Komedi deri değiştirdi. Modernleşti. Malzeme bu denli fazla oluca çıta da yükseldi.
Artık kolayına her şeye gülmüyoruz. Gayret istiyoruz.
Geçmiş gün, oğlum bebek. Yemek yesin diye paralanıyoruz.
Mama sandalyesinin önünden geçerken düşer gibi oldum. Bastı kahkahayı. Bir daha yaptım, baktım yine gülüyor. Bir kaşık, derken iki kaşık anlamadan yuttu.
Formülü buldum ya, bir zaman böyle güldürdüm onu, oyaladım. Bir gün şakacıktan düşme oyunu yine yaptım. Bu kez, garip hatta biraz korkuyla baktı bana. Algısı değişmişti.
Artık bu oyun komik değildi.
Farkındalıkları arttıkça, her gün daha fazlasını istiyordu.
Bugün 16 yaşında, bir esprimi beğenmezse dosdoğru eleştiriyor. “Anne hiç komik değil. Espri daha derinden gelir. Gayret et.”
Geçen hafta Komedyen Yavuz Seçkin Trabzon'da bir gösteri yaptı. Ordaydık..
Trabzon sosyal hayatı anlamında bu tip etkinlikleri hakikaten destekliyor ve bekliyorum. Fakat Yavuz arkadaşımızın ciddi bir takvim sorunu yaşadığını endişeyle gördük.
İki saat boyunca güncel ancak bir kaç küçük satır vardı. Gerisi tamamen 1980 ve 1990’lar aralığında, lezzetini yitirmiş taklitlerden ibaretti.
Kendisinin yetenekli olduğu açık. Ama maalesef toplumun beklentilerinden bihaber.
Gösterisinde bir başka hususu daha göz ardı etmiş ki, hakikaten vahim.
Show un içerisinde hiç Karadeniz insanı dokunuşu yok.
Yavuz bey, yavan taklitlerle halen Cüneyt Arkın, Fatih Terim ve Erdal İnönü arasında kalmış.
Herşeyi bırakalım, bu esprilerle Trabzon insanının karşısına gelmek, modanın merkezine uzun paçalı donla gitmekle eş bir durum.
İyi cesaret.
Trabzon ülkenin komedi borsasını yönetiyor, grafikleri belirliyor.
Dinamiklerini elinde tutuyor. Bu dönemde, neredeyse herkes Karadenizli sayesinde gülümsüyor.
Diziler, sinema filmleri Karadeniz, özellikle de Trabzon diye yıkılıyor.
Ama.. Anlayamadık..Ne diyelim, güncel söylemle; "Gayretine sağlık."
Aynı hafta bir başkası; Cem Yılmaz’a bir sinema bileti karşılığında, kırmızı bir puf koltuk üzerinde oturmuş haliyle kesintisiz iki saat güldük. Neden? Nedeni basit; seçiciyiz.
Bugün bizler artık nostaljik kimliklerin ses taklitlerine değil, kendimize, hâlihazırda yaşanmışımıza gülüyoruz. Esprilerde zekâ pırıltısı istiyoruz.
Herkes, güncel hayatta yaşadıklarına mizahi bir çerçeveden, farklı bir boyuttan bakmak, orada kendini bulmayı bekliyor.
Hayat şartları ağır. Gönlünce gülebilmek, neredeyse zor ulaşılabilirler listesinde üst sıralarda.
Komedyen dostlar, mesleğiniz bu ise daha fazla gayret, daha fazla gözlem, daha fazla zeka lütfen.
Naçizane fikrimdir..