanağının sırtlarına düşen yağmur suları bölgede oluşturulacak olan enine ve boyuna yüzey drenaj ağı ile yerleşim alanından uzaklaştırılmalıdır.
- Beşirli Çanağına girebilecek suların önemli bölümü batıda Kirli Dere, doğuda ise Kisarna Deresi ile deşarj edilebilir.
- Su girişi önlenmiş olan Beşirli Yerleşim Alanında yeraltı su seviyesi önemli miktarda alçalacağı için kitle kayma riski de o ölçüde azalmış olur.
- Şiddetli yağışlarda yüzey drenaj ağı nedeniyle su girişi ve suya doygunluğu önlenmiş, bu nedenle de ağırlaşmamış potansiyel heyelan blokların kayma olasılığı da azaltılmış olur.
- Yerleşim alanındaki daha küçük ve susuz dereler inşaat malzemeleri ile doldurulmuştur. Bu derelerin ıslahı gerekmektedir.
- Yamaçların teraslama yöntemiyle eğimi azaltılmalıdır. Ayrıca potansiyel heyelan sahaları derin köklü ağaçlar ile ağaçlandırılarak olasılı kitle hareketleri önlenmelidir.
- Beşirli yerleşim sahasının daha üst kotlara doğru gelişmesiyle kitle hareketlerinin daha da etken hale geleceği unutulmamalıdır.
Prof Dr. Osman BEKTAŞ