İşte bu; azim, hırs ve inanç birleşince, bırakın galibiyeti böyle bir oyun karşınıza çıkar.
Böyle oyna yenil. Sorun yok.
Ama zaten böyle oynarsan yenilmezsin.
Eksik olur, sakat olur. Önemli olan sahadaki 11’in birbirine inanmasıdır.
Trabzonspor takımın ilk 11’i, gerçekten yüreğini ortaya koydu. Hepsini alkışlıyorum ama özellikle, koyun attığı golü bir tarafa, Yusuf ile Onazi’nin çıkardığı oyuna bende şapka çıkardım.
Bu tip haftalarda takımını iyi motive edersen, sonucu alırsın.
Galatasaray’ın na mağlubiyetini Trabzon’da bırakması ve Trabzonspor’un her açıdan bu önemli galibiyetle haftayı tamamlaması, Ligin zirvesinde rüzgarların esmeye başlayacağını gösteriyor.
*
Onazi’nin bu haftadan sonra formasını Kucka’ya kolay kolay vereceğini sanmıyorum, vermemeli de.
Oyuna iyi başlayan ev sahibi ile kötü başlayan lig lideri konuk ekip, ilk yarıda 10’ar kişi kalınca, oyunun seyri de değişti.
Bordo mavililerde Olcay, Sarı kırmızılılar da Feghouli, yoktan yere kendilerini dışarı attırdılar. Çünkü bu tip maçlarda sinirlerine hakim olan kazanıyor.
Lider’in defans bloğunun bu kadar kötü olacağını bu gece tahmin etmedim. Özellikle Maicon Galatasaray’ın defanstaki el bombası gibiydi.
İlk devre Yusuf’un şutunun ceza alanı içerisinde, Marcio’nun koluna çarpmasını es geçen Halis Özkahya, bu yarıdaki en önemli hatasını yaptı ama ikini 45’de aynı bariz hataları yapmadı.
*
Galatasaray’da sakat oyuncu yoktu. Sadece Belhanda, Trabzonspor da ise Rodallega ve Mas cezalıydı.
Ev sahibinin sakatları ise Burak ve Kucka idi.
Rıza hoca, geri kalan kadrosunda tek Abdurrahim’i maç kadrosun dışında bırakırken, iki kaleci Esteban ve Uğurcan’ı, yedek kulübesine aldı.
Trabzon camiası hatta Trabzon kenti için oldukça önem taşıyan bu karşılaşma, hem maddi hem de camiaya motivasyon açısından çok önemliydi.
İnandılar, iyi hazırlandılar. Galatasaray’a kendi sahasında pres uyguladılar. Alanı darattılar ve Galatasaray takımı iç paslar da panik yaptı.
Bordo mavililerin inatla baskısı, Galatasaray’a özellikle ilk yarıda nefes aldırmamasını gören Sarı kırmızılı oyuncular da, sanırım bu gece işlerinin çok zor olacağını anladı ve sonucun ne olacağını inanıyorum ki tahmin ettiler.
*
Futbol sahada gezerek oynanmaz.
Bir takımın oyuncuları, hangi takım olursa olsun, sırt sırta verdimi bileğini bükemezsiniz.
İkinci yarıda da baskı yiyen Galatasaray’da, uzatma dakikalarında N Diaye kırmızı kartla takımını 9 kişi bırakınca, maçın sonucu belli oldu.
Haftalardır bu Uğur Demirok, bu takımda oynar. Gol şansı en yüksek oyuncu, özellikle yan toplarda çok iyi yükselen, geçen sezon kendi takımının da gol kralıydı dedik, durduk. Yazdık çizdik.
…Ve bu Uğur’un kornerden gelen topa vurduğu kafa, yan direkten geri geldi, ama N Doye’nin bu topu tamamlaması adeta bir rüya gibiydi.
Yusuf ‘un iyi futboluna kattığı, kendine has şık golüne ne diyebiliriz ki…
Galatasaray takımının Rodrigues ile son dakikalarda attığı gol, kendilerine sadece teselli oldu diyebilirim.
*
Uzatmaya gerek yok. Yüreğini ortaya böyle koydun mu? Medıcalpark’ta her takımı yenersin.
Bu galibiyet, bağımsızlığın kalesi olan Cumhuriyet Bayramımızla beraber, bordo mavili camiaya çifte bayram oldu. Bize de ‘’ Kutlu olsun’’ demek düşer.
Çifte Bayram!
Çifte Bayram!