Her şey parayla!
Refah yaşam, parayla
Yaşam için elzem olan temiz hava da parayla!
Gün geçtikçe daha çok kirlettiğimiz, sağlımızı tehdit eden havanın korunması da parayla.
Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi enerji dünyasının üst düzey yöneticilerini, bürokrat, karar alıcı ve uzmanlarını uyarıyor:
‘Bütçeyi zorlayan enerji sübvansiyonun ülkelere maliyeti artıyor.’
Nedir enerji sübvansiyonu?
Enerji sübvansiyonu iki uçlu bir değnek gibi, enerji üretenin ve tüketenin devlet tarafından desteklenmesidir.
Karmaşık görünen konuyu biraz açmağa çalışalım.
Hızla artan nüfus ve insanoğlunun daha refah yaşam arzusu, daha fazla enerjiyi elzem kılıyor.
Bu nedenle devlet enerji üreticilerini hem yasal hem de parasal yönden destekliyor.
Öte yandan fabrika bacaları yanı sıra evimizin bacalarından, arabalarımızın egzozundan atmosfere saldığımız dumanlar soluduğumuz havanın aşırı kirlenmesine neden olmaktadır.
Sağlımızı tehdit eden hava kirliliğini en alt düzeye çekmek için devlet vatandaşından odun ve kömür yakmak yerine doğal gaz kullanmasını ister.
İsteğin etkili olabilmesi içinde kimi devletler doğal gazın fiyatını cazip olacak şekilde ucuzlatıp aradaki farkı kendi kesesinden öder.
Aynı anda hem enerji üreticisini hem de tüketicisini parasal yönden desteklenmesi özellikle gelişmemiş ülkelerin bütçesini zorlayabilen hassas bir konudur.
İşin daha ilginç yanı rapora göre sübvansiyonların, beklenenin aksine, yüksek gelir düzeyine sahip tüketicilere düşük gelir grubundakilerden çok daha fazla katkı sağladığıdır.
Raporun sonuç kısmında, enerji sübvansiyonlarının enerji maliyetleri, piyasaları ve çevre açısından kısa vadeli çözümler ürettiği varsayılsa da, uzun vadede sağlıklı enerji politikalarının sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkilediği vurgulanmaktadır.
HES'TEKİ ESAS SORUN YÜKSEK TEŞVİKTİR
Örneğin enerji üreticine verilen destek açısından bakıldığında, büyük getirim kaynağı olan HES den devlet iştah kabartıcı parasal desteğini biraz kesse, doğayı ve çevreyi koruyan daha gerçekçi bir HES politikası oluşturmak mümkün olacaktır.
NEFES ALMAKTA ZORLANAN TRABZON
Öte yandan kritik hava kirliliği olan bölgelerde, dar gelirli odun-kömür enerji tüketicisini sadece söylemlerle değil de doğal gaz fiyatlarının düşürülmesi ile ikna etmek mümkün olacaktır.
Örneğin Trabzon’da kışın hava kirliliği yeşil renkten kritik turuncu renge dönüşmektedir.
Eğer önlem alınmazsa, büyüyen şehirleşmeye bağlı olarak, turuncu renk, kısa bir zaman içerisinde yaygın kalp - solunum hastalıkların yaşanacağı kırmızı renge dönüşecektir.
Temiz-sağlıklı bir hava için çözümlerden biride, odun- kömür-kabuk yakan dar gelirli tüketicinin havayı daha az kirleten fakat daha pahalı olan doğal gazı kullanmasıdır.
Ancak Doğalgaz ulaştırılan mahallelerde kullanma oranının düşüklüğünden dert yanan Trabzon Büyük Şehir Başkanı Sayın Gümrükçüoğlu, Trabzon'da doğalgaz ulaşan daire sayısı 16 bin 409, iş yeri sayısı ise 899 iken doğalgaz kullanan abone sayısı 8 bin 784 olduğunu vurguluyor.
Bu sonuç hava kirliğinin kritik düzeyde yaşandığı bölgelerde, dar gelirli vatandaşın enerji tüketimi açısından desteklenmesinin zorunluluğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
Tıpkı Çin de olduğu gibi.