Adam Pet shop’un önünden geçerken bir yazı görür "KONUŞAN KÖPEK"
Merak edip içeri girer, köpeği görmek istediğini söyler. Dükkânın sahibi köpeği çağırır.
Bizim meraklı "Merhaba" der köpeğe.
Köpek cevap verir; " Merhaba, nasıl gidiyor. Ben de bir zamandır buralardayım. Önceleri bir süre Amerika’da yaşadım. Başkanı korudum.
Sonra bir dönemde Avrupa’da bir kaç ülke. Hızlı yaşamlar anlayacağın. Sen neler yapıyorsun..?"
Şaşkına dönen adam, dükkân sahibine sorar. "Yaa harika bir şey. Bu köpek kaç para?”
Dükkân sahibi 100 lira ver al deyince bizimki duraklar. "100 mü, az değil mi? Yani köpek konuşuyor".
Dükkân sahibi küçümser bir tavırla; " Konuşuyor da ne, hep palavra. Akçaabat’tan öteye geçmişliği yok bu itin."
Şaşırmaları sevmeyiz. Bayılırız küçümsemeye.
Esasen temkinli olmaya çalışmanın silahlarından biridir küçümsemek.
Fakat madalyonun da birkaç yüzü var;
Kimileri gerçek benliğini, değerini göremez. Ya çok bilir, ya pek az.
Kendini çok görenler, sahip oldukları çuval kumaşından üzerlerine smokinler diker, giydirirler.
Az görenler, ipek kadifelerini yer bezi yapar, yaptırırlar.
Doğru muhakeme yaparak samimi gözlerle bakmalıyız, hem kendimize hem başka herşeye.
Kanımca bu şekilde kayıplar da yaşanmayacak, çapını bilmeyenler orda burda madara da olmayacaktır.
---------
Malumunuz Trabzon’da ortalık pek karışık ya, konuşan da çok oluyor.
Güzel güzel dinlediklerim de var, takip ettiklerim de. Fakat bir kısım var ki, konuşma balonlarını kim yazıyor acaba diye düşünür oldum.
Üzerine oturmayan bu konuşmalar yapanları görünce aklıma geliyor.
Biz küçükken bir oyun vardı; arkadaşlardan biri sandalyeye oturur, diğeri sandalyenin arkasında eğilerek dururdu. Sandalyede oturan kişinin üzerine sırt kısmı üzerini örtecek şekilde tersten ceket serilir arkada duran kişi kollarını bu ceketten içeri sokardı.
Kocaman gövde üzerinde badi badi kollar. Sandalyede oturan kişi konuştukça, arkada kolların sahibi hareket eder, konuşmaya eşlik ederdi.
Ne denli ciddi bir konuyu anlattığının önemi yok, kollara bakar gülerdik. Hakikaten komikti.
İşte konuşma balonları başkaları tarafından yazılanlar için de hissiyatım bu.
Küçük beyinler, küçük ağızlardan büyük büyük olaylara dair kocaman sözler.
Konu ciddi ama görüntüden sebep konsantre olmaya imkan yok.
Aynı o günlerde bu oyuna güldüğüm gibi gülüyorum. Katıla katıla.
Ne demeli; pek eğlendirdiniz teşekkürler. Allah sizi de güldürsün.