Karşılaşma başlamadan stadyum hoparlöründen geliyordu , bir hafta önce babasını toprağa verdiyse de, Türkiye’de kolbastıyı en iyi söyleyen ve uyarlayan Trabzonlu sanatçı Kaptan’ın sesi…
Zordur insanın babasını kaybetmesi,zordur bir takımın sahasında rakibine yenilmesi…
Önemli rakibine yenilmeden, 90 dakikayı galibiyetle yada beraberlikle kapatmalıydı Trabzonspor ama Fırat’ın düdüğü ve Serkan Ok’un bayrağı izin vermedi.
Top Egemen’in ayağına her geldiğinde ıslıklanması ve yuhalanması olacak iş değildi. Egemen‘in Trabzonspor'dan nasıl ayrıldığını ve hangi şartlarda ayrıldığını buraya yazmanın sanırım zamanı değil ama At’ı alan zaten Üsküdar’ı geçmiş be kardeşim.
Egemen’e yuh çekilirken, harcanan sesi takımına destek olarak verilseydi, sanırım daha faydalı olurdu. Adam topunu oynadı,terini akıttı ,parasını aldı,günü geldi gitti. Ha, gitmese iyi olurdu da, O tabi ayrı bir paragraf.
*
Bordo mavili taraftarların aralarının şu sıralar iyi olduğu Kartal takımında Edu,Veli,
Simao ve Necip kadroda yoktular.
Trabzonspor da ise Vittek,Tayfun,Barış Özbek ve Piotr Brozek sakat.
Ferhat,Pawel Brozek ve Sapara ise kadroda yoklar.
Maç başladığında Beşiktaş oyun anlayışındaki rengini belli etti. Siyah ve Beyaz
Yani ; “ Ya varım,ya yokum “ dedi.
İlk 45 dakika Almeida’yı ileride tek başına bırakıp 10 kişi oyunu kendi yarı alanında kabul eden Beşiktaş takımı, rahat değildi onu anladık da,ev sahibi ekibin ilk dakikalarında top ayaklarında iken bile enteresandır panik hallerini anlayamadım.
Colman gibi topa basacaksın,kafanı kaldıracaksın ve oynayacaksın.
Colman’ın şimdilerde tek eksiği rakibin ayağındaki topa ayak koymamak, onun haricinde, omzunda ki Gitarını duvara asmış artık. Brezilyalı Socrates’den sonra gördüğüm en soğuk kanlı oyuncu oldu.
*
13 dakika da Alanzinho, 14 dakikada Egemen takımlarına adına ilk tehlikeli atakları “es” geçti.
20.dakikaya girildiğinde, bordo mavili taraftarların ve yedek kulübesinin yüreklerinin ağızlara geldiği andı. Quresma,müsait anda boş kaleye çaprazdan vurdu,günün iyi adamlarından Cech, gol çizgisi üzerinden gelişine kesti, topu günün başarılı isimlerinden kalecisi Tolga’ya teslim etti.
Dakikalar ilerledikçe ilk yarıda daha soğukkanlı ve ayağa pas yapmaya başlayan bordo mavililerin yaptığı pas yüzdesi ,sanırım Beşiktaş’ın pas oranını ezdi diyebiliriz.
*
İkinci yarının en tehlikeli atağı ilk olarak konuk ekipten gelirken,Quresma gerçekten Beşiktaş’ın en büyük silahı,Tolga ile sol çaprazda karşı karşıya kaldı iyi vurdu ama Quresma’nın da maç sonunda tebrik ettiği Tolga yine boşluğu çok iyi kapattı.
İlk yarıda Marke Cech’in, ikinci yarıda da Tolga’nın kurtardığı net gol pozisyonları bence karşılaşmanın kırılma noktalarıydı.
Meşin yuvarlağa fazla hükmeden Trabzonspor,net gol pozisyonlarını kaçıran ise Beşiktaş oldu,ilginç.
*
Hafta içi Trabzon’da İnter maçını izleyen Carvalhal,anlaşılan dersini iyi çalışmış.
İlk yarıda sahasına kapattığı takımını,ikinci yarıda açtı. İlk 30 dakikayı atlatan Beşiktaş takımı ikinci yarıda oyuna ortak oldu.
77.dakikada Celustka’nın kendi ceza alanında rakibe hareketine direk penaltı noktasını gösteren Biryantinli Fırat efendi, birde kırmızı kart çıkarınca aynı oyuncuya, Trabzon takımı 10 kişi kaldı.
Quresma’nın penaltı golünden 3 dakika sonra,İbrahim Toraman’ın eline çarpan topa,yan hakem Serkan Ok önce bayrak kaldırdı, sonra devam verdi, niye anlamadım,anlayan varsa beri gelsin.
İkinci devrenin değişik dakikalarında ev sahibinde Alanzinho,Colman ve Halil yerlerini Adrian,Volkan ve Henrique’ye bırakırken,konuk ekip de Ekrem,Almeida ve Quresma’nın yerine Mustafa,Alves ve Holosko oyuna giren isimler oldular.
*
Son dakikalarda Quresma ve Burak’ın yakaladığı net pozisyonlar skor tabelasını değiştiremedi.
Basın tribünnden bakarken İnter yorgunu Trabzonspor da bu maçın hakkı,banko beraberlikti rahat diyebilirim.
Karşılaşmanın uzatma dakikalarında,sizlerde ekrandan izleyeceksiniz ki, Glowacki’nin bariz kafa golüne itme diye bir faul veren orta hakem Fırat Aydınus karanlık geceye , yetmezmiş gibi şüpheli bir sis perdesi indirdi.
Değil mi Fırat ?