AK Parti"nin basına karşı olan tutumunu anlamak mümkün değil.
Tamam, her kurumu tekelinize alma arzunuzu anlayabiliyorum.
Ama basını kendi tekelinize alma isteğinizi çok çirkin buluyorum ve bunu her seferinde hissetmek beni çok rahatsız ediyor.
İktidar olmanız, herkesin sizin gibi düşünmesini beklemenizi gerektirmiyor sanırım.
AK Parti"nin geçtiğimiz Pazar günü Zorlu Grand Otel"de gerçekleştirilen, basının bir gün önceden davet edildiği divan kurulu toplantısında inanın "Bu kadarı da olmaz" dedim.
Tüm vekillerin ve Bakan Özak"ın katıldığı divan kurulu toplantısında divan başkanlığını AK Parti İl Başkanı Muhammet Balta yapıyor.
İlçeler, köyler Tüm partililer salonu tıklım tıklım doldurmuş
İl Başkanı olmanın verdiği gururla kürsüye çıkan Muhammet Balta, tek satır yazılabilecek (haber değeri taşıyan) cümle kurmadı. Yani partililere yönelik, tamamen partilileri ilgilendiren bir konuşma yaptı.
Sırayla vekillerin konuştuğu toplantıda Muhammet Balta, bir vekilin konuşmasını yarıda keserek, "Basın mensubu arkadaşlarımız toplantının akıbeti açısından, lütfen sessiz olup dinler misiniz? O taraftan çok gürültü geliyor" diyerek 15 basın mensubuna biranda salondaki bütün gözlerin çevrilmesine neden oldu.
Şimdi diyeceksiniz; "Konuşmayın sizde "
O esnada "Acaba buradan haber çıkar mı?" diye düşünüyordum şahsen.
Basın mensubu arkadaşlarımda pür dikkat dinliyordu.
Muhammet Balta, partililerinin kendilerini dinlemediğinin farkında bile değildi, ama biz farkındaydık.
Böyle bir üslubu hem mesleğim adına hem de şahsım adına kabul etmiyorum.
Birde siyasetçi kürsüye çıktığı zaman kendisini dinletecek, dinleyenleri sıkmayacak.
Dinleyen bir şey öğrenecek.
Aslında o anda verilmesi gereken en güzel cevap, gazetecilerin salonu terk etmesiydi.
Ama henüz Bakan Özak, konuşmasını yapmamıştı ve yazacak hiçbir şey yoktu.
Gelelim ikinci skandala...
TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl kürsüde. O da ne?
Basın mensuplarına çok kızıyorum. Görevlerini iyi yapmıyorlar. Paparazzilik yapmayı bırakın artık
Neden Sayın vekilim, nedir sorun?
"Yeni yapılan hastaneye uzman doktorlar geldi, basın mensuplarını davet ettim, sadece 1 gazeteci geldi"
Sayın vekilim bırakın da kimin hangi habere gideceğine siz karar vermeyin isterseniz...!
Adeta günah keçisi ilan edildik.
AK Parti Milletvekili Mustafa Cumur"un da, (Fiskobirlik seçimleri döneminde) Yemlenen basın sözünü unutmadığımızı da hatırlatmak isterim. Basın mensupları sanki azarlanmak için toplantıya çağırılmış, adeta günah keçisi haline getirilmişti.
Gerçi "Üzüm üzüme baka baka kararır" Başbakan Erdoğan"da her seferinde basın mensuplarını azarlamıyor mu?
Şimdi "Acaba güçlü olan her zaman haklı olan mıdır?" diye soruyorum.
Öte yandan farkında mısınız; Asayiş olaylarının sebebi basın, Trabzonspor"un başarısızlığının nedeni basın, futboldaki şiddetin nedeni basın. Hiç kimse bir olayı gündeme getirmez, korkar, bekler ki basın mensupları ucuz kahramanlıkla gerçekleri ortaya çıkarsın. Aynı kişiler bu olayları basın yazdığında basını suçlu ilan eder, hatta tehdit eder.
*****
Sigara yasağı beraberinde neleri getirecek?
Sigara yasağını ön gören kanun teklifi meclisten geçti.
19 Mayıs"ta uygulamaya konulacak olan kanunla kamu binaları ile bar, stadyum, restoran ve kahvehane gibi eğlence yerlerinde sigara içilmesi yasak ve özel alanlar da artık oluşturulmayacak.
Açık alanda bile sigara yasak. Özel yerler oluşturulacak.
Vatandaşın bu sürece alışması biraz zor olacak.
Uygulanabilirlik konusunda bayağı sıkıntı yaşanacağa benziyor.
Denetimler nasıl olacak peki?
Emniyette özel birimler mi oluşturulacak?
Her tiryakinin başına bir polis dikilemez herhalde
Kahvehaneleri düşünelim ki sigara içilmesin. Mümkün mü? Hayal gibi
Polis gelecek ve "Burada sigara içmek yasak" diyerek cezayı kesecek.
Vatandaşta ya paşa paşa cezayı ödeyecek yada önce polise, sonra kanuna, sonra da devlete kızacak. Böylelikle devlete ve polise karşı mukavemette ciddi bir artış yaşanacak.
Avrupa"da da aynı uygulama yapılıyor ancak, bunun bir alışma süresi var, eğitimi, kültürü var. "Tavuk kaza bakmış" misali gibi umarım olmaz.
Bakalım Türkiye bu süreci kazasız belasız atlatabilecek mi?