Takım yeni, birçoğu isimlerini daha yeni öğrenmeye başlamış. Oyuna renk katması gereken isimlerin çoğu geçtiğimiz hafta Milli Takımlardan bitkin gelmiş. Pazar oynanan F.Bahçe maçı takımı iyice yormuş. On iki günde dört üst düzey müsabaka. Üstüne üstlük bir de sezon başı.
M. Kharkiv'in seribaşı takımlar arasından geldiğini unutmayalım. Ukrayna'daki iç karışıklıklar bırakın futbolu hayatı etkilemiş. Herşey sıradışı ve ikinci planda.
İşte bu şartlarda oynanan Metalist Kharkiv maçından alınan üç puan ile Trabzonspor çok büyük bir iş çıkardı. İster şans deyin, isterse başka bir şey. Allah böyle istedi.
Dönelim maça.
F.Bahçe kadrosunun aksine üç ismin onbire monte edildiğini görüyoruz. Papadopoulos, Sefa ve Cardozo.
Trabzonspor'un savunma anlamında alternatifli bir kadrosu var. Bugün olmayan Mustafa Yumlu, Bosingwa ve İshak Doğan belki de sezonun çok bölümünde forma giyecekler. Orta sahanın merkezinde savunma yönlü oynayan Medjani ve Salih, defans orijinli oyuncular.
WARIS DİNÇ OLSAYDI!
Maçın belirli bölümlerinde Metalist takımının Trabzonspor'un sol kanadını fazlaca kullandığını gördük. Buradaki sorun, Musa Nizam'ın hamle eksikliğinden çok Waris'in savunmaya yeteri kadar yardım etmemesi ve yorgunluğundan kaynaklanan hücum atraksiyonlarını yapamamasında. Gününde ve dinç bir Waris'in olduğu bölgede rakip savunmanın sağında oynayan oyuncu bu kadar ileriye çıkamaz. Türkiye'nin en iyi sağbeki Gökhan Gönül'ün geçtiğimiz hafta sonu Waris karşısında düştüğü durum ortada.
Stoper geçmişli orta saha oyuncular Medjani ve Salih (çoğunlukla sağbek) ile oynadığınız zaman kreatif bir orta saha beklemek hayalcilik olur. Onlar bu maç için verilen "durdurma" görevini yaptılar.
HOCA MAÇ MAÇ DÜŞÜNÜYOR
Vahid Hoca maç maç düşünüyor. Oyun planında ezbere sayılan bir onbir düşüncesi yok. Belki 7-8 banko isim olabilir. Bu maçta kazanmaktadır birlikte kaybetmemek daha akılcıydı. Ona göre oynadı. Başka maçlarda üç belki de dört forvet oyuncusu ile oynarsa kimse şaşırmasın.
Cardozo bekleneni vermedi. Sakatlıktan sonra ancak bu kadar olurdu. Cardozo'dan fizik olarak daha güçlü olan Yatabare değişikliği yerindeydi. Mehmet Ekici ve Yusuf Erdoğan hamleleri ile kazanmayı amaçlayan Kurt Hoca istediğini son anlarda aldı.
BRAVO PAPADOPOULOS
Bir paragraf da Papadopoulos'a. "Komşu'nun oğlu" görüntü olarak bizden biri. Dilini geliştirip Sürmene Pazarı'na koysanız kimse fark etmez. Partneri Belkalem'e göre daha seri. Kart görmeye elverişli oyun karakteri var. Ligde ne kadar süre alır bilinmez ancak, hamleleri, tepkileri, sevinci ile bordo mavililerin sevgilisi olma yolunda ilk sırada.
Papadopoulos'un son dakika golü beni yirmi yıl öncesindeki K. Orhan golüne götürdü. Aston Villa deplasmanındaki unutulmayın son dakika gölüne. Abdullah korneri kullanmış, Cengiz indirmiş, Kaçarava tamamlamış, K. Orhan cezayı kesmişti. Dün gece ise Constant ortaladı, Yatabare indirdi, "Komşunun Oğlu" Papadopoulos cezayı kesti. Son dakika gollerini özlemişiz.
Taraftar oyuncuları, hocayı ve takımı sevmeye başladı. Deplasmandaki üç puanın yanında en büyük kazanım bu olsa gerek.