Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Fakıbaba fındıkta yaşanan düşük verim ve kalite sorunlarının küçük tarım arazilerinin bütünleştirilmesiyle çözülebileceğini savunmaktadır.
Bize göre sorunun esası arazilerinin bütünleştirilmesi değil, organik tarıma geçme kararı alan hükümetin bugüne dek fındıkta ve çayda sağlıklı bir organik tarım politikasının oluşturamamasıdır.
Çayda ve fındıkta verimi ve kaliteyi doğrudan etkileyen temel sorun toprağın bitki besin elementlerince tüketilmiş olması; bitkinin topraktan besin elementleri alma kabiliyetinin oldukça azalmasıdır.
Başka deyişle toprakta kaybolan veya eksilen makro bitki besin elementlerini (kalsiyum, magnezyum, potasyum, fosfor, demir vb.) ve mikro bitki besin elementlerini ( bakır, çinko, molibden, bor vb.) doğal olarak tükenmiş toprağa yeniden vermeden, toprağı yeniden mineralleştirmeden, toprağı iyileştirmeden, sağlıklı bir tarım politikasından söz etmek mümkün değildir.
Yeniden mineralleşen toprakta pH değeri yavaşça yükseleceğinden bitkinin topraktan besin elementlerini alma kabiliyeti de kendiliğinden artacaktır.
İşte bundan sonra sağlıklı toprak, besin değeri ve verimi yüksek çay ve fındıktan söz etmek mümkün olabilecektir.
Yukarıda özetlemeğe çalıştığımız tüketilmiş toprak, çok düşük pH sorunları nasıl aşılacaktır?
Çiftçiye önereceğiniz çay ve fındık için organik bir gübre var mıdır?
Hangi organik gübre nasıl ve ne kadar kullanılacaktır?
Çiftçi için ucuz ve ulaşılması kolay gübre hangisidir?
Çay için ve fındık için bilimselliği ve uygulanabilirliği ispatlanmış, patentli bir organik gübre mevcut mu?
Bu konuda özel sektörün kendilerine özgün değişik gübre tanıtımları ve ÇAYKUR un deneme çalışmalarını biliyoruz.
Günümüzde sürdürülebilir organik tarımdaki temel anlayış doğal ekosistemi taklit etmektir.
Bu nedenle tarihsel dönemde insanlar bahçelerini aktif yanardağlarının etrafında kurarlardı.
Canları pahasına da olsa, gökten yağan mineralli volkan külleri topraklarını yeniden mineralleştirir, eksik elementler tamamlanır, toprak yeniden hayat kazanır, bereketli hale gelirdi.
Doğal organik tarım 1900 lı yıllarda yerini verimi çok daha fazla artıran azotlu kimyasal tarıma bıraktı.
Ancak son 30 yıl içerisinde kimyasal gübrelerin toprağı tükettiği, çevreyi kirlettiği ve insan sağlığını tehdit ettiği anlaşılınca gözler yeniden organik tarıma, toprağı yeniden mineralleştirme, iyileştirme yöntemine çevrildi.
1990’lı yıllardan itibaren, başta Avusturalya olmak üzere, tüm dünyada, bazalt kaya tozunun organik tarımdaki önemini belirleyen çalışmalar ve denemeler günümüze dek hızla yayıldı.
Bitki büyümesi için elzem olan makro ve mikro besin elementleri bazalt tozunda bulunmasına karşın azot fosfor, potasyum gibi gübre elementleri çok az miktarda bulunur.
Bu nedenle toprağa yeniden hayat veren, bitkiler için gerekli elementleri içeren bazalt tozunun tam olarak gübre görevi yapabilmesi için organik atıklardan oluşan kompost gübresi ile karıştırılması gerekir.
Özetle sağlıklı bir tarım politikası oluşturmak, çay ve fındık bahçeleri için en uygun gübreyi önermek, çiftçiyi bu konularda eğitmek devletin asli görevi olmalıdır.
Bunları yapılmadan sadece tarım arazilerini tekelleştirerek büyütmek geleceği belirsiz olan bir tarım politikası olacaktır.