Her ikisi de iyi futbolcu, iyi niyetli, çalışkan ama yetersiz!!! “Rodellaga neden oynamaz?, N’Doye neden oynamaz?” sorularının cevabı her halde son iki maçta alınmıştır! Bu yüzden Burak varken oynamazlar… Hatta esamileri bile okunmaz! Zorunluluktan oynatılırlar. Sonuç da dünkü gibi olur.
Rodellega ile N’Doye hiç mi oynamazlar? Oynarlar!!! Oynarlar ama iddiasız, sıra bir takımlarda oynarlar. Hoş Trabzonspor da artık sıradan bir takım haline geldi ya… Her ne kadar 12 maçtır yenilmese bile…
Defalarca yazıp söyledim: Trabzonspor’da Burak ve Onur olmazsa olmazdır diye… Burak iki maçtır yok ve Trabzonspor’un golü yok!!! Üstelik onca pozisyon ve penaltıya rağmen… Dünkü maç geçmişin rutini oldu. Zaten Trabzonspor rutine bağladı… Artık beraberliklere abone oldu. İyi ki bir ara 5 maç üst üste kazandı da küme hattından kurtulmuş oldu. Yoksa Trabzonspor hala düşme hattının üstünde dolaşır olurdu.
Dün Gençlerbirliği karşısında Trabzonspor orta sahayı kalabalık tutmasına rağmen Rodellaga’ya doğru düzgün top indiremedi. İlk yarıda da bu oyuncuya zar zor atılan 3 pozisyonu da aynı oyuncu heba etti! Yani her ne kadar Sosa arkasında oynamış olsa da Rodellega yok gibiydi!
İkinci yarı değişen bir şey olmadı. Yine aynı oyuncu, yine kafa şutu, yine sonuç yok. Bir golcünün gol atması için ille de topu ağzına mı atmak lazım? Zor pozisyonda da olsa bile bir golcünün gayreti olmaz mı? Yerine giren N’Doye da aynısın yaptı. Gerçi bir penaltı kazandırdı ama sonuç yine yoktu…
Bu yüzden diyorum ki Burak Yılmaz attığı golleri bir gayret sonucu beceriyor. Klasını konuşturuyor. En azından rakip defansın hem fiziki, hem mental defnesini bozuyor. Son vuruşlarından genellikle sonuç alıyor. O olmayınca hep birlikte havaya bakıyoruz!
Dün Onur, Hubocan, Ahmet Kamil Çörekçi, Okay ve Abdülkadir bence takımın en iyileri idi.
Gençlerbirliği, Ümit Özat’la iyi bir takım olmuş. Özak’ın fiziki konumuna, agresif davranışlarına bakıp “Bu da nedir laa..?” diye soranlar Özat’ın futbol için kafa yorduğunu, bir şeyler yaptığını göremeyenlerdir. Gençlerbirliği dün Trabzonspor’u yenebilirdi de… Bunun için yeterli pozisyon da buldular.
FİFA kokartlı hakemi yine es geçemeyeceğim! Bunun nasıl FİFA kokartı taktığını anlamış değilim. Hatta nasıl hakem olduğunu da… Her halde İngilizce biliyordur da ondan… Eğer hakem olsaydı daha maçın ilk dakikasında Gençlerbirliği takım kaptanı Uğur Çiftçi’nin Abdülkadir’e arkadan yaptığı sert hareket ve üstelik çekmeye sarı kart gösterirdi! Bitmedi aynı oyuncu Abdülkadir’e devamında üst üste 3 kez daha sert faul yaptı. Hakemde yine tık yok. Bir de penaltıya sebep oymasına rağmen eğer yanlış görmedi isem bu oyuncu maçı kartsız tamamladı!!! Bunun yanı sıra iki takım aleyhine o kadar yanlış düdük çaldı ki standardı da yoktu. Bir hakem sadece gördüğünü çalıp çalmayacak. Felsefe de yapacak. Hangi oyuncu art niyetli, hangisi sahtekar, kendini hangi amaçla yere atıyor diye birkaç saniye düşünecek.
Bu yüzden Burak Yılmaz!
Bu yüzden Burak Yılmaz!