Geçen hafta çeşitli sitelerde yer alan daha sonra yerel bir gazetenin manşetine düşen bugün de ulusal medyaya taşınan İstanbul Beylerbeyi’ndeki yemekli toplantının yankıları devam ediyor.
Trabzonspor eski asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu ile eski yöneticilerden Erdal Atalay, Bülent Akyazıcı, Cahit Erdem ve GS’li Ergun Gürsoy ile Lütfü Arıboğan, Beylerbeyi Trabzon Derneği’nde Mehmet Baykan ve Ali Düşmez’le gayet samimi bir ortamda yemek yediler.
Peki kim bu isimler? Trabzonspor şampiyonluğa giderken TFF’de Trabzonspor’un emeğine göz dikenlerin başında Mehmet Baykan, Göksel Gümüşdağ, Ali Düşmez, Abdurrahman Arıcı ve bunlara bağlı ekip geliyor. Trabzonspor hakemler tarafından doğranırken, hakemler üzerinden şampiyonluk yarışından düşürülmeye çalışılırken hep bu isimler ön plandaydı.
Trabzonspor’un “duayen” diye tabir edilen isimlerinin bu adamların en tepesindekiyle aynı masada oturması doğru değildi. Trabzonsporlu yöneticiler ve TFF’deki yönetici Mustafa Hacıkerimoğlu bu adamlarla (!) savaşırken, “biz” olarak gördüklerimizin onlarla aynı tabağı paylaşması kusura bakmayın ama Trabzonsporluluk da değildi!
“Değildi” ifadesi ağır olabilir! Bunu kullanmamdaki ana neden, Erdal Atalay’ın bu yemek üzerine yaptığı açıklamalar. Ne diyor Atalay; “Mehmet Baykan benim dostum. Onu davet ederken birilerinden izin mi alacağım?” Atalay’a “Baykan’a, Trabzonspor’a yaptığı haksızlıkları sordunuz mu?” sorusu da yöneltilmiş olacak ki, “Trabzonspor’u hiç konuşmadık” da dedi! Evet aynen böyle dedi.
Şimdi biz kalkıp camianın koca koca adamlarına Trabzonsporluluk öğretecek değiliz tabi ki! Ne haddimize efendim! Estağfurullah! Lakin, hem en büyük Trabzonsporlu geçinip hem de Trabzonspor’a operasyon çekenlere eğer o masada hesap sormuyorsanız, bunun altında başka şeyler aramak da en büyük hakkımız değil mi? Baykan’ı o masadaki fotoğrafa neden sokmadıklarını, fotoğraf çekildikten sonra yeniden masaya neden oturtuklarını sorgulamak hakkımız değil mi?Cahit Erdem’in daha bu olay patlamadan bir gazetecinin sorusuna “Hayır, Mehmet Baykan yemeğe katılmadı” cevabını vermesini, “Madem masum bir yemek neden inkar ediyor ki!” gayet mantıksal bir bakışla sorgulamak en büyük hakkımız değil mi?
Trabzon Barosu’nun Mehmet Baykan hakkında yaptığı suç duyurusundan, Trabzonspor Kulübü’nün de baronun suç duyurusunu TFF’ye taşımasından haberiniz olmasına rağmen “dost” yemeğine çağırdığınız olayların başkahramanını deyim yerindeyse “baş göz” etmenizi eleştirmek en büyük hakkımız değil mi? En büyük Trabzonsporlular olarak “Trabzonspor’u konuşmadık” ifadenize karşılık tam yerine gelip manzara koyarak o atasözünü hatırlatmayalım mı? “Körler sağırlar birbirini ağırlar” da demeyelim mi?
Neyse...
Camiayı ayağa kaldıran bu yemekle ilgili eski yöneticilerden Mahmut Aksu enterasan ifadeler kullandı. “2010 – 2011 sezonunda görevden ayrıldıktan sonra Fenerbahçe Stadyumu’na gidip Aziz Yıldırım’ın yanında maç izlediler” diyerek başka bir tartışmanın fitilini daha ateşledi. Mahmut Aksu demek istedi ki, “Onlar içinde olmadıkları Trabzonspor’un yanında olmazlar. 2010 – 2011’de de değildiler, bugün de değiller.”
İşin garip tarafı geliyor şimdi... Tartışmalara uzun zamandır görmediğimiz bir isim daha dahil oldu. Eski TGC başkanımız çok samimi olduğu isimler için twit atmak zorunda kaldı. “Aleni bir dost yemeğinden insanlar yıpratılıyor. Bu isimlerden ihanet çıkmaz” dedi.
Girip baktık, eski başkanımız son 1 yılda sadece 1 twit atmış. Şampiyonluğa giden Trabzonspor’un emeği, alın teri çalınırken kusura bakmasın ama gizlenen başkanımız konu arkadaşları olunca sahneye çıkmış.
Bitmedi... Eski cemiyet başkanımızdan dakikalar sonra eskiden dost son zamanlarda küs olduğu başka bir arkadaşı daha sahneye çıkarak ağabeyleri için twit attı. “Trabzonspor’da birlik olmaz, bir fotoğraftan hain ilan ettiler” dedi!
Trabzonspor sahada şampiyonluğa oynuyor, kasada şampiyonluğa oynuyor! Elbette eksikler, hatalar var! Zaman zaman bunları da gündeme getiriyoruz lakin, mevcut yönetiminin başarısız bulunarak farklı senaryolarla yıkılmaya çalışılması, dışarıdan operasyon çekenlerle kol kola olup, dostluk pozları verilmesi, o dostunun ateşlediği mahallede her yerden tepkiler yükselirken “Trabzonspor’u konuşmadık” denilmesi size de Koca Ragıp Paşa'nın beytini hatırlatmadı mı? “Şecaat arz ederken merdikıpti sirkatin söyler!”