Bizler ailelerimizin yanında sıcak yuvalarımızda mışıl mışıl uyurken, onlar uçsuz bucaksız ovalarda, vadilerde,kanyonlarda, dağlarda eşkıyayı yok etmek için canlarını ortaya koydular, 17 fidan açamadan toprağa düştü, basın yayın organları veya TV karşısında haberi ilk gördüğümüzde Allah rahmet eylesin dedi bir kısmımız, bir kısmımız ise hiç oralı bile olmadı, nasılsa her gün yaşanıyor bu olaylar sıkça şehit haberleri okunuyor bu Ülkede, tepkilerimiz git gide zayıflıyor, şehit haberleri artık hepimiz için yaşamın normal bir parçası gibi olmuş, koskoca Meclis’te üzerinde yaşadığımız topraklar hakkında pazarlıklar yapılıyor yine kimsede çıt yok kısacası sindik, sindirildik bunu artık kabul etmeliyiz hep birlikte.
Terör artık o kadar rezil bir duruma geldi ki, cezaevlerinde Devleti tehdit ederek sürdürülen açlık grevleri ve bunlara destek veren siyasi partinin ahlaksızca açıklamalarından alın da, yollara döşenen tank mayınları sonucu şehit olan güvenlik güçleri ve hiçbir suçu olmayan günahsız sivillerin adice kalleşçe ölümleri ve muhalefet partilerinin saçma sapan terörle mücadele açıklamaları, bir tarafta teröristlerin muhatap kabul edilip istek ve arzularının yerine getirildiği, diğer tarafta terörizmle yıllar boyu canları pahasına mücadele eden askeri personelin terörist yerine konduğu bir Ülke, nereye gidiyoruz kime inanıp, kime güveneceğiz artık, diye düşünüyor vatandaş.
Terörist başı Abdullah ÖCALAN’ın üzerindeki tecridin kaldırılması, anadilde savunma ve anadilde eğitim haklarının tanınması talepleriyle ilgili başlatılan açlık grevleri sürüyor, son olarak da BDP Milletvekilleri açlık grevine başlamış ve çözüm için gerekirse ölebileceklerini belirtmişler. Şaşırtıcı olan açlık grevindeki milletvekillerinin kuzu partileri yaptıkları, cezaevlerinde açlık grevi yapanlardan çoğunun kilosunun aynı olduğu hatta bir mahkumun bir kilogram aldığı ortaya çıkmış. Böyle açlık grevine can kurban.
Bu ülkeyi kim yönetirse yönetsin, hangi düşünceye sahip olursa olsun, iktidarın tehditlere boyun eğeceğini hiç sanmıyorum. Burası Patagonya değil Türkiye Cumhuriyeti, bu nedenle açlık grevleri ne boyun eğip istekleri kabul etmek demek Vatana ihanet, hainlik demektir cezası da büyüktür. Açlık grevinde bulunanlar varsın sürdürsünler grevlerini ,onları gündem de tutan yazılı ve görsel basın da artık bunlarla ilgili haber yapmayı bıraksın tabi bu arada açlık grevinden ölen olursa kendi sorunları ölen ölür kalan sağlar bizimdir, keza bu yüce millete verecekleri çok hesapları var.