Bu galibiyet haftalardır koparılan yaygarayı elbette dindirmeyecektir ama, en azından gerekçesi ne olursa olsun takımın yeni bir yapılanma içinde olduğu gerçeğini hatırlatacaktır! Sadece o kadar olsa iyi de; bir de, beklenmeyen çok önemli sakatlıkların oluşunu da hesaba katmak lazım… Ama biz sanki her sezon şampiyon oluyoruz, ya da her sezon Avrupa Ligleri’ni kasıp kavuruyoruz muamelesi yaptığımız için hesabı şaşırıyoruz.
Bu hengamede aklı başında olsun, uçuk olsun, fanatik olsun, niyeti ister iyi, ister karamsar olsun çoklarının fikri muhakemesi yok oluyor. Yahu dostlar, yahu arkadaşlar biraz sabır… Daha sezonun başı… Hem Süper Lig, hem Avrupa Ligi için durum bu… Hiç de fena olmayan bir kadro oluşturuluyor. İnişler çıkışlar olacaktır.
Trabzonspor dün gece rakibine karşı son derece üstün oynadı. Ne geçmiş lig ve ne Ferençvaraş maçlarındaki silik oyundan eser yoktu. Anlaşılan her kes dersini iyi çalışmış. Orta sahada Hamşik, Bakasetas ve Siopis’in oynamaları geçen sezonki kurgunun eseri idi. İleride ise geçen sezondan sadece Djanniy vardı.
Maçı çeviren bana göre orta sahanın oyumu idi. Ama sezon başından beri eleştirilen yerden yere vurulan Trezeguet ise maçı yıldızı oldu! Hem attırdı, hem attı. Eğer Hamşik ve Djanniy iyi pas seçimi yapabilselerdi Mısırlı oyuncu bir veya iki gol daha atabilirdi. Trezeguet’nin Kasımpaşa, A. Villa ve Başakşehir’deki performansları zaten elli idi. Ama biz çok aculuz çok!!!
Dün gece Trabzonspor’da kötü oynayan oyuncu yoktu. Tek can sıkıcı olay Abdulkadir’in sakatlanıp oyundan çıkması idi. Umarım o da uzun süren sakatlar kervanına katılmaz.
Sonuç olarak Trabzonspor dün gece rakibini yendi. Hem de hem göze hoş gelen bir oyun sergiledi, hem de kazandı. Hatalar, eksikler olacak elbette. Ancak unutmamamız gereken tek husus bu galibiyet ne cenneti getirecektir, ne de cehennem kadar yakıcı olacaktır. Sonuçta sadece tek bir maç kazanıldı. Ama en azından takım umut verdi. Bunu bilelim yeter…