Yüz yıldır spor bir bilim dalı olarak üniversitelerdedir, kapsamlı akademik çalışmalar ile sporcu performanslarını geliştiriyorlar, skorlara da etki yapıyorlar. Bilimsel çalışmaların el üstünde tutulduğu ülkeler, sporda çok başarılılar. Bu tesadüf olamaz değil mi?
Mesela Dünya tarihinin en çok olimpiyat madalyası kazanan yüzücüsü Amerikalı Michael Phelps, tek başına madalya sayısında Türkiye ile yarışıyor. Peki ama nasıl? Kas gelişimi, psikolojisi, uyku düzeni, yeme düzeni, aklınıza gelebilecek her konu bilimsel verilere göre hazırlanıyor. Mayosu bile sürtünmeyi en aza indirecek özel malzemelerden yapılıyor. Ona düşen en önemli görev tutkulu bir sporcu olarak çok çalışmak. Peki bu başarının çıktısı sadece madalya mı? Hayır elbette. Serveti 100 milyonlarca dolara ulaştı. Tam bir rol model haline geldi tüm dünyada. Bugün her şeyi kenara bırakıp tüm dünyayı gezerek başarısını anlatsa konferanslarda, servetine servet katar.
Bilim Nerede Üretilir?
TBMM’ye “15” yeni üniversitenin kurulması için (20 Nisan 2018) yasa önerisi verildi. Kimi üniversiteler bölünüyor, yeni klasik devlet üniversiteleri olarak doğuyor içlerinden bazıları; birkaçı da ihtisas (tematik) üniversitesi olarak kurulacak. Trabzon’da ise ikinci bir klasik devlet üniversitesi olarak kurulacak deniyor.
Hayırlı olsun olmasına da, bu yeni üniversitenin “klasik üniversite” olma dışında bir katkısı olacak mı? Bir yıldır yürütülen Spor ve Trabzon odaklı çalışmaları “Spor Bilimleri Üniversitesi” ile taçlandırma hayalimiz artık bir başka bahara mı kaldı diye soruyorduk ki çözüm önerisi Fatih Bektaş hocadan geldi:
Yeni kurulacak Trabzon Üniversitesi yasasına şu cümle eklensin: “üniversite bünyesinde kurulacak enstitülerden biri de -Spor Bilimleri Enstitüsü- olmalı”. Nasıl yaparız? Konu acil olarak vekillerimize iletilecek. Görevi TTSO YK Başkanı Suat Hacısalihoğlu üstlendi. Önümüzde hafta salıya Trabzonspor as başkanı Hayrettin Hacısalihoğlu ile de konuyu görüşeceğiz.
Böyle bir enstitüyü neden istiyoruz?
Dünyada spordaki başarılar, kazanılan zaferler, toplanan madalyalar “yer çekimine ve zamana karşı” yarışılarak kazanılıyor. Sporda da akıl çapımızı geliştirmenin zamanıdır. Bunun yolu artık Üniversitelerde yapılan bilimsel araştırmalardan geçmektedir.
Türkiye’nin olimpik sporlardaki durumu ortada. Altın madalya almış başarılı birkaç sporcuyu aklınıza getirin, hepsi devletten aldıkları ufak ödüllerin dışında bir yere varamadı, bugün birçoğunun adını bile hatırlamıyoruz. Takım sporlarında ise geçici başarılar dışında bir başarı da yok. Kısacası bir spor ülkesi değiliz.
Türkiye devlet aklı sporda başarısız olduğumuzun farkında. Yeni yol ve yöntemler arıyor. EYOF kapsamında Trabzon’da bunca spor tesisi yatırımı yapıldı, ne yapacağız bu tesisleri diye kafa yorup yola çıktığımız “Spor Şehri Trabzon” çalıştayının çıktıları, merkezdeki karar vericilerin de artık ilgisini çekiyor.
Ankara’dan sonra ikinci “sporcu performans laboratuvarı” Trabzon’da kuruluyor. Mayıs ayında tamamlanacak. Tüm amatör ve profesyonel sporcuların yalnız ölçümleri kayıt altına alınmayacak, antrenman programları da (reçeteleri de) yazılacak burada.
Dünyada sporda ileri seviyede olan tüm ülkelerde “Spor Bilimleri Üniversiteleri, Spor Bilimleri Enstitülüleri” var. Milisaniyede ölçülebilen sporcular buralarda eğitiliyor. Ölçmezsen iyileştiremezsin.
Türkiye’de de sporda veri ile, yani ölçme ve değerlendirmeye dayalı sayısallaştırılmış değerler üzerinden konuşulacak. Bilimsel gerçekler üzerinden gidersek, patinaj ve geriye düşme dönemi kapanabilir.
Performans laboratuvarlarından elde edilecek veriler dünya normları ile karşılaştırılarak ülke normları elde edilecek.
Tüm amatör ve profesyonel sporcuların yalnız ölçümleri kayıt altına alınmayacak, antrenman programları da (reçeteleri de) yazılacak merkezde.
Laboratuvar en az Spor Bilimleri Enstitüsü kadar önemli; Trabzon’u hem Türkiye, hem de komşu ülkeler nezdinde de spor merkezi yapabilir. İkinci üniversitemizde kurulacak Spor Bilimleri Enstitüsü ve sporcu performans laboratuvarını birlikte bir düşünün. Spor Şehri Trabzon’un altyapısıdır bu ve “spor ekonomisi ve spor turizmi” adına önemli bir kazanım olacaktır.
Sonuç:
Trabzon’un “Spor çalıştayı” Kamu, Özel ve Sivil Toplum Kuruluşlarının işbirliğinin başarısıdır. Şimdi çalıştayın çıktıları hakkında farkındalık ve sinerji yaratma, lobi yapma ve sonuca ulaşma dönemine girdik. Gerçekten yola çıkılıyor bu işte. Organize olup odaklanırsak, başarabiliriz.