Tarih 11 temmuz 1995, tam 20 yıl önce Avrupa'nın ortasında Bosna Hersek in sınır kenti Srebrenitsa'da Sırp katil Ratko Mladiç komutasındaki Sırp kuvvetleri İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyada yaşanan en büyük katliamı gerçekleştirdi.
Kent, BM tarafından güvenli bölge ilan edilmiş ve BM koruması altına alınmıştı. Şehrin korunmasından sorumlu BM'nin Hollandalı kuvvet komutanı Karremans, şehri Sırplara teslim etti. Bunun sonucunda ikindi vakti Bosna Sırp kuvvetleri Srebrenitsa'ya girdi. Şehir halkı beklenmedik bu işgal ve çatışma ortamında ne yapacağını bilemiyordu.
Kimi BM kuvvetlerine sığınmaya çalışıyor, kime şehirden kaçmaya çalışıyor, kime ormanlık bölgeleri kaçıp saklanmak istiyor, kime çatışma ortasında kalmış, erkeklerin önemli bir kısmı; bebesini, kızını, çocuğunu, anasını, babasını velhasıl yurdunu korumak için Sırp katilleriyle çatışıyordu.
Bu ana kadar arkadaş, eş, dost gördükleri Sırplar artık onları acımasızca katletmeye başlamıştı. Sırp katiller çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden katliam yapıyordu. Sırp kuvvetleri Srebrenitsa şehrini çevirmiş, kaçmaya çalışanları şehre hapsetmeye ve orada yok etmeye çalışıyordu. Bütün bunlar olurken BM olaylara sessiz kalıyor, tepki vermiyor, işleri ağırdan alıyor, hatta bu dramatik katliama çanak tutuyordu. Acımasız Sırp kasap Ratko Mladiç komutasındaki katiller bebekleri, kadınları,yaşlıları öldürmekle kalmıyor, parçalara bölüp yok ederek yaşananların üstünü kapatmak istiyordu.
Bu caniler binlerce kadına tecavüz ediyor, istedikleri kadar Bosnalı'yı öldürüp, geri kalanları göç etmeye zorlamak için sebepsiz şekilde sistemli bir yok etme planı . uyguluyordu. Günahsız bebelerden, engelli insanlara, yaşlı kadın ve erkeklere kadar acımasızca katliam yapıyorlardı. Bunlar yetmiyormuş gibi camileri, okulları, evleri ahırları yakılıyor, Boşnaklar tarifsiz bir durumla karşı karşıya bırakılmıştı.
Hayatta kalanlar yükseklere, ormanlık alanlara doğru kaçıyor. Sırp keskin nişancılar kaçanları tek tek vuruyordu. Çoğu Boşnak erkek yerleşimlerini korumak için canhıraş bir mücadele veriyor ama tek tek şehadete ulaşıyordu. Tüm dünyanın gözü önünde 8372 Boşnak Müslüman katledildi. Birçok ceset krematoryumlar da yakılıyor, önemli bir kısmı toplu mezarlara gömülüyordu. Bunlar olurken BM'nin Hollandalı generali Karremans, Sırp kasabı Ratko Mladiç ile ekranlar önünde poz veriyordu. Sırp kasabı Hollandalı generale hediye verirken kameralar kaydetmiş ve görüntüler dünya gündemine oturmuştu. Perde arkasında Boşnak Müslümanların düşmanları gizli ittifaklar oluşturuyorlardı. Yaşananlar ve görüntüler insanlık suçu olarak arşivlerde yerini almıştı.
