İnsan ölmeye dursun..
Atasözü çok doğru ifade etmiş.
“Ölürse anam ağlar gerisi yalan ağlar..”
Aynen öyle..
Farkında mısınız her geçen gün daha da yozlaşıyor, daha bir-birimizden uzaklaşıyoruz.
Sevgi-saygı yerini hasetliğe fesatlığa bırakmış.
Kendisi ile barışık olmayan kinden-nefretten ve düşmanlıktan beslenenlerin sayısı ne yazık ki her geçen gün daha fazla artıyor
Dayanışma ve kaynaşma ruhu menfaat ve çıkar odaklarına teslim olmuş durumda
Abartmıyorum..
Etrafınıza bir-bakın.
Kaç tane güvenecek arkadaşınız kaldı
Kaç tane sadık-liyakatlı ve ahlaklı dostlarınız var.
Kaçı ile sırrınızı paylaşıyorsunuz.
Dürüstlük-erdemlik ve insanlık kavramlarının içini hep beraber boşalttık.
Bakmayın siz insanların sosyal medya kahramanlıklarına..
Bakmayın onların esip-gürlemesine.
İş icraata gelince herkes kaçacak delik arıyor.
İnsanların en kutsal değerlerini sömürme yarışına girmişiz.
Şehitlere bile saygımız yok.
İki damla gözyaşı dökerek onlara vefa borcumuzu yerine getirdiğimiz sanıyoruz.
Niye mi bu kadar öfkeli ve doluyum.
3 yıldan beri takip ettiğim şehit Muhammet Fatih Safitürk davası beni aldı başka yerlere götürdü.
Bir çok şeye olan güvenim ve inancım sarsıldı.
90 yaşına gelmiş bir babanın 3 yıldan beri verdiği mücadele ile ağabeyin feryatlarına tanık olmuş biri olarak bu kadar kırgın ve kızgınım.
Babasız büyüten bir evlat..
Eşini kaybetmiş gözü-yaşlı bir anne.
Binlerce şehidimizin arkasında bıraktığı aileleri düşündükçe ne yazacağımı nasıl kendimi ifade edeceğimi inanın zorlanıyorum.
Allah onlara dayanma gücü ve sabır niyaz eylemiş elbet.
Yoksa kolay değil hiç kolay değil.
10 Kasım 2016 tarihinde Mardin’in Derik ilçesinde makam odasında uğradığı bombalı eylem sonucu yaralanan ve kaldırıldığı Gaziantep Devlet Hastanesinde şehit düşen Trabzonlu kaymakam Muhammet Fatih Safitürk’ün davalarını izlemiş olsaydınız keşke
3 yıldan beri nasıl bir süreç yaşandığına şahit olmanızı isterdim.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinde devam eden yargılama insanı çileden çıkartan bir hal aldı.
Dalga geçilmeye başlandı.
Başından beri hep aynı uydurma senaryolar .
Ortada tek bir tutuklu sanık var.
Böylesine büyük bir eylemi tek kişinin ihtimaline kargalar bile güler.
Serbest bırakılan sanıkların hepsi bu işin içindedir.
Oyunun piyonlarıdır.
Ve daha da ötesi kendilerini gizleyen kriptolar da bu kirli ve kanlı eyleme ortaktır.
Kaymakamı el birliği ile şehit eden teröristler elbet yargı önünde hesap verecek.
Elbet gerçekler ortaya çıkacak.
Kimse yatağında rahat uyumasın.
Ucunda ölüm de olsa bu davanın takipçileri var.
Üç-kişi beş kişi kaldık ama olsun..
“Hepimiz Safitürk’üz diyenler nerede? “ Diye sormuyorum.
Hiç üzülmüyorum..
Bu işler böyle..
Daha düne kadar “şehit kaymakamla yediğimiz-içtiğimiz ayrı gitmezdi. Davasını sonuna kadar bırakmam deyip tek bir mahkemesine bile gelmeyen “ sahtekarlara inat bu davanın peşini bırakmayacağız.
23 Ocak’ta Allah izin verirse yine Gaziantep Adliyesi önündeyiz.
Bir çağrım var.
Daha yeni ABD’ye çıkarma yapan Trabzon’un iş ve sanayi camiasından her konuda ahkam kesmeyi marifet sayan derneklerimize-sivil toplum kuruluşlarımıza-sanat camiasına kadar, medyamızdan-siyasetçilerine kadar var mısınız 23 Ocak’ta Gaziantep Adliyesi önünde olmaya
Var mısınız elimizde Türk bayrakları ile Trabzonlu şehit kaymakamımıza sahip çıkmaya destek vermeye
Haydi gelin otobüslerle çıkarma yapalım..
Hadi gelin Trabzonlu duruşunu sergileyelim.
Son sözüm de şu olsun..
“Şehitler ölmez vatan bölünmez” sadece bir slogan değil.
Altını-üstünü doldurmalıyız.
Herkes elinden geleni yapmalı.
Bu ülkeyi bize emanet eden şehitlerimizi ve gazilerimizi samimi-cesur ve yürekli bir şekilde sahiplenmeliyiz