Trabzon, uzun zamandan sonra ilk kez bakansız kaldı.
Milletvekili Erdoğan Bayraktar’ın bakanlık görevinden istifa etmesinin ardından, kabinede ağırlığı kalmadı.
Dolayısıyla merkezi hükümetten, yani bakanlıklardan Trabzon’a gelmesi gereken yatırım ödenekleri, yerel yöneticilerin maharetine kalmış.
Trabzon’un, 30 Mart yerel seçimiyle birlikte Büyükşehir kapsamına girmesiyle, aslında yeni bir dönem başladı.
30 Mart’ta seçilen belediye başkanları, yeni düzene mi alışmaya çalışacaklar, hükümette iş bitiren adamı olmadığı için sürekli Ankara’ya mı taşınacaklar.
Yerel yöneticilerin, yani belediye başkanları 30 mart seçiminin ardından diken üstündeler.
Ne yapacaklarını, hangi hizmetleri yürütecekleri, yeni yatırım program ve projelerini nasıl hayata geçireceklerinin yöntemini araştırmakla geçiyor günleri.
Büyükşehir uygulamasının yeni olması başlı başına bir olay.
Kim nereden başlayacak, Trabzon belediyesinden kalan imkanlar, personel, makine parkı v.s., kime nasıl ve ne şekilde pay edilecek, bunu bile adil olarak yapmak marifet ister.
Trabzon belediyesi ortadan kalktığı için paylaşıldı.
Büyükşehir ile Ortahisar bu paylaşmadan aslan payını aldılar.
Diğer ilçe belediye başkanları da bu paylaşımdan hak istiyorlar, miras bölüşümü gibi bir şey.
Zaman zaman bu paylaşımda da kargaşa yaşandı.
Allah’tan belediye başkanları paylaşımdan kaynaklanan sıkıntıları sokağa taşımadılar.
Bazen sineye çektiler, bazen böyle olsun bakalım dediler, haklarına da razı olmadılar ama geçiş döneminde böyle sorunlar doğaldır.
Aile büyükleri vefat ettikten sonra kalan mirasın paylaşımı sırasında öz kardeşler arasında ne büyük sorunların yaşandığı, ülkemizin acı bir gerçeğidir.
Miras paylaşımında bile anlaşmazlıklar çıkar, kardeşler birbirine düşer büyük olaylar vuku bulur.
Trabzon belediyesinin elindeki imkanların öncelikli olarak Büyükşehir ile Ortahisar belediyeleri arasında paylaşımının da tam adil olduğunu sanmıyoruz.
Birinden biri diğer belediyeye göre imkanları kendi lehine daha çok kullanmış olabilir, Büyükşehir uygulaması yeni olduğu için yetki karmaşası yaşanıyor olabilir.
Ancak, Trabzon bu olayları o kadar abartıyor, kurumların başındaki insanları birbirine vurdurup seyretmek için o kadar dedikodu üretiyor ki, Ankara’da bile kolu kanadı kırılan Trabzon’a büyük kötülük yapılıyor.
Büyükşehir ile Ortahisar belediyelerinin aynı binada hizmet faaliyetlerine devam ediyor olması, bir zorunluluktan kaynaklanıyor.
Ebediyen bu belediyeler aynı çatı altında hizmet vermeye devam edecek değil.
Başkanlar Gümrükçüoğlu’da, Genç’te kendi belediyeleri için yeni hizmet binası peşindeler.
Ha demeyle hizmet binası dikilmiyor.
Her projenin gerek yerelde gerekse Ankara’da bir prosedürü var, dahası böyle projeler zaman ister.
İki başkan da tek bir binadan hizmet vermeye devam etmekten memnun değiller.
Ancak, geçiş sürecinde birbirlerini idare edecekler, idare ediyorlar da zaten.
Şehirdeki dedikodu bir türlü bitmiyor.
Gümrükçüoğlu ile Genç’in kavga ettiklerini söyleyen, bunun propagandasını yapanlar da var.
Böylesine propaganda yapmanın kime ne faydası var, Trabzon’ın yığınla sorunundan hangisi kavga ile çözülür.
Zaten Ankara’da merkezi hükümet nezdinde güçlü değilsin, başkentte işi kotaracak politikacın yok.
Her iki başkan kendi belediyesinin sorununu çözmek için adeta seferber olmuş durumda.
Bu kadar yoğun işin arasında kavga ediyorlar propagandasını yaymak ve bunu sürekli böyle olduğunu işlemek Trabzon’a özgü bir anlayış olsa gerek.