Lahey Adalet divanı bu katliamı soykırım olarak kabul etti ancak Sırbistan'ın bundan sorumlu tutulamayacağını açıkladı. Sırp istihbaratı kasap Ratko Mladiç'i yakalayıp Lahey savaş suçları mahkemesine gönderdi. Dönemin BM Genel Sekreteri Butros Gali, Srebrenitsa'nın düştüğü tarih ve saatlerde, Atina'da barış'a yaptığı katkılar üzere ödül alıyordu. BM Genel Sekreteri barış adı altında katliama sessiz kalmış, çanak tutmuş ve sahte iki yüzlü politika izlemişti. Sonunda 1992'den 1995 yılına kadar devam eden savaşta 250 binin üzerinde Boşnak hayatını kaybetmişti. Uluslararası kamuoyunun baskısı sonucunda Boşnakları memnun etmese de Dayton Antlaşması ile katliam sona eriyordu.
Sonuçta 40000 üzerinde kadın tecavüze uğrarken, bir buçuk milyon Boşnak göçe zorlandı, Sırplar bölgede etnik temizlik gerçekleştirdi. Halen savaştan kalan acılar ve anılar canlılığını korumaya devam ediyor.
İşte bu feryat figan çığlıkların semaya ulaştığı bedenlerin toprakla kucaklaştığı Srebrenitsa katliamının bir sembolü, simgesi durumu olan Mavi Kelebekler'i sizlerle paylaşmak isterim.
"MAVİ KELEBEKLER"
Hiçbir şey beklendiği gibi olmadı. Sırp katillere teslim edilen şehirde çocuklar acımasızca öldürüldü.. 40-50 bin kadın tecavüze uğradı. Kadınların ruhlarında tedavisi olmayan yaralar açıldı. Sırplar bunlarla da yetinmeyip gömdükleri cesetleri buldozerlerle çıkartıp başka yerlere daha sonra yeniden çıkartıp daha başka yerlere taşımış. Daha sonra yine çıkartıp yine başka bir yerlere taşıyıp kazdıkları toplu mezarlara gömdüler. Amaçları, kazılan toplu mezarların bulunmaması idi. Mezarların olduğu alanları bölgeye uygun bitkilerle yeşillendiler. Çok ince hesaplar yapıp toplu mezarlara gömdükleri Boşnaklarla ilgili bir şeyi hesaba katmayı unutmuşlardı. Mavi Kelebek'leri...
Binlerce seset toprağa karıştıkça toprağın verimliliği arttı. Buna bağlı olarak " tavşan otu " denilen bitki bölgede oldukça fazla çoğaldı. Sadece bu bitki ile beslenen Mavi Kelebekler bölgede çoğalınca bu durum hem yöre halkını hem de uzmanların dikkatini çekti. Mavi Kelebekler, sadece bir alanda uçuyordu. Bunun bir tesadüf olmadığını fark ettiler. Alandaki incelemeye uzmanların yanında halk da katıldı.
Bu durum basına sızdı. Bölgede yapılan kazılarda dehşet verici manzara ortaya çıktı. Kelebeklerin yuva edindiği bu yerler, binlerce Müslüman Boşnak'ın katledilip toplu mezarlara konduğu yerdi. Yapılan kazılarda bugüne kadar tespit edilen 500 toplu mezardan 300'ü sadece Mavi Kelebekler sayesinde bulundu. O tarihten günümüze kadar Boşnaklar ve müslümanlar bu acıyı unutmamak için "Mavi kelebekler" 'i bir simge olarak kullandı. Katledilen Boşnak kardeşlerimizin ruhu bu kelebekler sayesinde huzura kavuştu. Yapılan mezarlar sayesinde müslüman analar, babalar, kardeşler bu mezarları ziyaret ediyor yaşanan tarifsiz acıları her gün canlı tutuyor.
Bilge kral Aliye İzzetbegoviç diyor ki: "Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırımlar tekrarlanır. "
Avrupa'nın göbeğinde ama vicdandan, insanlıktan çok uzak tüm cihanın gözleri önünde yaşanan Bosna Srebrenitsa soykırımında şehadete eren tüm aziz şehitlerin ve Bilge Kral Aliya izzetbegoviç'in anısına...
Ruhları şad mekanları cennet olsun.