Korku ticareti!

KORKMA…ile başlayan milli marşımız; "sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak" diye devam ediyor. Tarihimizle günümüzü karşılaştırdığımızda görürüz ki; Türk milletine yüklenen misyon bugüne dek devamlılığını sürdürmüş. Tüm sömürgecilere rağmen, dik duruşundan

KORKMA…

ile başlayan milli marşımız; "sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak" diye devam ediyor.

Tarihimizle günümüzü karşılaştırdığımızda görürüz ki; Türk milletine yüklenen misyon bugüne dek devamlılığını sürdürmüş.

Tüm sömürgecilere rağmen, dik duruşundan ödün vermeyen, bileği bükülmeyen, onurlu, gururlu, vatanın bir parça toprağı için canını veren Türk milletiyiz biz.

Tabi ki öyleyiz…

Benim derdim bu değil…

Derdim, korku ticareti.

Peki sektörel mi, bölgesel mi? İkisi de değil.

Toplumsal. 

Son yılların en popüler ticareti; korku ticareti.

Büyük paralar kazandırmasa da(!) insan yönetme sanatı adı altında, iktidar olmanın birinci şartı olan korku ticaretinin büyük barışılar getirdiği aşikar.

"Korkma" diyerek korkutulan bir toplumun zaaflarından yararlananların zannediyorum ki hepimiz farkındayız.

Önce korku aşıları, sonra panzehir çeşitleri sarmıyor mu etrafımızı.

Türkiye"nin temel sorunlarına, (PKK, irtica, türban, işsizlik, eğitim vs…) çözüm sistemlerine ve sorunların kaç yıldır devam ettiğine baktığımızda görüyoruz elbette.

Dayatılan korkuları ortadan kaldıracak doğru panzehiri bulmak için harcadığımız yıllarda diğer ülkeler kalkınırken, biz yerimizde saymaya devam ediyoruz.

Benim ülkemde irtica korkusunu yaratanlara, PKK"yı yaratanlara, türban sorununu yaratanlara, işsizlikteki, eğitimdeki, ekonomideki başarısızlığı getirenlere cevabım; "KORKMUYORUM"

Korku ticaretini bırakalım. Sorunlar, siyasi rantlar rafa kaldırarak çözülür. Artık kalkınmaya bakalım.

 

 

                                                           ***

"BAYAN" DEĞİL "KADIN"

 

Geçenlerde Hürriyet Gazetesi"nin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, uzun zamandır içimde uhde olan bir konuyu ele aldı.

Özkök şu soruyu soruyor; "Kadın olsanız, cinsiyetinizden hangi kelimeyle söz edilmesi hoşunuza giderdi".

Kadınlara hitap şeklinde "bayan" mı, "hanım" mı, yoksa "kadın" mı denmeli. Kadınlar hangi hitap şeklinden hoşlanıyor. Erkekler hangi kelimeyi tercih ediyor.

Açıkçası ben "kadın" denmesini tercih ediyorum.

Trabzon özelinde konuşursak, Trabzon erkekleri "bayan" kelimesini tercih ediyor.

"Bayan" daha zarif ve ince geliyor.

"Kadın" kelimesini evlenmiş kadınlar için kullanmayı tercih ediyorlar.

Daha muhafazakar erkekler "hanım" hitabını kullanıyor.

Peki hemcinsler birbirlerine nasıl hitap ediyor? Kanımca çoğunluk olarak "kadın" demeyi tercih ediyoruz. "Bayan" denmesinden rahatsız oluyoruz.    

"Bayan, bakar mısınız, bayan alır mısınız" yerine "hanımefendi" daha kibar ve karşı tarafı ikna edici duruyor.

Mesela kadınlara hitap ederken "bayan" diyoruz, erkeklere "bay" demiyoruz.

"İşbayanı" değil, "işkadını" diyoruz.

Türkçe sözlükte ise "bayan" kelimesi, "Kadınların ad veya soyadlarının önüne getirilen saygı sözü" olarak yer alıyor. Yani "Bayan Elif", "Bayan Çavuş" gibi.

Haber61 ailesine de sordum. Sitemizde 2 "kadın", 4 "erkek" çalışıyor. Tanju Bey, Osman Bey, Selahattin Bey ve Orhan Bey"e sordum; "Kadınlara hangi kelimeyle hitap edersiniz?"

Cevap aynı; "Hanımefendi"

Neslihan arkadaşım ise "hanım" denmesini tercih ediyor.  

Bu arada Orhan Çavuşoğlu"nun bir hatırlatması oldu; "karı" kelimesini unuttun dedi.

Nikah memurunun “sizi karı koca ilan ediyorum “ cümlesi içindeki karı sözüne tepki gösteren "kadın"ları hatırlattı.

En kaba hitap şekli olan "karı" kelimesinin artık kaldırıldığını ve nikah memurlarının artık "Sizi "eş" ilan ediyorum” dediğini ifade ettim. 

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri