Ekran karşısında arkadaşlarıyla Playstation oynarken bile gol kaçıran N’ Doye, bu özelliğini çim saha üzerinde de sürdürmeye devam etti.
16 Lig maçında tek bir dahi golü olmayan gamsız santrafor’un, kupa da Nazilli’ye bom boş pozisyonda attığı tek gol, sanırım Trabzonspor’dan ona kalacak tek hatıra olacak.
Oyunun ilk 15 dakikası içerisinde yüzde yüzlük 2 golü, Kaleci Bora'nın karnına nişanlayan hayalet santraforun, dilerim bu Avni Aker’de ki son maçı olur.
Giden yönetime almayın dedik ama başkanı durduramadılar.
*
Önemli bir, iki oyuncunsun yanı sıra santrafor’u Trabzonlu Muhammed’i de kadroya almayan Gaziantep takımı, bu oyuncularını lige saklarken, 10.dakikada İsmail Hakkı öyle bir vurdu ki topa, uzak mesafeden Onur’un uzanamayacağı yere, çatala gitti.
Rakibinden gelen beklenmedik bu golle mağlup duruma düşen Trabzonspor’da,bu maçta kötü oynayan Aytaç, ilk yarıda yerini Mehmet’e bıraktı.
Aytaç oyundan çıkarken yedek kulübesine gitmeyip, tavırlı bir şekilde soyunma odasına gitmesi sanırım onun ayıbıydı.
Çünkü Sadi hoca gelene kadar ilk 18 kişilik kadroya bile doğru dürüst giremeyen Aytaç , Sadi hoca ile son haftalarda kendini bularak bu sefer de ilk 11’de başlarken, oyundan çıkış sahnesi hocasına nankörlük olsa gerek.
*
Oyunun büyük bir bölümünde Antepli Abuda’nın tekmelerine göz yuman İlker Meral’in, yinede oyunun kontrolünü elinden kaçırmayarak, 90 dakikayı tamamlamasına gözlemcisi sanırım çok eksik puan vermemiştir.
Alt yapıdan gelen genç oyuncuları A takıma kazandırmaya çalışan ve bu konuda haklıda olan Sadi Tekelioğlu, ilk kez ilk 11’ de Yusuf Yazıcı’ya şans verirken, Muhammet Beşir’in, N’Doye’nin yerine oyuna girdikten sonra 2. maçında bile 2. golü bulmasına acaba N’Doye hiç utandı mı? diye merak ettim.
Yalnız Yusuf Yazıcı’yı ilk maçı olmasına rağmen, saha içinde onu heyecanlı, istekli ve çok arzulu bekledim ama o jubile maçı yaklaşmış bir oyuncu ruhuyla sahadaydı. Bu beni çok şaşırttı ve de üzdü.
İlerleyen dakikalarda dışarı alındı, halbuki bizi şaşırtmalıydı, alkışlatmalıydı.
Bir dahaki sefer bu görüntüsünü dilerim tekrarlamaz.
Kulübede yedekler arasında oturan diğer bir alt yapı oyuncusu Semih Karadeniz’i de, en kısa zamanda izleyeceğimizi umuyorum.
*
İkinci yarıya mağlup başlayan Trabzonspor’da, Aykut, Erkan, Özer ve Mustafa ile birlikte günün iyileri arasında yer alan Yusuf Erdoğan’ın soldan sert ortasını uzaklaştıramayıp kendi kalesine gönderen Süleyman Özdamar, oyunun skoruna dengeyi getirdi.
Orta sahada ilerleyen dakikalarda bir araya gelen Özer, Erkan, Mehmet ve Marin dörtlüsünün uzun zamandır hepsi birden, bir arada, aynı anda sahada yer alması da 90 dakikanın önemli anekdotları arasında yerini aldı sanırım.
Muhammet Beşir’in, maçın bitimine 10 dakika kala galibiyet golüne destek veren orta saha elamanları, kupada yine 3 puan alınmasında önemli rol oynarken, Antep takımında 2.yarı oyuna giren Orkan’ın uzatma dakikalarındaki şutunun üst direğe vurarak dışarı çıkması ise, konuk ekibin şansızlık hanesine yazıldı.
*
Boş tribünler futbolun çirkin, kötü ve zevksiz yüzü, böyle bir ligin, kupanın, böyle bir TFF’si ve başkanı olursa, tribünleri de böyle tatsız, tuzsuz olur. Futbol hiç seyircisiz oynanır mı?
Tiyatro da bir oyununun, boş koltuklara oynanması gibi adeta…
Son paragrafım da N'Doye’ye gelsin. Sadi hocaya maç bitiminde onu sordum "Ona yönetim karar verecek’’ dedi.
Yönetim Kurulunun yapacağı ilk iş devre arası N Doye, Douglas ve Esteban’ın menajerlerini bir an önce Trabzon’a çağırıp, kendi oyuncularına bir an önce kulüp bulmalarını istemeleri olacaktır.
Kupadaki bu 2-1’lik galibiyete gelince, Mevlid Kandili gecesinde taraftarlarına verilebilecekleri en mütevazi kandil hediyesi gibi oldu desem, sanırım katılırsınız.