Trabzon, diğer tüm illerimizde olduğu gibi ekonomik ve sosyal alanlarda bir bütün olarak, gelişmek, zenginleşmek istiyor.
Trabzon"un zenginleşmesi; Trabzonlular için iş, aş, ekmek demek, yaşam kalitesinin yükselmesi demek. Göç vermek değil, göç alan il olmak demek.
Trabzon göç vererek yalnız kendisi için değil, İstanbul gibi göç alan diğer metropoller (büyük şehirler) için de sorun oluşturmaktadır.
Demek ki göç veren Trabzon"un sorunu ayni zamanda metropol kentlerin, başta da İstanbul"un sorunudur.
İstanbul Büyük Şehir Yönetimi Trabzon ile ilgilenmek, tersine göç ve göçü önleyici politikaların oluşturulmasında Trabzon ile kader birliği yapmak zorundadır.
Önce İstanbul kendine yeni bir stratejik yol çizerek, moda, tasarım, bilgi teknolojileri, ilaç, turizm, kültür sanat, finans ve lojistik
gibi yüksek katma değer yaratan sektörlerde geliştirmelidir. (OECD 2008 İstanbul Raporu)
Yoksa İstanbul yatırımları kendine çekerek, Trabzon"dan olduğu kadar, Anadolu" dan niteliksiz, kısmen nitelikli işgücünü alarak küresel bir metropol şehir olamaz,
Otuz milyonluk bir İstanbul"un yaratacağı sorunları ise Türkiye kaldıramaz.
Günümüzde toplumsal sorunların çözümü, bunalımların ortaya çıkmasını beklemeksizin, katılımcı demokrasi, diyalog, ikna ve uzlaşmadan geçerek çözülmektedir. Ancak, bu diyalog ve uzlaşmanın, rastlantılara bırakılmayıp, kalıcı ve kurumsal bir yapıya kavuşturulması kaçınılmazdır. (Ekonomik ve Sosyal Konsey Yasası)
Ekonomik ve sosyal konseyden; Politikaların oluşturulmasında, toplumsal uzlaşma ve işbirliğini sağlayarak, sürekli ve kalıcı bir ortam yaratarak çözüm üretmesi beklenmektedir.
Günümüzün gelişmiş toplumlarında hükümetle toplum kesimleri arasındaki diyalog sadece siyasal diyalogdan ibaret değildir.
Ekonomik ve Sosyal Konsey" in Trabzon"da özel bir gündemle toplanmasını sağlayarak, Trabzon"un gelişme niyetini Hükümetin gündeminde yer almasını sağlayabiliriz.
Trabzon lobisi bu toplantıyı düzenlemeden önce dersine iyi çalışarak, Yerel Kalkınma konusunda yıllık programlara aldırılmasını istediği hususları hazırlamalıdır.
Trabzon Stratejik Planuı ile konuya bütünsel bir yaklaşımda bulunması en makbulüdür.
Trabzon Sivil Toplum Kuruluşları çalışmalarının ana omurgasını, Ekonomik ve Sosyal Konseyin toplanmasını sağlayacak lobi çalışması oluşturmalıdır.
Böylece hem İstanbul, hem de Hükümet üzerinde sonuç alıcı temaslar olabilsin.
Olmazsa ne olur?
Olan, ötelenmiş hayallerimize olur.
Beş yılda bir sandığa oy atmak, sonra da yan gelip yatmak; bugünkü demokrasinin tanımı ile örtüşmüyor.