Ne yazık ki sevdiklerimizin kıymetini onlar ebediyete göçünce anlıyoruz.
Oysa yaşarken bir-birimize daha çok sahip çıkmalı ve değer vermeliyiz.
İnanın şu üç günlük dünyada en büyük hazine insan.
Peki ama nasıl insan?
Elbette ahlaklı-erdemli-dürüst ve doğru insan.
Merhamet ve vicdan sahibi insan.
Kalbinde zerre kadar kötülük taşımayan insan.
Eğer çevrenizde güzel insanlar varsa şanslısınız
Yoksa da o zaman vay halinize.
Fesatçı-ihanetçi-yalancı-hasetçi insanlarla yaşamak inanın zulüm geliyor.
Bu satırları geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz değerli hocamız Nuri Güneş için yazıyorum.
Çünkü o benim gözümde gerçek bir din adamı ve güzel bir insandı.
Hoşgörülü-beyefendi-sevgi dolu bir kalbe sahipti.
Artvinli değerli hemşerim eski Trabzon İl Müftümüz Nuri Güneş hocamla her zaman gurur duydum.
Kapısını ve gönlünü herkese açan yüzünü insanlığa dönen saygın bir kişilikti.
Şimdilerde böyle din adamlarını bulmak kolay değil.
Aklı başka yüreği başka bedeni başka yerlerde geziyor bazı hocaların.
İnsanlara dini sevdirmek yerine adeta dinden soğutuyorlar.
Cehennemi anlatıp cenneti adeta kendilerine saklıyorlar.
Hele bazıları var..
Tek dertleri fesatlık..
Tek dertleri hasetlik.
Akçeli işlere fena kapılıp din tüccarlığı yapıyorlar.
Kimse milleti aptal yerine koymasın.
Kimse hocayım diye etrafındakilerini kandırmasın.
Dünyanın en güzel dinine sahibiz.
İslamiyet’i anlatacak, dinimizi yaşayacak ve yaşatacakların aklı-selim insanlar olması şart.
Valla kimse kusura bakmasın.
Kimse gocunmasın.
Üzerine alınanda alınsın..
Eğer bu ülkede iyi niyetli, işini doğru-dürüst yapan, hak yolunda zik-zak çizmeyen din adamlarının sayısı fazla olsaydı biz FETÖ belasını bu kadar derinden yaşamazdık.
Susan-korkan-işine geldiği gibi davranıp yerini korumak için her türlü yalakalığı yapanlar yüzünden din istismarcılarını deşifre edemedik.
Hoşgörü-dayanışma ve paylaşma dini olan İslamiyet yoz ve yobazların eline düşmezdi.
Diyanet İşleri Başkanlığımızın yeni süreçte daha dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü hala pis işlerle uğraşan çok kripto sahte din adamları var.
Hala kirli işler peşindeler..
Bize Nuri Güneş hocamız gibi sevilen-saygı duyulan-birleştirici-erdemli din adamları gerek.
Bize gençleri kadın-erken ayrımı yapmadan kucaklayan, onlarla sohbet eden, dertleşen, şakalaşan ve yüzü gülen, cesur ve tarafsız din adamları gerek.
Nuri Güneş hocam görev yaptığı Artvin’de, Erzurum’da, Kütahya’da ve 8 yıl müftülük yaptığı Trabzon’da gönüllere kazındı.
7’den 70’e herkesin sevgisini kazandı.
Onu tanıyanlar benin ne demek istediğimi çok iyi bilir.
Ölümünden 10 gün önce kaybettiği kıymetli eşi ile buluştu.
Yıllar süren beraberliğin ayrılığı sadece 10 gün oldu.
Allah her ikisinin de mekanlarını cennet eylesin.
Din görevlilerimize haddim olmayarak bir öneri olacak.
Lütfen beş vakit namaz ile birlikte beş vakitte merhamet ve vicdan sorgulaması yapsınlar.
Öyle herkesin yapacağı işler değil bu işler.
Yapamayan-beceremeyen-tepki gören kim varsa bıraksın bu işleri gitsin limon satsın.
Mesleğinin hakkını verem imamlara da-hocalara da-müftülere de hepsine saygımız-sevgimiz sonsuz..
Hepsi baş-tacıdır...