Kazanılan Karagümrük maçı ardından Trabzonspor yeni bir kazanma serisi başlatabilecek miydi?
Trabzonspor Göztepe karşısına önceki haftanın aksine Flavio’nun yerine A. Ömür’ün oynayacak olmasının etkisiyle 4-2-3-1 formasyonu ile çıktı. Ama daha önemlisi artık Trabzonspor sahaya, rakip kendi kalesinden oyuna başlarken Trabzonspor 3. Bölge baskı ve kaybedilen toplarda, O bölgede anlık baskı ile başladı. Zaman zaman bunu çok iyi de uyguladı. Ve bu baskılar sonucunda kazanılan toplar rakibi hataya sürükleyerek Trabzonsporlu oyunculara özgüven verdi, motivasyonunu artırdı.
Ayrıca bu maçta diğer maçlara oranla pas trafiğini daha net ve çabuk yapması da başka bir artı idi. Bunda rakibin alanı ve topu Trabzonspor’a bırakmasının da etkisi var. Bundan önceki maçlarda kaleye ilk şut denemeleri devre ortası veya sonuna doğru olurken daha 2.dk da rakip kaleye ilk şutunu göndermiş oldu.
Set hücumunda A. Avcı’nın 2 planı göze çarpıyor. 1. Plan ön kenar oyuncularını( Wakaeme, Ekuban) çizgide tutup bekleri (Serkan, Marlon) içeri sokmak ve buradan halfspace diye adlandırdığımız alana koşu yaptırmak. İkinci plan ise ön kenar oyuncularını( Wakaeme, Ekuban) içeriye sokup A. Ömür, A. Parmak ile birlikte kısa pas trafiğini artırmak ve bu arada bek oyuncularını ileri çıkarmak. Bu planlar pas trafiği ve oyun akışı olarak işlerlik gösterse de üretkenlik sağlamaktan uzaktı. Özellikle geçen seneden beri denenen Wakaeme’nin içeri girişleri etkinliğini azaltıyor. Ayrıca Marlon’un Wakaeme’nin aksiyon alanın girmesi yine Wakaeme’yi olumlu yönde etkilemiyor. Nitekim 2. Yarı biraz daha geçiş hücumları sonucu da olsa bölgesinde topla buluştuğunda solo performansla neler yapabileceğini sergiledi. İlk 20 dk’lık oyunun Trabzonspor lehine olmasında Baker’ın göstermiş olduğu sahipsiz top kazanma becerisini de belirtmek isterim. Bu göze hoş gelen ama yeterince üretken olmayan pas oyunu, eleştirilen Djaniny’nin sırtı dönük topla rakibini eksilterek yaptığı tam dönüş becerisi ardından driblingi ve Ekuban’ın takibi golle sonuçlandı. Tabii bu gol öncesi yapılan hızlı ve seri paslaşmaların da olumlu olduğunu belirtelim. Golden sonra rakibin de yetersizliğinden çoşkusu artan Trabzonspor anlık baskılarla topu geri kazanma süresini kısaltmaya başladı.
2. devre yine Trabzonpor’un sahada hakim olduğu görüntüyle başladı. Sadece rakibin 4-4-2 formasyonuna geçmesi ve önde baskı düşüncesi Trabzonspor’un kaliteli ayaklarının yardımıyla baskıyı kolay geçmesi ve rakip orta sahada yakalanan boşlukların değerlendirmesiyle biraz daha geçiş hücumlarını fazlaca gördük. Bu bölümde Wakaeme ile akan oyunda 2 pozisyon ve duran top sonrası 1 net pozisyon yakalandı. Göztepe’nin oyun anlayışı değişikliklerine rağmen kalemize gönderdiği ilk şut dk 67’de geldi ama Uğurcan için zor bir top değildi. Dk 73’den sonra yapılan değişikliklerden sonra Trabzonspor un sahadaki kaliteli oyuncu sayısı azaldığı için oyun üstünlüğünü rakibine bırakmasına sebep oldu. Bu da Trabzonspor’a basit top kayıpları ve Göztepe’nin üzerimize daha cesaretle geldiği bir son bölüm oldu. Bu bölümdeki fazlaca korner kullanılması heyecan yaratsa da kalemiz için çok tehlikeli olmadı. Son yapılan değişikliklerde takım boyunun kısaltılması da bende soru işareti oldu. Ya o son kafa vuruşu gol olsa??? Bu tarz maçlarda 2. Golü bulmadan rahatlamak mümkün olmuyor.
Trabzonspor kazanmaya devam ediyor, geçen hafta iyi oynamayarak kazandı Hatay’da kötü oynayarak kazandı. Bu maçta iyi oynayarak kazandı. Ama gelecek maçlar için bu oyunun yetmeyeceği de bir gerçek. Daha hızlı ve dikine paslaşmalara ihtiyaç var. Geçiş hücumlarında sayısal fazlalık üzerinde çalışılmalı. Ve geçiş hücumlarının Trabzonspor için çok güçlü bir silah olduğu unutulmamalı, çünkü ligin en başarılı drinling yapan takımı Trabzonspor. Nitekim atılan ilk gol de bir dribling sonucu geldi, son dk’larda Ekuban da yine harika bir dikine dribling örneği gösterdi. Sadece son vuruş noktasında başarılı olamadı.
Oyuncu performanslarına gelince ben A Parmak ve Edgar ı beğendim ve pas trafiğinde A. Ömür ün katkısı da çoktu. A. Ömür ün çözmesi gereken sorun o bölgedeki üretkenliği.