Olcan ve Transfer Gerçeği

“Büyük kulüplerde transfer 365 gündür” şeklinde bir söz var ayak topunda. Aslında ne kadar da yanlış. Transfer de haliyle ihtiyaçtan yapılır. Siz sezon başında ihtiyaçlarınızı iyi tespit edemezseniz ve de yaptığınız tercihler yanlış çıkarsa devre arası tr

“Büyük kulüplerde transfer 365 gündür” şeklinde bir söz var ayak topunda. Aslında ne kadar da yanlış. Transfer de haliyle ihtiyaçtan yapılır. Siz sezon başında ihtiyaçlarınızı iyi tespit edemezseniz ve de yaptığınız tercihler yanlış çıkarsa devre arası transferine mecbur kalırsınız. Trabzonspor sezon başı transferleri ile yanlışı çok olan takımlardan. Seyircinin ve futbol üzerine kafa yoranların ortak fikri, savunmanın merkezine ve en uç noktaya takviye ihtiyacı olduğu şeklinde. Biz de aynı kanıdayız.

Trabzonspor'un geçmişine baktığımızda özellikle yabancı transferinde başarı yüzdesinin düşük olduğu ortada. Sadece son döneme bakalım. Sol dış için alınan ve büyük bedel ödenen Alanzinho devre arası transferidir. Yine aynı şekilde Brozek kardeşler, Murat Tosun, Sezer Badur, Mehmet Çakır devre arası transferidir. Bir tek Burak Yılmaz iyi çıktı. Geldiği noktayı kendisi de dâhil hiç kimse tahmin edemezdi.

Birde Alanzinho, Adrian, Olcan, Jebrin, ve geri dönmesi konuşulan Jaja az çok aynı mevkiinin oyuncuları. Bunları ya sol dışta kullanacaksın, ya da forvet arkasında.

Sonuç olarak devre arası transferinde tercih, uzun vadede yararlanılabilecek bir isim olmalı. Olcan Adın sezon başında düşünülen isimlerden birisiydi. İskender Günen'den bu yana sol çizgiye istikrarlı bir isim gelmedi. Volkan Şen gibi çok şey beklenip hayalleri boşa da çıkarabilir. İkisi aynı anda üst seviyede katkı verip takımı kanatlandırabilir. Umarım olumlu çıktı verirler.

***

GUNES'İ ANLAYABİLMEK!

Orhan Çavuşoğlu usta son iki yazısında önemli noktalara değindi. Trabzonspor'un transferde neleri yapıp neleri  yapmaması gerektiğini gerekçeleri ile anlattı ve Şenol Güneş'in basın aracılığı ile yaptığı göndermelerden bahsetti.

Aslında Şenol Hocanın amacı farklı.1995-1996 ve 2003-2004 sezonunda ligde yaşananlar, Milli Takım'dan ayrılış sürecinde yaşananlar, geçtiğimiz sezonun gelinen noktanın trajikomik durumu...

Şenol Hoca, ülke futbolunun içinde bulunduğu durumdan kendisini sorumlu tutuyor. Evet, yanlış anlamadınız, sorumlu tutuyor. Birçok alanda olduğu gibi futbolda da birçok yanlışın doğru olarak gösterilmesinden rahatsız. Bana ne diyemiyor. Yapılan yanlışlara isyan ediyor ama çığlığı sessiz. Gecen sezon LİG TV maç sonu yayınlarına Ünal Karaman'ı göndermesi, üstü kapalı istifa söylemleri ve geçtiğimiz beş günde yansıyanlar hep aynı çerçevede. Hırsızlığı günah saymayıp kupa ve madalya ile taçlandıranlara bir şey yapamamanın isyanını yaşıyor.

Dışarıdaki olaylardan etkilenip takıma konsantre olamıyor. Sadece Şenol Güneş mi? 3 Temmuz’da başlayan süreçte gelinen noktaya bir bakalım.  Her yönüyle mağdur olan takım Trabzonspor. Görünen o ki, sonuçta da yapanın yaptığı yanına kâr kalacak, yine bordo mavililer mağdur olacak.

EKRANLAR ve TRABZONSPOR

Trabzonspor'un bir büyük sıkıntısı da kamuoyu oluşturamaması. Bunun için medyada etkili isimleri yok. Bu noktada en etkin noktaya Serdar Bali çıktı. Onu da Lig TV'den uzaklaştıranların Trabzon ayağını herkes biliyor. Bakın arkadaşlar. Serdar Bali sivri dillidir, seveni kadar sevmeyeni de vardır. Ama adam gibi Trabzonsporludur. Neden yukarıya çıkanlara destek olmak yerine, ayağından tutup aşağıya indiriyoruz.

Hami Mandıralı TRT'de. Hakan Kulaçoglu A Haber'de. Ülkenin iki spor Gazetesi'nden birisi olan Fotomaç'ın Genel Yayın Yönetmeni Zeki Uzundurukan Trabzon Vakfıkebirli ve Trabzonsporlu. Neden bu isimlere destek olmuyoruz.

Bugün Rıdvan Dilmen, Mehmet Demirkol, Ahmet Çakar, Erman Toroğlu bordo mavi sözcüklerle bezenmiş iki cümle etse, hepimiz mest oluyoruz. Kendi evlatlarımıza ise aynı hoşgörüyü göstermiyoruz. Biz Rıdvan Dilmen’den Trabzonsporluların yürüyüşüne de katılmasını ve gözyaşı dökmesini bekliyoruz.

Planlanan yürüyüşe taraftar dışında da katılım olmalı, Eski yöneticiler ve futbolcular, sivil toplum örgütleri, siyasiler, basın ve sanat dünyasından tanınmış bordo mavili simalar. Kamuoyu böyle oluşturulur. Yoksa bir yerlere çelenk koyarak slogan atmak yeterli olmuyor.

Başkan Sadri Şener'in "Kupanın ruhu geldi, tenekesi de gelecek" söylemi kamuoyu oluşturmak adına doğru bir adımdır. Aynı şekilde planlanan yürüyüşte. Yine "Temiz futbol için 61 avukat FİFA'ya dava açmalı" projesi var.

26 Ocak'ta toplanacak TFF Genel Kurulu öncesinde benzer oluşum yapılmalı. Tüm dikkatler burada olacak, oradaki rüzgâra Trabzonspor yon vermeli. Aksi halde başkalarının estirdiği rüzgârda ayakta durmaya çalışıyoruz.

İşte hem teorikte hem de pratikte benzer adımlar atılmalı. Taraftar grupları birbiri ile uğraşacağı yere bu tür konulara kafa yormalı, projeler, fikirler üretmeli.

TRABZONSPOR BAŞKANLIĞI

Şenol Güneş, Serdar Bali, Hamı Mandıralı, İskender Günen, Ünal Karaman gibi isimlerden bahsetmişken yazının finalini onlarla yapalım istedim. Biz bu isimlerin Trabzonspor Başkanlığını düşünmelerini istiyoruz. Hem de ciddi ciddi. Kulübün nefes alış verişin bilen, futbolun iç organlarını ezbere bilen bu isimler, karın ağrısına yol açan birçok sıkıntıya çare bulabilirler. Özellikle de transfer konusunda. İnanın transferdeki başarısı %80'in altına düşmez. Ne dersiniz?

***

Hepinize helâlinden alın teri ile kazanılmış basarılar, mutluluklar ve en önemlisi de sağlık dolu yıllar diliyorum.

YENİ YİLİNIZ KUTLU OLSUN...

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri