Prof.Dr.Tamer Müftüoğlu 21. yüzyılın önemli insanlarından birini de "girişimciler" olarak tanımlıyor ve "bugün bütün dünya girişimci yetiştirebilmek için olağanüstü çabalar harcamaktadır, çünkü girişimciler katma değer yaratarak ülkelerinin zenginleşmesine, vergi ödeyerek refah yaratmaya ve istihdam sağlayarak refahın yaygınlaşmasına katkıda bulunurlar", diye ekliyor.
Celal Hekimoğlu Trabzon'da tam da bu tanıma uyan "girişimcilerden" biridir.
Yaşamı ders alınacak pek çok kılıçtan keskin, kıldan ince köprüleri başarı ile geçme öykülerinden oluşmaktadır.
Seçilen değil, seçen olmak için girişimci olan Hekimoğlu, en kritik eşiği, sektör seçiminin doğru belirlenmesi olarak görüyor.
Hekimoğlu'nun önce sektör belirleyin önerisinin arka planında; "doğru seçilmiş bir sektörde insan mutlu olur, mutluluk başarma arzusunu da kamçılar ama" diye de ekliyor...
Atalet gibi bir risk de vardır. Aman buna dikkat...
"Atelet ülkelerin, işletmelerin ve kişilerin yakalandığı en büyük talihsizliktir. Ataletten uzak durun. Sürekli gelişim için çaba harcayan rekabete her zaman hazır ve dayanıklı olur. Bunu ülkesine, işine ve sektörüne aşık olan başırır. Ben hem ülkeme hem de işime aşığım, başarı öykümün özeti budur."
Hekimoğlu, Trabzon'un Subaşı köyünde ilkokulu bitirdiğinde, ailesinin kendisine çobanlık önerisine karşı çıkarak, otomotiv sektöründe, çırak olarak iş yaşamına başlar.
O, ilkokuldan sonraki öğrenimini; "Selamet Garajında liseyi, Scania'da üniversiteyi ve Daff gibi otomotif sektörünün dünya devi fabrikalarda ise doktora yaparak tamamladım", sözleri ile özetliyor.
Hekimoğlu, insan verdiği kararların bir başarı hikayesine dönmesi için harcanacak çabanın sıradan değil, olağanüstü olması gerektiğine inananlardandır.
Hekimoğlu ilk fırsatı saptıyor
Kamyonlar o yıllarda tonajının iki katına kadar yük aldıklarından sık sık bijon ve somun sıyırmaktadırlar. Somun ve bijon ise yurt dışından gelmektedir.
Türkiye'de bijon ve somun üretilememesi kalfalık döneminde Hekimoğlu'nu içten içe kemirir.
Baklavacı çırağının bile bir el becerisi olan, baklava yapraklarının arasına nişasta serpmesini üç yılda öğrendiğini anımsatarak; bijon ve somun üreterek piyasaya girmeye karar verir.
"Karlı bir İstanbul gününde somun ve bijon üretmek için Perşembe pazarında ilk torna tezgahını satın aldığım gün; ne çek- senet, ne de param vardı. Muhasebe ve pazarlama gibi bilgilerden de yoksundum..."
"Şansın başarıda küçük de olsa payı vardır" diyen Hekimoğlu, şans asla durduk yerde kimsenin karşısına çıkmaza da her konuşmasında vurgu yapar.
Selamet garajında tek göz dükkanda bijon ve somun üretmeye başalamasını bir fırsatı görmek olarak değerlendiren hekimoğlu, fırsatları görmek kadar cesaretin de etkisi olduğuna da dikkat çekiyor.
Hekimoğlu, üç vardiye ve yaklaşık 500 çalışanı ile dünyanın önemli tüm otomotiv firmalarına yürüyüş aksamı olan parçaları, entegre tesislerinde üretmeye devam ediyor.
Gençlere
"Hedeflerinize sizin kadar kimsenin inanamayacığını bilin ve hayallerinizin peşinden gidin", diye öğütlemektedir.
"Başarı için akıl ve alınteri akıtılmalı" diyor ve ekliyor: "Girişimciler etkili birer lider olması gerekir. Etkili liderliğin görevleri ise; iyi ekip kurmak, ekibin sürekli gelişmini sağlamak ve ekip ile zaman zaman biraraya gelmekten ibarettir."
Trabzon'da en çok yetişmiş eleman bulmakta zorlandığını, bu nedenle kendi eğitim tesisini kurmak için hazırlık yapıyor.
Hekimoğlu genç girişimcileri yetiştirmenin artık sadece piyasadan değil, dünyada olduğu gibi bir kurumsal yapı tarafından, okuldan yetişmiş olması gerektiği konusunda da bir iddiası var.
Gençlere girişimcilik konusunda önerilerinden biri de çok okuyun olmaktadır.
Hekimoğlu;
"Aklımızı kemer ikaz sesini suturmak üzerine yoğunlaştırarak, bugünun uygarlık düzeyine hiçbir katkı da bulunamayız. Bu katkıyı yapabilmenin en temel koşulu ise Üniversite ile girişimcilerin ortak bir noktada buluşmasıdır."
İnadına tüm yatırımlarını Trabzon'da gerçekleştirerek, dünyanın en büyük otomotiv firmalarına ihracat yaparak bu şehre değer katan Hekimoğlu, gerçekten Trabzon'un önemli bir değeri olarak iz bırakacaktır.