Fenerbahçe'nin 3 Haziran'daki kongresi öncesi çok ilginç gelişmeler yaşanıyor. Türkiye'nin en zengini olup yönetemediği tek yer Fenerbahçe olan Koç ailesi, Ali Koç üzerinden başkanlığa soyunmuş durumda.
Ve bu hedef uğruna her şeyi göze almış gözüküyorlar!
Perşembe akşamı oynanan Fenerbahçe - Beşiktaş maçında görüldü ki, Koç ailesi sarı lacivertli camia üzerinden Türkiye'yi yönetebilmek için savaş, kavga, kaos, operasyon her şeyi yapabilir.
Her kornerde çakmak atılması size de ilginç gelmedi mi?
''Çav Bella'' ile Türkiye'de reklam yapan ''La casa de papel'' dizisinde Ali Koç'a benzeyen figürün yer alması sizce tesadüf mü?
İnsanları isyana çağıran, banka soymaya teşvik eden bir dizinin Türkiye'ye özel fragman yayınlaması sadece bir pazarlama stratejisi olarak düşünülebilir mi?
Fenerbahçe'nin dün yaptığı açıklamaya dikkat buyurun; ''Troller üzerinden başlatılan kampanyada ikinci perde oynandı'' diyorlar. Bu ''Troll'' mevzusu ise ilk olarak 27 Ocak'ta Fenerbahçe Divan Kurulu'nda Ali Koç ile Şekip Mosturoğlu arasında yaşandı.
Fenerbahçe alenen o tartışmayı işaret ediyor... ''Bu bir operasyon, devam etti ve üçüncü perdesi olabilir'' demek istiyor.
***
Yazıya bu şekilde devam etsem sanırım en az 3 milyon okunur, 5 milyon kez de paylaşılırım. Çok meşhur olur, tebrik telefonları alır, kariyer basamaklarını ''şıp'' diye tırmanırım.
Neden?
Çünkü bizim ülkemizde komploya bağımlılık var!
Ha, Türkiye'de en baba komploları aratacak olaylar yaşanmadı mı? Yaşandı... En olmaz denen şeyler oldu mu? Oldu... Kimsenin aklının ucundan geçmeyecek şeytanlıklar tezgahlandı mı? Tezgahlandı...
Ama unutmayalım; ''Bazen bir puro, sadece bir purodur!''
***
Bana göre perşembe akşamı Kadıköy'de hiç de hayatın olağan akışına ayıkırı bir durum yaşanmadı.
Gayet de Türkiye şartlarında normalleşmiş bir maç izledik. Sezon başından beri Güneş - Kocaman arasında yaşanan tartışmalar, bir önceki maçta Quaresma'nın kırmızı kartı, öncesi ve sonrasındaki olaylar vesaire hâlâ hafızamızda... Sezon boyunca yaşanan gerginlik bu maçta da devam etti. Düşük yoğunluklu bir hınç - intikam kültürü Kadıköy tribünlerinden sahaya sirayet etti.
Fenerbahçe taraftarı çakmak atmazmış, su şişesi atmazmış, para atmazmış... Yaşananlar çok anormal ve sıra dışıymış!
Bırakalım bu işleri...
Bal gibi de atar, atıyor, attı!
''Gerçeküstü'' düşünmek insanlara cazip geliyor, fakat gerçeklerden de kopmamak lazım.
Eğer ki Fenerbahçe - Beşiktaş maçında sıra dışı bir durum yaşansaydı, Aziz Yıldırım bunu anında anlardı. Bir oldu, iki oldu, üç oldu, dört oldu... 18 yıldır kulübü yöneten, stadyuma girecek olan kişileri bile bizzat kendisi seçen ve istemediklerini stada sokmayan Aziz Yıldırım, o tribünlerde ''hayatın akışına aykırı'' bir olayın yaşanmasına hayatta izin vermez!
O stadyumda kimse ''kumpas'' kuramaz, kimse ''operasyon'' çekemez...
Eğer ki Kadıköy'de bir kumpas olsaydı; Alex övülmesin, Aykut Kocaman'a küfür edilmesin diye maç ortasında mikrofonu alıp tribünlere bağıran Aziz Yıldırım 10 defa, 1000 defa buna müdahale ederdi!
Sosyal medya yıkılır, Türkiye'de gündem o ''operasyon'' olurdu!
***
Özetle;
Türkiye şartlarında normal ve alıştığımız şekilde devam eden karşılaşmada Tolga Zengin'in annesine edilen küfürlere karşı verdiği reaksiyonun ardından tribünden gelen cisimle Şenol Güneş'in başının yarılması Aziz Yıldırım için seçimler öncesi hem sportif hem de yönetimsel olarak tolere edilemez bir sorun teşkil edecekti.
Ve aklına ilk gelen komplo teorisine sarılarak, krizden fırsat yarattı!
Tıpkı; Şenol Güneş'in Trabzon Havalimanı'nda kendisine ''Trabzon'u sattın'' diyenlere ''Bunlar Fenerbahçeli bile olabilir. Bunları araştırın...'' demesi gibi, Aziz Yıldırım da ''Bu operasyon olabilir, bunları araştırın...'' diyerek olayı en yakın düşman / en makul teoriye yönlendirdi.
Yalnız Güneş'ten farklı olarak art arda açıklamalar yaptı, medya gücünü kullandı, yoğun enformasyonla gerçekliği gerçeküstülüğe doğru itti!
Şimdi Fenerbahçe mağdur... Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve medyanın da desteğiyle hem tezini hem de kendini güçlendirmiş durumda.
E Tehditler devam ediyor... Türkiye üzerinde, Fenerbahçe üzerinde oynanan oyunlar sürüyor... 3 Temmuz da bitmedi... İç - dış mihraklar o biçim... Operasyonlar, kumpaslar havada uçuyor...
O halde Aziz Yıldırım yeniden seçilmeli.
:)
Hayırlı işler!