Hedefe bir adım

Eurochallenge kupasında mutlu sona ulaşmak için sadece bir adım kaldı. Dün akşam Hayri Gür Spor Salonu ‘nun tribünlerini dolduran yaklaşık 6000 basketbolseverin desteğini arkasına alan Trabzonspor Medicalpark için, Energia Rovinari karşılaşmasında kazanma

Eurochallenge kupasında mutlu sona ulaşmak için sadece bir adım kaldı. Dün akşam Hayri Gür Spor Salonu ‘nun tribünlerini dolduran yaklaşık 6000 basketbolseverin desteğini arkasına alan Trabzonspor Medicalpark için, Energia Rovinari karşılaşmasında kazanmanın dışında zaten  fazla bir alternatif de yok gibiydi. Rakibin böyle bir atmosferde daha önce oynadığına ihtimal vermiyorum  fakat ben ilk defa Trabzon’da basketbol adına böylesine muhteşem bir atmosferle karşılaştım. Bu şehirde zaten varolan sportif potansiyelin, bir çok dış etmenle bastırılarak, toprak altındaki değerli bir maden gibi, orada  gün yüzüne çıkarılmayı bekleyip kendisinin değerlendirilmek istemesine şahit oldum. En önemlisi de sporun sahada başlayıp bitmesi gerektiğine inanan insanların gözlerinde, sadece sporu konuşarak, başarının belirlenmesinde saha dışı etmenlerin artık yok edilmesi gerektiğine dair inancı gördüm. Bu taraftar artık şike konuşmak istemiyor, ayak oyunlarını unutmak istiyor, haksız yere elde edilmiş başarıları hafızasından silmek istiyor. Onun için de evinin önünde dolmuşa binip gitmek istediği yerde inmeye alışmış insanlardan oluşan bir şehirde yaşamamıza rağmen, sadece sahada başlayıp orada biten bir başarı öyküsüne şahit olma adına, şehrin dışındaki bir salonu doldurarak takımıyla bu mutluluğu ve sevinci paylaşmak istiyor. “Bu şehirde futbol varken  basketbol olmaz” diyen bazı sportif otoriteler! karşısında yanıldıklarına dair bir avuç insanın yıllardır verdiği mücadele sonunda sanırım doğru cevap dün akşam Hayri Gür Spor Salonu’nda gereken cevabı aldı. Yapılan istatistik araştırmalar sonunda Türkiye Basketbol Ligi’nde en fazla seyirci ortalamasına oynayan takım 3345 ortalama seyirciyle  Trabzonspor Medicalpark. Artık bundan sonra Trabzonspor kulüp başkanlığına talip olan tüm başkan ve yöneticilerin en az futbol kadar ciddi ve kurumsal bir yapılanmayla basketbolu da gündemlerine alıp, planlamalarına dahil etme zorunluluğu vardır. Büyük kulüp anlayışının sürdürülebilmesi adına bu vazgeçilmez bir zorunluluktur. Gittiği her yerde hiç eksik olmayan taraftar desteği bunun en önemli göstergesidir.

Karşılaşmaya gelirsek, takımımız karşılaşmaya final-four’un kendi üzerlerine bırakmış olduğu stresle başladı. 17-22 lik bir skorla ilk periyotta bir bocalama yaşandıysa da ikinci periyotta özelikle Dwight Hardy’nin direksiyona geçmesiyle her şey kontrole alındı. İlk yarı  bittiğinde ikinci periyot skoru 22-9 du. Savunma sertliği yükseltildiği anda, seyircinin de inanılmaz itmesiyle rakibin  hücumda da üretebileceği fazla bir şey kalmamıştı. Özelikle çember altındaki 34/18 lik rebound üstünlüğü zaten galibiyetin habercisiydi. Benchten gelerek ciddi katkı sağlayan Sean Marshall attığı 15 sayının dışında aldığı 2 krıtik reboundla da takımını ateşleyen oyuncu oldu. Şimdi kupa için sadece bir adım kaldı. Rakip, Fransız takımı Nanterre. Pazar akşamı zor fakat zevkli bir karşılaşma izleyeceğiz. Umalım bu seviyeye kadar geldikten sonra kendi evimizde kupayı da kaldırarak bu güzelliği perçinleriz.

Dip Not: Dün akşam Hayri Gür Spor Salonu’nda bir çok güzellik yaşanırken seyircilerin arasında bir kişi dikkatimi  çekti. Şeref tribünü hıncahınç doluyken,  şeref tribününün dışında, seyircilerin arasında oturan biri vardı. Asaletiyle, mütevaziliğiyle, olgunluğuyla… Şeref tribününde onunla yan yana dahi oturamayacaklar koltuklarında kendilerini afişe ederken, o seyircilerin arasında, tek başına hayatını adadığı, sevdası, Trabzonspor’u gururla seyrediyordu. Kendini reklam etme gibi bir derdi yoktu, olamazdı da. Fakat bizlerin, başarıların kazanılmasından önce, ahde vefa denilen duyguyu öğrenmemiz gerektiğinin dersini veriyordu herkese. Sportif başarıların kazanılsa bile sürekliliğinin olması adına camiaların yapması ya da yapmaması gerekenlerle alakalı ders veriyordu duruşu ve vakurluğuyla. O şeref tribününde oturmaya ihtiyacı yoktu elbette, fakat bizim kulüp yöneticilerimizin elini öperek,  “Bizlere şeref verir misiniz” diyerek, onu baş köşeye oturtmaları, kulübün büyüklüğü adına çok şey ifade edecekti. Evet tribünde tek başına, sanki yıllardır ayrı kaldığı sevgilisini gizli gizli izler gibi oturan o insan Trabzonspor’un eski başkanlarından Ahmet Celal Ataman dı…

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri