Derin Trabzonspor gerçekten var mı? Bu soruya cevap ararken Gazeteci Cevat Ocak'ın "Derin Trabzonspor" kitabını yeniden gözden geçirmemek saygısızlık olur.
Trabzonspor'da eski futbolcular, eski yöneticiler ve basın mensuplarından oluşan bir gruba itham ediliyor "Derin Trabzonspor" sıfatı.
Derin Trabzonspor diye itham edilenlere göre, Özellikle İstanbul'da yaşayan başkanlar, geçmiş dönemlerde olduğu gibi Trabzonspor yanlış yönetiliyor, hatta uçuruma yuvarlanıyor. Kulüp dibe vuruyor. Geleceği düşünmüyorlar. Bıraktıkları enkazı temizlemek ve bordo mavili kulübü ayağa kaldırmak onlara kalıyor. Kendilerini külubün gerçek sahipleri sayıyorlar.
Bir tarafa "Derin Trabzonspor" denirken karşısında duranları "Yüzeyel Trabzonspor" olarak tanımlamak yanlış olmayacak. (Başka tabiri olan varsa lütfen not etsin) Bu cephedeki iddia ise; geçmişte kulübe emeği geçen bu isimler, taraftarın gönlüne "efsane" olarak zaten yazıldı. Ancak, Trabzonspor'a zarar veriyorlar artık. Trabzonspor'dan nemalanıyorlar. Her konuda onların dediğini "doğru" kabul etmek, onların istediği isimleri yönetime almak bir zorunluluk değil.
Tüm Trabzonsporluların olduğu gibi bu satırların sahibinin de her iki taraftan dostları var. Naçizane düşüncemiz o dur ki;
Trabzonsporlunun derini ya da yüzeyeli olamaz.
Trabzonsporlunun gerçeği ya da sahtesi olamaz.
Trabzonsporlunun iyisi ya da kötüsü olamaz.
Trabzonsporlunun İstanbullusu ya da Trabzonlusu olamaz.
Trabzonsporlunun İdmanocaklısı ya da İdmangüçlüsü olamaz.
Trabzonsporlunun doğum tarihi 02 Ağustos 1967'den farklı olamaz.
Trabzonsporlunun sadece bordolusu yada sadece mavilisi olamaz.
Ve en önemlisi; Trabzonsporlunun haini olamaz.
KONGRE TARİHİ
Demokrasilerin aynası seçimdir. Gündem her ne kadar yoğun olsa da, bir başka gündem maddesi de Trabzonspor Kongesi. Şimdi buradan başta İbrahim Hacıosmanoğlu ve diğer kurullar olmak tüm Trabzonsporlulara çağrı da bulunuyorum. Gelin kongre tarihini 31 Mayıs olarak belirleyelim. Dere geçerken at değiştirilmesin. Başarılı bir sezon geçiren sandığa gitsin ve devam etsin. Başarısız ise görevi bıraksın. Yeni gelecek ekibin hoca ve oyuncu noktasında eli rahatlasın.
BAŞKANIN KARNE ZAMANI
Toplumdaki ana yanlışlardan birisi de, bireyleri doğru ve yanlışları ile değerlendirmemek. Seviyorsanız, tüm doğruları o yapıyor. Yanlış yapma şansı yok.
Sevmiyorsanız ise, tüm yanlışlar onun. Doğru yapma şansı yok.
Geriye doğru gittiğimizde Sadri Şener'in, Nuri Albayrak'ın, Faruk Özak'ın, Özkan Sümer'in, Mehmet Ali Yılmaz'ın doğrularını ve yanlışlarını gördük.
Başkan Hacıosmanoğlu'nun da diğerlerinden farkı yok. Her ne olursa olsun bu kritik ortamda Sadri Şener'e açılan dava, eski yöneticileri basın yoluyla atfedilen sözler, Hami Mandıralı'nın durumu ne kadar yanlış ise, transferde yapılanlar da bir o kadar doğru.
Adrian, Olcan, Henrique ve diğerlerinin gönderilmesi, kadroya katılan yerli isimler önemli değişimler.
Şunu da belirtelim. Para eden oyuncuları elden çıkarmak kolay. Başkan Hacıosmanoğlu'nun asıl sınavı ise şimdi başlıyor.
Bamba, Colman, Malouda, Janko gibi isimleri küubü en az zarara uğratarak göndermek önemlidir. Yerlerine gelecekleri iyi belirlemek, yeni bir Malouda, Janko krizi yaratmamak Hacıosmanoğlu'nun karnesi olacaktır.