….. ‘’ Kaçırdığım o gol, 53 yıldır aklımdan çıkmıyor’’
….. Trabzonspor'un, Kırmızı-Beyaz formalı ilk takımında forma giymişti.
….. Meşin yuvarlağın üstüne kapaklanarak, rakip kaleye doğru dripling yaptığı için, onu hep bir Kangal'ın koşmasına benzetmişler ve adı kalmış Kangal Necati…
-------------
Trabzon'un türkülere konu olan Kanlıkaya dedikleri, Ganlika (Beştaş) köyün de 1942 yılında doğdu.
Gümüşhane'nin Yağlıdere Köyünden olan annesi Ayşe Aydın 80 yaşında, Trabzon'un Yomra ilçesinden olan babası Sabit Aydın 83 yaşında rahmetli olmuşlardı. Yomra’nın yorgancı ustaları meşhurdur. Babası da zamanında iyi bir yorgancıymış.
İlkokulu Bahçecik Mahallesi’ndeki Gazipaşa İlkokulu’nda, ortaokul ve liseyi Ticaret Lisesi’nde tamamladıktan sonra, Ankara İktisadi İdari Bilimler Akademisi’ni yarıda bıraktı ve Trabzon'a döndü. Öğretmen okulu imtihanlarına girdi, Kemerkaya’da, şimdilerde Kanuni Anadolu Lisesi olan, o zaman ki Öğretmen Okulu’nu bitirdi ve öğretmen oldu.
İlk görev yeri olan, Giresun'un Espiye ilçesi Taflancık köyünde, ilkokul öğretmeni olarak kara tahtaya tebeşirlerle çok yazdı çizdi.
Futbola ise çocuk yaşta bulaşmış, futbolla mahallede tanışmış Necati Aydın '' Bahçecik Mahallesi’nin müsait yerlerinde, biz genelde gıran da (yüksek olmayan tepelerin üstündeki düzlük) oynardık. Yenicuma Mahallesi’nde o ara bir mahalle takımı kuruldu. Yenicumaspor ilk olarak mahalle takımında başladım. 1958 yılıydı o zamanki amatör takımlarımızdan biri olan Fatihspor da ilk resmi formamızı giydik. Fatihspor bir müddet sonra kapanınca, Yenicuma'nın ‘Yeni' sini, Boztepe'nin de 'Tepe' sini alıp birleştirerek, yeni bir amatör takım kuruldu adı oldu
'Yenitepe'...Ben buraya transfer oldum ve bu takımın 6 yıl kaptanlığını yaptım'' dedi.
77 yaşındaki Nam-ı diğer Kangal Necati, Trabzon'da genelde vaktini meydan civarında bir dostunun muhasebe ofisinde ve bir pasajın camisinde geçirdikten sonra, çarşıda işi varsa halledip, güneş batarken evinin yolunu tutuyor.
Ne beş vakit namazını, ne de sigarayı bırakmış, ikisine de devam.
*****
Kendisi ve amca çocukları olan kardeşler Osman Cudi ve Abdurrahman Aydın'ı zaman zaman izleyen, futbol adamı rahmetli Gıllı Recep (Recep Çetinkaya) üçünü birden Martıpor'a almış.
Bakalım sonra ne olmuş? Kendisinden dinleyelim; ''İki yıl Martıspor'da oynadıktan sonra 1966 yılında o büyük birleşme oldu. İdmanocağı, İdmangücü, Karadenizgücü ve Martspor birleşti ve Trabzonspor kuruldu. Ben 1966-67 sezonunda, Trabzonspor'un ilk yılında, Türkiye 2.Ligi’nde kırmızı beyazlı formayı giydim. Toplam 30 maçın 4 ünde sadece forma giyemedim. Geri kalan 26 karşılaşmada da görev yaptım. Stoper, ön libero ve sağ haf oynadım''
Sezon sonu gelip çattığında, o ara öğretmende olunca ' ya öğretmenlik, ya futbol' diyen ve haliyle o dönem futbolda da tatmin edici para olmadığı için, öğretmenliği tercih eden Aydın '' İlk tayinim Espiye'ye çıkmıştı. Kulüp başkanımız rahmetli Ali Osman Ulusoy idi. Tayini mi Trabzon'a aldırmaya çalıştı, oynamaya devam edeyim takımda diye ama ben istemedim ve öğretmenliğe devam ettim. Ardından Sivas’da 3 ay vatan görevini yaptıktan sonra, Çankırı'nın Orta kasabasının uzak mesafedeki Höyük köyüne tayinim çıktı. Burada iki yıl çalıştıktan sonra, Arsin'e geldim. Falkoz'da 10 yıl öğretmenlik yaparken, Bir yandan da Trabzon’da üniversitede aldığım eğitimle muhasebecilik yaptım. Aklım futbolda kalmıştı ama ekonomik durum, bizi futbola değil mesleğe yönlendirmişti.'’ diye konuştu.
