“Ya İstiklal! Ya Ölüm” değil tabi kastettiğim. Meal-i veciz cümlenin şudur: “Hürriyet’te yazmak mı zordur? Yoksa haber61.nette mi?”
haber61.net’e Trabzon dışından tıklayanların “Bu da kim? Ne diyor yahu?...” dediklerini duyar gibiyim.
Hürriyet bir ikon. Yıllarca bu ülkenin bir çok akl-ı selim insanı, bu neşriyatın sayfalarını göz-gezdirip, yazarları acaba ne demişler diye bakarak başlamışlardı günlerine. Yadırgadığımı zannetmeyin hiç.
Evet! Öyleydi. Ama O gün öyleydi. Ya bugün?
İnternet medyası denilen bir tür doğdu, gelişti, büyüdü… Serildi-serpildi, çiçeklendi, meyve vermeye başladı ve artık masada; hatta cep telefonunda, seyahatteysen otobüste, vapurdaysan güvertede, raydaysan kompartımanda…
Artık insanlar Hürriyet ne “yazmıştan” önce; bizim site ne “girmiş” ona bakıyorlar. Birine “yazılıyorken”, diğerine “giriliyor” dikkat ederseniz. İnternet haberciliği zor ama keyifli bir iş; hele hele adının sonuna 61 koyup “plaka” yaparsan… haber61.net’te bu keyifli ama zor görevi üstlendi.
Eğer Trabzon’daysanız; bu kentte yaşıyorsanız, plakanızla özdeş bir haber vericiniz var zaten… Sizin, sizden ve sizin elinizin altında. Allah geçinden versin bir yakınızı mı kaybettiniz? Hemen arayıp haber yaptırabileceğiniz, konu-komşuyu, eşi-dostu haberdar etme aracı olarak kullanabileceğiniz bir araç. Çünkü burada önce “insan” ilkesi çalışıyor. Bu aslında iyi ve ulvi bir düşünce. Karşılıksız. Zaten o yüzden “ilke”…
Diyelim ki; burada yazıyorsunuz. Çok dikkatli olmak zorundasınız. Yazınıza gelen yorumları dakika dakika takip etmelisiniz. Çünkü yorum yazanla; Uzun Sokak’ta karşılaşabilirsiniz ya da Kunduracılar’da çarpışabilirsiniz kalabalıkta. Dolayısıyla daha dikkat etmelisiniz. Daha seçici olmalısınız kelimeleri dizerken klavyede; sıkça “geri-ok, delete” yapmak zorunda kalabilirsiniz, çünkü…
Ya! Hürriyet’te ?