CHP Genel Merkezi Trabzon’un ilk sırasına Volkan Canalioğlu’nu kontenjan adayı vermişti.
İl Gençlik Kolları ayağa kalktı.
Parti il binasını rehin aldı.
Eylem üstüne eylem yaptılar.
Çuval muval yerleştirdiler merdivenlere…
Köşelerde, duvarlarda ‘devrim’ nidaları söyleniyordu.
Hatırlarım o günlerde Haber61 TV’den canlı yayın yapıyorduk.
İl Başkanı Güzide Uzun, “Çocuklarımız parti içi demokrasi istiyor. Milletvekili listesini örgüt şekillendirsin” diyordu ve gençlere tam destek veriyordu.
Görevden alınacağı riskini taşıdığı halde Genel Merkeze kafa tutuyordu.
Bizde bu dik duruşu canlı yayında ekranlarımıza taşıdık.
Sonunda istedikleri oldu.
Örgüt kime hangi oyu vermişse o isim listede hak ettiği noktada yer aldı.
Şimdi tam tersi yaşanıyor.
1 Kasım erken seçim için milletvekili aday listesinde örgütün ikinci sırada istediği Ali Türen Öztürk, 5. sıraya kaydırıldı.
Yani delege dikkate alınmadı.
O dönem eylemlere destek veren İl Başkanı Güzide Uzun suskun!
Gençlere, “Demokrasi çocukları” diyen il Başkanı Ali Türen Öztürk’e yapılana kayıtsız kalıyor.
Bu nasıl oluyor?
Samimi olmak bunun neresinde?
Sessizliğini koruyan İl Başkanı Uzun o gün eylem yapan çocukların yüzüne şimdi nasıl bakacak?
Hangi sözleri söyleyecek?
Merak ettim.
Bir de Yavuz Karan var tabi..
Güzide Uzun gibi o da eylemlerin baş mimarıydı..
Kendisi örgüte rağmen 2. sıraya tırmandı.
Demokrasiden bahsederken mangalda kül bırakmıyordu.
Medyadan basından dem vururken ‘özgürlüklerin habercisi’, ‘demokrasi havarisiydi’
İktidara ders verirken de..
Kendi partililerinin oylarını göz ardı eden bu tutumu nasıl açıklayacak?
Kendi dava arkadaşını böyle saf dışı bırakmanın huzurunu(!) ömür boyu vicdanında nasıl yaşayacak?