Ülkeyi bölüp parçalamak isteyen hainler, Ülkemizi zorla Kobani bataklığına sokmaya çalıştılar ama başaramadılar. Eğer Türk yetkililer Kobaniye silah mühimmat yardımı yapsaydılar bunun faturasını çok ağır öderdik, o silahlar bir gün mutlaka bize yönetilmiş olurdu.
Gerçek ismi “Ayn El Arabeyn” olan Kobani; Neresidir benim gibi milyonlarca Türk vatandaşının daha düne kadar bilmediği bir yerdi, IŞİD saldırısıyla bir anda gündeme geldi, peki bu Kobani’de yaşayanları Türkiye korumak zorundamıdır? Ya da bir garantörlük mü var, bilmediğimiz.
Ülkemizde bu gün yaşanan olayları aylar önce yazmıştım, bir önceki yazımda da gerek ÖCALAN’ın gerekse BDP ve diğer bölge Partilerin, sürecin başarılı olmasını istemediklerini açık bir şekilde belirtmiştir. Bu olaylar tamamen süreci baltalamaya yöneliktir. AK Parti hükümeti süreç konusunda akılcı sağlam politikalar üreterek bir bakıma sürecin diğer yanını temsil eden ÖCALAN ve uzantısı partileri önceden köşeye sıkıştırmıştır. Şimdi ÖCALAN kalkmış 15 Ekim’den sonra süreç biter diyor, süreç bitmez, bitecek olan Abdullah ÖCALAN’ın kendisidir. Artık Kürt halkı gerçekleri görmüştür. Özellikle Güneydoğu bölgemizde yaşanan olaylar Kürt vatandaşlarımıza maddi anlamda büyük zararlar vermiştir. Zararı verenler, onlarda kendilerine Kürt diyorlar aslında PKK yanlısı zavallılar. Aynen IŞİD’in islamiyeti kullandığı gibi “ölen de öldüren de Allahauekber demiyormu?” O zaman amaç ne! ne için yapılıyor bu eylemler?
Kobani’yi bahane ederek, PKK ve HDP’nin “sokağa çıkın çağrısı” sonrası bir çok ilde Atatürk heykelleri, Türk bayrakları, araç ve işyerleri ateşe verilerek Ülkede kaos ortamı yaratılmak istendi, ülkeyi bölüp parçalamaya yönelik yapılan eylemlerin tümü, etnik yapısına bakılmaksızın ülke halkı tarafından şiddetle kınandı protesto edildi, kaldı ki güneydoğuda göz yaşları içerisinde işyerlerinin yakılıp yıkılması sonucu talan edilen işyerleri önünde ağlayan kürt vatandaş da artık gerçeği görmüştür. Gerçek şu dur; Kürt halkı terörden bıkmıştır. PKK ile işbirliği yapıp keselerini dolduran Kürtler ise çıkarları doğrultusunda eylemlerine devam etmektedirler. PKK, HDP ve BDP çözüm sürecinin başarılı olmasını asla istemiyorlar keza başarılı olunması halinde sonlarının geleceklerini çok iyi bilmektedirler.
Tarihimize baktığımızda ülkeyi parçalamak, bölüp yok etmek amacıyla bir çok isyan hareketi gerçekleştirilmiştir. Bu isyanların arkasında sürekli yabancıların parmağı olmuş ancak her isyan hüsranla son bulmuştur. Bu isyanlardan en büyük zararı Kürt halkı görmüştür. Geldiğimiz bu günde Kürt halkının gerçekleri görme zamanı gelmiştir. Bir kaç zavallının ki, bunlar arasında bölge milletvekilleri de var yaptıkları eylemler ne kadar doğrudur, halkı provoke edip sokaklara salmak ve sonucunda ölümlere neden olmak ne için ve kimin yararına?
Ülke toprakları şehit kanlarıyla yıkanmıştır, hiç bir gücün bu vatanı parçalayıp yıkacak güce sahip olduğunu sanmıyorum, Güvenlik güçlerimiz gereken müdahalelerde bulunuyor ancak, en büyük korkum karşıt görüşlerin sokaklara çıkmasıdır ki Allah korusun bu ülkemiz için tam bir felaket olur. PKK ve onun uzantısı siyasi partiler artık miyadlarını tamamlamışlardır. Örgütten kopmalar her gün artarak devam ediyor, bölge halkının siyasi partilere inancı tamamen bitmiştir. Bu bakımdan herkesim son kozlarını oynuyor güçlü ve akıllı olan Türkiye Cumhuriyeti yine ayakta kalacak, diğerleri ise yok olup tarihin kirli sayfaları arasında yer alacaktır.