Hayri Gür Salonu ve Güvenlik

Trabzon bu yazının yazıldığı dakikalara kadar Avrupa Gençlik Oyunlarına en yüksek düzeyde ev sahipliği yapmış oldu. Bu ev sahipliği hakkında sayısız makale yazabiliriz. Mesela bu oyunlar için Trabzon’un seçilmesi bile başlı başına bir iştir. Dolayısı ile

Trabzon bu yazının yazıldığı dakikalara kadar Avrupa Gençlik Oyunlarına en yüksek düzeyde ev sahipliği yapmış oldu. Bu ev sahipliği hakkında sayısız makale yazabiliriz. Mesela bu oyunlar için Trabzon’un seçilmesi bile başlı başına bir iştir. Dolayısı ile bu işe daha işin mutfağında el koyan siyasilere teşekkürü bir borç bilmekteyim.

İşin bir diğer yönü oyunların açılış töreniydi. Bu konuda Sayın Başbakana bir mektup göndermiş durumdayım. Ha, eline geçer, geçmez, onu bilemem. Ama hali hazırda spor bakanlığına bağlı bir federasyonun Trabzon Temsilciliği’ni yapmakta olan bendeniz ücretiyle bir bilet bulamazken ücretsiz davetiyelerin hem de birinci sınıf mevkilere kimler tarafından nasıl dağıtıldığını duydukça , her fırsatta halk adına siyaset yaptığını dile getiren Sayın Başbakana durumu bir mektupla arz etmem gerekiyordu. Aksi halde kendime olan saygımı yitirebilirdim.

          Dünkü bisiklet yarışlarından hemen sonra 13 yaşındaki oğlumuzla Türkiye - Litvanya Basketbol Maçını izlemek üzere Hayri GÜR Salonuna gittik.   

          Biletimizi aldık, güvenlikten geçtik, salona girdik. Salonun ilk katı pota arkaları hariç tamamen doluydu. Üst katın ise tamamı boştu. Yani yaklaşık olarak 4000 kişilik olan üst kat koltuklarında in cin top oynuyordu. Biz de hemen üst kata çıktık. Çıktık ama Türkiye’nin o makus talihi YASAKLAR hemen karşımıza dikiliverdi. Bir özel güvenlikçi kibarca bu katın YASAK olduğunu söyledi ve bizi ve diğer aileleri salonun yarısından çoğu boş olan salonun alt katındaki pota arkalarına yönlendiriverdi. Bu emrin nedenini o bile bilmiyordu garibim.  

          Neyse dedik, kibarlığımızı bozmadık, alt katta zor bela yer bulup oturduk. Ama keyfimiz yok. Birkaç dakika sonra bir hareketlilik sezince izin verilmiş olabileceğini düşünerek yerimizden kalkıp tekrar üst kata çıktık. Baktık aynı özel güvenlikçi de dahil olmak üzere herkes oturuyor. Biz de hiç serzenişte bulunmadan güzel bir yerde oturduk. 5 dakika sonra oraya bir JANDARMA Ekibi geldi sevgili okuyucularım ve biz de dahil olmak üzere kibarca herkesi tekrar alt katın pota arkalarına yönlendirdi. Yani yarısından çoğu boş salonda JANDARMA insanlara pota arkalarını reva görüyordu. Allah’tan yine kibardılar ve kendilerine böyle emir verildiğini söylediler. Yoksa tatsızlık olabilirdi. Çünkü herkes homurdanıyordu. Yine efendiliğimi bozmadım, oğlumla tekrar alt kata indik. Duvar dibi olduğu için eski yerimize oturulmamıştı. Hemen oraya oturduk. Maç başladı. 10 dakika sonra üst katın bu kez jandarmanın gözü önünde tekrar dolmaya başladığına tanık olduk. La havle çektim. Şimdi soruyorum;

          Hayri GÜR Salonu’nun güvenliğinden kim sorumludur?

Özel güvenlikçiler mi?, Jandarma mı?.

Kapıda ve içeride çok sayıda özel güvenlikçi ve alınan güvenlik önlemleri varken içeride getirilen yasaklamaların ve yaşanan paranoyanın mantığı nedir?  7500 kişilik kapasitesi ile övünülen bir spor salonunun iç oturma düzeni yasaklarla mı sağlanacaktır?. Orada bir tane bile kılık kıyafeti veya hareketi bozuk izleyici yok iken tam bir şenlik havasında müsabaka izlemeye gelen ailelerin, büyüklerin, cici kızlar ve delikanlıların, gençlerin, çocukların salonda JANDARMA engeli ile karşılaşmalarının sebebini kim izah edecektir?.

Üstelik bütün bu işler Avrupalı Konukların gözü önünde gerçekleşmiştir.

Olimpiyat Komitesinin özellikle Trabzon Dışından atanan yetkililerinin işgüzarca davrandığını artık uçan kuşlar bile söylemektedir. Birileri onlara, medeni güvenliğin ortalıkta görülmeden sağlanabilecek güvenlik olduğunu izah etmelidir. 

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri