Trabzon’da doktor reçetesine yazılan “Trabzon tereyağı” yok
Sonunda Çarşıbaşı’nda bulundu.
O da ne?
Sıra var; bir ay sonra ancak sıra gelir.
Şaka mı?
Yok anca...
Yaylaya yol, yaylaya elektrik gedince
Yaylaya ulaşım asfalt yola kavuşunca;
Yaylalarda inşaat aldı başını gitti.
İnsan ineğinden vazgeçti.
Sonra ara ki; Trabzon Tereyağı bulasın.
İnsan inek besleyecek ki, yaylanın otu
Süte, süt de
O mis kokulu organik tereyağına dönüşsün.
İnsan vazgeçti işte.
Otu çürütüyor süte çeviremiyoruz.
Süt yok.
Süt yoksa
O mis kokulu Trabzon Tereyağı da yok.
Piyasa boşluk kaldırmaz;
Dünyanın değişik ülkelerinden derhal tonlarca ”krama” ithal edildi.
Kimi merdiven altında, kimi üstünde çalkalandı,
gıda boyaları ile rengi sarartıldı.
Koku esansı ile de kokusu da verildi.
Paketlerin üzerine Trabzon Tereyağı yazıldı.
Reçetede ki
Organik Trabzon tereyağını;
Çarşıbaşı’nda üniversite mezunu iki ineğe bakan kızımız üretiyor.
Kızımız bir ay sıra yazıyor, dedi Sebahattin Yazıcı.
Nasıl yani? Dedim,
Basbayağı sıra işte; talep çok, o nedenle sıraya yazıyor, gelen siparişleri ancak bu şekilde karşılıyor.
Trabzon’da
Çarşıda, pazarda tereyağı sıkıntısı yokken bu kızımızın sıra yazması?
Sebahattin Yazıcı yanıtladı:
Düğmeyi en iyi dikene de, ayakkabıyı en iyi parlatana da çok iş geliyor.
Ankara doğusunda
İlçe bazında ” tarımsal işler dairesi” Akçabat’da kuruldu.
Geçmiş dönemlerin veteriner hekimler odası başkanı Sebahattin Yazıcı da işin başında.
Şu kadarını söyleyeyim: Sebahattin Yazıcı
“Otlatmaya dayanan hayvancılık”ı
Milli tarım politikasına
Trabzon ve komşu illeri soktu.
Dahası,
“Akçabat’ın Galanima Vadisinde otuz köy” hayvancılık projesi onay aşamasında.
Tam öldü dediğimiz yerde yeniden başlıyoruz;
Girişimci bürokratımızı,
Trabzon Tereyağı için sıra yazan Çarşıbaşılı kızımızı tebrik ediyorum…
Epey ara verdik yine yereli yine fark yaratanları yazacağım.
Hoş bulduk.