Hocanın çıkışları pek hayra alamet değil!
Artık bu saatten sonra hoca ve başkan arasına kara kedi girmiştir!
Hocanın “giderim” demesi resmen bir tehdit.
Ve bu açıklamanın devamı ikili arasında küçük çaplı bir savaşın başlangıcıdır.
Daha büyük bir savaşın başlaması da saha sonuçlarına bağlı.
Lige kötü sonuçlarla girilmesi bu savaşın boyutunu büyültebilir.
Geçmişe baktığımızda bu hikâyelerin sonunu tahmin edebilmek için kâhin olmaya gerek yok.
◊◊◊
Hocamızın her iki hazırlık maçı sonrası açıklamaları başkan ve yönetimi adına gerçekten birer facia!
Bu açıklamalardan sonra transferlerin peş peşe gelmesi de çok daha büyük bir facia.
Transfer yapılması facia diye nitelendirilmesi de nedir, diye sormayın.
Bu transferler hocanın tehditleri olmasa olacak mıydı?
Bu transferleri gerçekleştirme gücünüz vardı madem, bugüne kadar neden beklediniz?
Bu soruların cevapları ne olursa olsun kesişecekleri tek nokta yönetim basiretsizliğidir.
Başkan, hocanın çıkışına kadar, başta hoca olmak üzere herkesi oyalamıştır.
◊◊◊
Hoca çıkışıyla, kendi açısından çok haklı olduğunu söylemekte yarar var!
Madalyonun diğer yüzüyle bu çıkışı basın huzurunda yapması bir o kadar da yanlıştır.
Üstüne üstlük yüksek perdeden ifade şekliyle.
Sonuçta hoca kazanmış kamuoyunda başkan karşısında eli güçlenmiştir.
Bu çıkışla birlikte transferler yapılmamış olsaydı bile olası bir başarısızlıkta şimdiden yönetimi adres göstererek kendini kurtarma peşine gitmiştir.
◊◊◊
Vahit hocadan; bir Şenol Güneş, Mustafa Reşit Akçay, Hami Mandıralı tavrı beklememelisiniz!
Onlar TS’un menfaatlerini, hoca da kariyerini düşünür.
Sakın ola, Vahit hocaya bundan dolayı kimse kızmasın.
Asıl kızılması ve eleştirilmesi gerekenler başkan ve ekibidir.
Hani transferleri hocamızın görüşlerine göre yapıyorlardı?
Böyle olsaydı Vahit hoca; 3 tane, 3 de yetmez 5 tane, 5 de yetmez 10 tane transfer ister miydi?
◊◊◊
Yerli oyuncu transferleri hocanın görüşleri alınarak yapıldı diyorsanız kesinlikle yanılıyorsunuz!
Hocanın, Gokhan’ı, Turgut’u, Salih’i, Ferhat’ı ve diğerlerini tanıdığını söylemek hayalcilikten başka bir şey değil.
Bizler yerli transferleri çok doğru bulsak da hocamız burun kıvırıyor.
Bu şüpheci bakıştan hocanın transferlerde etkisi ve yönlendirmesinin olmadığı ortaya çıkar.
Bu transferler yapılırken, Trabzonspor’da eskiden hocalık yapmış birilerine sorulmuş.
Başkalarına soracaktınız ne gerek vardı Vahit hocaya?
Kime sorduysanız, O gelse daha iyi olmaz mıydı?
Oyuncuların transferinde takımın hocası yerine başkalarına soranlara, hesap sormak durumundayız.
Görünen o ki, yerli oyuncu transferlerinde davul Vahit hocanın boynuna asılmış ama tokmak başkasının elinde.
Hocanın isyanını anladınız mı?
◊◊◊
Yine söylüyoruz son günlerde yapılan yabancı transferler sağlıklı ve doğru planlanmış bir çalışmanın ürünü değildir!
Bu transferler günü kurtarma transferleridir.
Oyuncuların kariyerine ve oynadıkları takımlara bakınca itirazımız çok saçma gelebilir.
Bizce birçoğuna umut bağlamayın.
Malouda ne kadar katkı yapmışsa, Cardoza ve Kevin Constant’da o kadar katkı yapar.
Her şey transfer taksitlerinin ödeneceği ilk güne kadar iyi gider, sonrası da malum.
Trabzonspor’un bu tip transferlere ihtiyacı yok.
Janko ve Emerson transferlerini eleştirenler daha iyi işler çıkarmak durumundadırlar.
◊◊◊
Şimdi, geçen hafta yazdığımız yazımızda “VAHİD HOCA, İLK YARI SONU GİDER!” başlığını neden koyduğumuzu daha iyi anlatabildiysek ne mutlu bize!
Trabzonspor’un sorunları kötü yönetilmesinden kaynaklanıyor!
Güle güle, Vahit hocam!
Keşke Trabzonspor’da daha iyi bir başkanla çalışma şansı yakalamış olsaydınız!