Sohbetimize bir vakit namazı arası verdi. Ardından çaylarımızı yudumlarken bir de cigara yaktı. Ayakta cigarasın dan bir fırt çektikten sonra, sağ omzunu duvara yasladı ve devam etti. '' Arsin'de öğretmenlik, boş zamanımızda da muhasebecilik yaparken, ısrar üzerine Trabzon Yeşilspor'da bir sezon oynadım. Menisküs de olunca o ara, kramponlarımızı ve meşin yuvarlağı bir daha giyememek ve giymemek üzere dolaba kaldırdık''
Fikret hanım ile evli olan İstanbul'da özel bir şirkette çalışan Murat ve Trabzon’da toptan ticareti yapan Suat adında iki yetişkin evlat babası olan Kangal Necati 3 tane de torun sahibi.
"Oğlum Murat futbol olarak benden daha iyiydi. Galatasaraylı Tugay Kerimoğlu ile burada çok genç yaşlarda beraber oynuyorlardı. Ama oynatmadık onu önünü kestik. Bu yaklaşımım, bende yara kalmıştır. Keşke oynasaydı demişimdir.'' diyen ve 2002 yılında Hacca giderek, Hacı da olan Necati Aydın, beyaz sakallarını sağ elinin avucuyla şöyle bir sıvazladıktan sonra, kangal lakabının nereden geldiğini sorduk ''Topu sürerken, topun üzerine kapanarak, topla beraber dripling yapardım. Bunu bir kangal'ın koşmasına benzettiler. Odur budur adımız kaldı Kangal Necati''
*****
Trabzon'da eşiyle beraber Sotka (Hızırbey) Mahallesi’nde yıllardır kirada oturan Necati Aydın, sağlıklı bir şekilde yaşamına dikkat ederken, sık sık yürüyüş yapmaktan vazgeçmiyor. ‘’Çoğu yere yürüyerek gider gelirim’’ diyen ve o sezon defans ağırlıklı mevkiler de oynadığı 26 lig maçında sadece bir, kaç asisti olan ama bir gole imza atamayan Necati ağabeyimiz, sohbetimizi unutamadığı bir anısıyla noktaladı '' 1966-67 sezonunun başıydı. Sezonun sonunda kırmızı grupta Mersin İdmanyurdu, bizim beyaz grupta da Bursaspor şampiyon olmuştu. İşte o sezon ligin güçlü ekibi ve şampiyonluğa oynayan Bursaspor ile Trabzon Şehir Stadyumu’nda, ligin 4.haftasında karşılaşıyorduk. İlk 3 maç hoca oynatmamıştı, oynamamıştım. Bu maçta ilk 11’de sağ haf oynuyordum. İlk kez Trabzonspor’un formasını giyiyordum, heyecanlıydım. Tribünde eleştirmek için şimdiki gibi hazır bekleyenler vardı. Bursaspor’u 90 dakika sonunda 1-0 yenmiştik. Golü Şevki Gençosmanoğlu frikikten atmıştı. İlk yarıydı, skor 1-0 bizim lehimize devam ederken, orta sahadan bi top aldım. Topun üstüne kapaklandım. Topla hızla dripling yaparak, güney tarafındaki kaleye dikine doğru inerken, önüme geleni çalımladım. Ben kaleye yaklaştıkça tribünlerdeki ses yükseliyor ve taraftar heyecanlanarak, peş peşe ayağa kalkmaya ve bağırmaya başlamıştı. Önüme geleni geçtikten sonra birde baktım kaleci ile karşı karşıyayım. Vursam gol. İlk maçımdı, İnanır mısınız o sevinç ve heyecanla ayağımı topun dibine yere vurdum iyi mi? Toprakla karışık olan doğal çim yerinden havaya fırladı. Top da yuvarlanıp kelecinin ellerine doğru gitti. Rakip takım bir oh çekerken, ben maç bitene kadar, bu kaçan emek dolu net pozisyona vahlanıp durdum. O gün çok iyi oynamıştım ama bu pozisyon 53 yıl oldu, hala daha aklımdan çıkmaz''
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------