Şu ‘istemezükçü’ mevzusu kabak tadı verdi.
İktidar için çok güvenli huzurlu bir liman haline döndü.
Hatayı söylemeye gör!
Anında aynı kefeye konuyorsun.
‘İstemezükçü’ seni.
Seni gidi seni..
‘Yatırıma karşı bunlar!’ diye al aşağı ediliyorsun.
İstemüzükçüler vardı-yoktu tartışmasına girmeyeceğim.
Ama her defasında şuna sığınıldımı insanın yaka silkesi geliyor.
***
Şimdide Bakan Süleyman Soylu, Trabzon Tabipler Odası’nı ilan etti. Tabipler Odası Trabzonspor’un yeni stadyumu yanına Şehir Hastanesi Projesi’nin yapılmasının sakıncalarını ortaya koydu.
Trabzon halkının hangi hastaneleri, hangi nedenlerden tercih ettiğini de rakamlarla sundu. Bakan Süleyman Soylu da “ İstemzükçülükten vazgeçin. Siz ne derseniz deyin yapacağız.” diyor.
***
E bunu sadece Tabipler Odası istemiyorki sayın Bakan!
Trabzon Kent Konseyi de olumsuz görüş bildiriyor.
Hani siz sivil toplum örgütü temsilcilerine demiyor muydunuz; “Trabzon’da yanlışa yanlış diyeceksiniz. Sesiniz gür çıkacak!”
Şimdi hangi Süleyman Soylu’ya inanalım?
‘İstemezükçü’ ilan edene mi?
‘İstemezükçü’ ilan etmeyene mi?
***
Bir de şöyle bir gerçeklik var.
‘İstemezükçü’ dediklerinizin çoğu ya size yakın isimler yada sizle aynı siyasi görüşe hakim kişiler.
Trabzon sessiz olmamalı diyorsunuz ya..
İşte bugüne kadar sessizliği bundan dolayıydı.
***
Aklıma geldi sayın Bakan!
Size bir anımı paylaşayım.
Demokrat Parti’nin eski genel Başkanı Mehmet Ağar’ın
Trabzon’da mitingini takip ediyoruz.
Hava boğucu mu boğucu..
Çıktı kürsüye..
Önüne bir not iliştirilmiş belli..
Sonra kalabalığa döndü ve dediki; “Yahu bu Ak Partililer Güvercinciler Derneği seçime gitse ona bile karışıyor. Bırakın milletin yakasını..”