Feda mı heba mı?

Yeni bir transfer dönemi geliyor ve Trabzonspor yönetimi bir karar vermek zorunda!Önümüzdeki iki yılı feda yılı ilan edip gelecek on yılı mı kurtaracak yoksa pahalı ve verimsiz transferlerle önümüzdeki on yılı heba mı edecek?Bu bir tercih meselesidir.İbra

Yeni bir transfer dönemi geliyor ve Trabzonspor yönetimi bir karar vermek zorunda!

Önümüzdeki iki yılı feda yılı ilan edip gelecek on yılı mı kurtaracak yoksa pahalı ve verimsiz transferlerle önümüzdeki on yılı heba mı edecek?

Bu bir tercih meselesidir.

İbrahim başkan göreve gelmeden önümüzdeki on yılı kurtarma peşindeydi.

Başkan olduktan sonra da Malouda, Waris, Yatabare, Constand ve adını unuttuğumuz yerli oyuncularla gelecek on yılımızı karartma peşinde.

İbrahim başkanın performansı tüm değerleri katletme amaçlı.

***

Başkan ve ekibinin transfer politikası türbinlere oynamak üzerine kurulmuş.

Bu politika da Trabzonspor’un geleceğini heba ediyor.

Bu yüzden geleceğimizin heba olmaması adına önümüzdeki iki yılımızı feda etmeliyiz.

Çok pahalı, bütçeyi zorlayan, doymuş oyuncular yerine ekonomik, takımın ruhunu bozmayacak, şehre kolaylıkla adapte olabilecek ve başarıya aç oyunculara ihtiyaç var.

Elimizde zaten sakat olsalar da Bosingwa ve Cardozo var.

Her ikisinin de profesyonellikleriyle genç oyunculara öğretecekleri çok değerler var.

Üstelik bu öğrenileceklerin bedeli milyon Avrolarla bile ölçülemeyecek değerde.

***

Hem bu feda yıllarını uygulamak Şenol hocayı eleştirmekten de kolay.

Hocamızın ne amaçla söylenirse söylensin  “salaklar” demesini desteklemiyoruz ama basın toplantısındaki sözlerinin arkasındayız.

Yaptığı konuya tersten yaklaşmaktan başka bir şey değildir.

Bardağın yarısı boş demek yerine dolu deseydi söylenilenin etkisi bu kadar olabilir miydi?

 

***

Ulaş Özdemir,  Orhan Çavuşoğlu,  Aydın Gelleci, Tarkan Üzen ve  Yakup Çamoğlu’nun bir araya gelerek şike panelleri düzenlemelerinin ve bu panellere Türk futbolunun “Atatürk’ e ihtiyacı var” diyen Declan Hıll’i Trabzonluların ayaklarına kadar getirmeleri,

Aksal Yavuz ve Olcay Çakır’ın TV kanallarında korkmadan ve çekinmeden yiğitçe şikeyi anlatmaları,

Hasan Al’ın,  “ Kupa Başbakanda ” kitabını yayınlaması,

Emre Vural’ın duygusal yazıları ,

İhsan Öksüz’ün, yol göstericiliği,

Birçok ilde her cumartesi yapılan şike karşıtı “Temiz futbol” eylemleri,

Ya, TAKA gazetesinin “ Madem öyle işte böyle, Fener’i puan cetvelinden çıkarttık”  diyerek manşet atması…

Bunların hepsine ilham veren ve herkesi bir arada tutan Şenol hocamızın 2010 – 2011 sezonunun son maçı olan Karabük maçından sonra otobüse çıkarken söyledikleridir.

***

Şenol hoca o günden farklı bir şey söylemedi arkadaşlar,  hala o otobüse binen Şenol hoca!

Gereksiz ve anlamsız, enerjimizi boşa harcatan bir tartışma.

Asıl tartışmamız masaya yatırmamız gereken kendi içimizde

İbrahim başkanın adaletsizlikleri, hukuk tanımazlığıdır.

Bunları kendi içimizde çözmeden başkalarından şike sürecini adil bir biçimde çözmelerini beklemek mümkün değildir.

***

Çözümün ilk adımı kişilerin değil TS’un adamı olmaktır.

İkinci adım,  Aralık ayında ortaya konulacak sandığın içine İbrahim başkanı kilitlemek.

Sonra da gelecek yıllarımızın heba olmaması için iki feda yılına ihtiyacımız olduğunu camiaya doğru bir şekilde anlatmak.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri