Kasım’da nasıldır benim ülkem? Gündeminde ne vardır benim ülkemin? Biri gurbette gitse ve kendisine bu iki soruyu sorsa ve komşusunu arasa; nasıl bir cevap alırdı… Hadi bir empati yapalım ve iki kişiden biri siz diğeri ise ben olu vereyim değerli okur… Gurbette olan sen oluver sorularını cevaplayanda ben oluvereyim…
Okur; Şükrü memleket nasıl?
Ben; Memleket bildiğin memleket geçenlerde bir maden kazası oluverdi işçilerimiz 13 gün oldu hala daha maden ocağının içinde duruyor. Sağ olsun Bakan Taner Yıldız; hani sen gurbete gideceğin ay Mayıs Ayındaki Soma Maden kazasından tecrübelenmiş basına anlatıyor işte tek tek…
Okur; Nasıl yani kaç kişi kalmış madende, kömür madeni mi, ne diyorsun Şükrü?
Ben; Ya endişelenme kardeşim! 18 işçi kaldı madende ve bir mucize olmasını bekliyoruz. Geçenlerde iki tane işçi kardeşimi çıkardık bayrağa sardık ve son yolculuğuna uğurladık. Bu ara evet kömür madeni. Nasıl oldu söylersen; bazı üst düzey bürokratlar kaynak suyunun tam dibine bu madeni yaptırmış. Suda direk patlamış işte öyle…
Okur; Peki son durum ne ve nerede oldu?
Ben; Şimdi sorsan çalışmalar devam ediyor. İşçiler ha bulundu bulunacak. Bakanımız sağolsun bilirsin öncesinde hiç uğramaz hep işin sonunda gelir Allah razı olsun… Sen burayı düşünme devlet baba her ihtiyacı karşılıyor… He birde unutmadan Karaman'da oldu
Okur; Trabzon’da bahset durum nasıl orada?
Ben; Valla her şey aynı. Trafik sorunumuz var çözeceğiz işte az kaldı. Geçenlerde Ahmet Metin Genç, hani sen gitmeden yeni ilçe Ortahisar Belediyesinin başkanı seçilmişti. Dedi ki; şu Kahramanmaraş Caddesini trafiğe kapatalım.
Okur; Güzel demiş ne oldu sonra?
Ben; Dur yahu..! başkan dedi demesine ama bak sonra neler oldu neler… Başkan haklı olarak fikrini dedi, bu birkaç ismini buradan demiyim telefonumuzu dinlerler paralel kablolardan birileri... Ahmet Metin Genç iyi ivme yakaladı bunu başarırsa halk onu daha da çok sever diye şark kurnazlığı yaparak sivil toplum kuruluşlarının bazılarını el altından doldurdu bir anda bazı esnaf kolları itiraz etti…
Okur; Sonuç?
Ben; Sonuç aynı trafik korna sesi kırıla…
Okur; Tren yolu ne oldu?
Ben; Valla burada biliyorsun iki tane alış veriş merkezi var biri getirdi… Sağolsun valla iyi düşünmüş kentin küçük çocukları gidiyor görüyor treni… Yerlere de kağıttan iki tane ray çizmişler… Bunu diğer alışveriş merkezide gördü ama yapmadı alanı küçükmüş…
Okur; İlahi Şükrü ben onu demedim hani vardı ya bildiğimiz demiryolunu dedim o ne oldu?
Ben; Ya bak yanlış anladım özür dilerim… O tren yolunu yapacak iki üç tane platform kuruldu… Maşallah başında olanları kent iyice tanıtı; siyaset falan hazırlanıyor geçenlerde bir tanesini gördüm “abim” çalışıyor vekil olmasına az kaldı… Bazıları da ihale alacak durumdalar…
Okur; Sonuç?
Ben; Akşamki maçın sonucumu?
Okur; Dalgamı geçiyorsun! Demiryolu ne oldu?
Ben; Allah iyiliğini versin ya sen hayatında hiç tutulmuş bir vaat gördün mü? Yada Türkiye’de amacında bulunan bir dernek yada platform. Hem ne yapacaksın Tren’i sen yahu… Makinistsin sanki…
Okur; Trabzonspor’un durumu ne?
Ben; Çok iyi… Bir başkanımız var her şey yolunda… Geldiğinden beri Tolunay’ı kovdu haklı adam futboldan anlamıyor derken Mustafa Reşit Akçay’ı gönderdi ismi çok uzunmuş, Hami sakatlanmış yeşil sahlardan uzak… Mırıldanma hocada kalır yeşil sahalardan uzak. Vahid geldi garibim ne yapsın bizim millete futbolu öğretiyordu ki oda yolcudur Abbas bağlasan durmaz misali… Şimdi Ersun Yanal gelecek dertler bitecek…
Okur; Şükrü iyi bir şey yok mu yahu içimi kararttın
Ben; Var senin buradan gitmen; hiç olmaz ise bir kişiyi kurtardık…
Bu yazıdaki her şey kurmacadır. Kişiler ve kurumlar ile alakası yoktur…
İşin kısacası hayal ürünüdür…(!)