Dalaşma Danış

Yolda cipiyle giden kişi koyunlarını otlatan çobanın yanında durur. - Arkadaş sana kaç tane koyunun olduğu söylersem bana onlardan birini verir misin? Bak ama ben bilemezsem sana bu cipi vereceğim. - Tamam der çoban. Hakikaten bilir adam koyun sayısını. -

Yolda cipiyle giden kişi koyunlarını otlatan çobanın yanında durur.
 
- Arkadaş sana kaç tane koyunun olduğu söylersem bana onlardan birini verir misin? Bak ama ben bilemezsem sana bu cipi vereceğim.
 
- Tamam der çoban. Hakikaten bilir adam koyun sayısını.
 
- 357 der. Hayvanlardan birini alır arabanın arkasına koyar
 
Pek tafralı sorar çobana;
 
- Benim ne iş yaptığımı biliyor musun?
 
Tereddütsüz cevap verir çoban;
 
- Danışmansın sen der. Danışmansın elbet.
 
Çağırmadan geldin, bildiğim şeyi bana söyledin, karşılında da bir koyunumu istedin. Üstelik alıp arabana koyduğun hayvan koyun bile değil, köpeğim.
 
Her ne kadar fıkra böyle dese de gün, herkes herşeyi bilmek zorunda değil, fakat bileni kullanmak, bilene danışmak günü.
 
Bilgi bu denli ulaşılabilirken, cehaletin keyfi bir tercih olduğu zamanlardayız.
 
Bilgi kadar duruş, seçimler, kararlar hususunda da danışmanın mutlak olduğu bir noktadayız.
 
Prkriz yönetimi, kurumsal finans, mali işler yönetimi, hitabet ve hatta giyim kuşam gibi pek çok konuda hizmet veren danışman firmalar güne, gerçeklere ve ihtiyaca uygun çerçevede yardıma hazırlar. Yeter ki talep edilsin.
 
Bu bağlamda hacim olarak büyük, özellikle de halka arz şirketlerin koltuklarında oturan başkan ve  icra kurulları üyelerinin ağızlarından çıkacak her kelime direkt olarak piyasayı ilgilendirdiğinden resme büyük bakıp genel duruş, fotoğraf ve  beyanat verme hususlarında mutlaka danışmanları olması gerektiğini düşünüyorum.
 
Önemli mevkilere ulaşmış olan kimselerin egoları her ne kadar Işık hızıyla büyüyor olsa da, gerçekte sınırlı bir süre için (!) temsil ettikleri kurumu, markanın ticari itibarını zedelememek adına bu egolardan acil sıyrılmak şart.
 
Danışman firmalara ödenecek bedellerden gereksiz bir hassasiyetle masraf olmasın bakışıyla kaçınmak,  profesyonellikten ve koltuklarında oturdukları kurumların büyüklüğünü anlamaktan oldukça uzak bir yaklaşım olacaktır elbette.
 
Özellikle borsada işlem gören şirketlerde korunması gereken değerlerin ve tabii hissedar menfaatlerinin hiçe sayılarak icra kurulları basında bulunan kimselerin cahil yaklaşımları sebebiyle yaşanacak kayıplar pek tabii arkası aranacak hatalar olacaktır.
 
Nitekim yeni Sermaye Piyasası Kanununda yer alan düzenlemeler bu kimselerin cezai ve hukuki sorumluluklarının altını çok net çizmektedir.
 
Günün sonunda yanlış idare sebebiyle töhmet altında kalmamak veya daha basiti kırılan potlardan sebep özür cümleleri kurmamak, bir de en vahimi "Ben yaptım, oldu.." yaklaşımıyla yarınları lekelememek adına sorumlu bir tavırla danışmanlara danışmalı.
 
Tüm iyi niyetimle değinmiş olmak adına söylüyorum;
 
Hakikaten herkes herşeyi bilemez,o koltukları değerince doldurabilmek için yardım alın.
 
 
 
 
 

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri