Oradaydım..!

Federasyona yürüyüş ve o malum pankart konusu kapandı sanmıştık ama TFF Başkanı Mahmut Özgener"in açıklamaları bu konuyu yeniden ısıttı.

Federasyona yürüyüş ve o malum pankart konusu kapandı sanmıştık ama TFF Başkanı Mahmut Özgener"in açıklamaları bu konuyu yeniden ısıttı. İlk yarıda en ürktüğü olayın bu olduğunu ifade etti başkan Özgener.

Trabzon ve Trabzonsporla ilgili etkinliklerde yer alan biri olarak, o gün ben de oradaydım. Orada gördüklerimi bugün Radyospor"da Bülent Yüksel"e anlattım, size de anlatayım ve sonra yorumumu söyleyeyim:

Bir kere sözü edilen o yazının anlamsızlığına ve gereksizliğine inanıyorum. Yazıyı yazanla aynı duyguları paylaşmıyor ve hatta onun Trabzonspor"uyla benim Trabzonspor"um arasında derin farklar olduğunu söylemek istiyorum.

Orada neler gördüm?

Gelelim 17 Aralık 2008"e

Federasyon protestosunda sözü edilen pankartı önce görmedim. Dikkatli ve iyi bir gözlemci de sayılırım ama göremedim işte. Görememekte haklıydım biraz da. Çünkü, o bir pankart değil, kahverengi mukavva kutusuna tükenmez kalemlerle yazılan bir yazıdan ibaretti. Yani, bir akşam önce bez afişçide hazırlanıp oraya getirilen bir şey değildi. Üstelik de kalabalığın en arkalarındaydı ve eğreti şekilde havada duruyordu. Yazılanların ne olduğunu okumak için kalabalığa doğru yaklaştım. Okudum. Evet, bugün konuşulanlar o mukavvada yazılıydı. Bu doğru ama sayın federasyon başkanının bilmediklerini ben söyleyeyim.

Bir;

Mukavva üzerine yazılan yazı on dakika bile havada kalmadı. Grubun ileri gelenleri, oradaki sağduyu mukavvayı fark eder etmez indirdi, imha etti.

İki;

Doğal olarak o yazının da olduğu mukavvayla federasyona yürünmedi.

Üç;

Bütün stadyumlarda olan protesto afişleri dışında, tahrik edici, ideolojik başka bir döviz görmedim. Bordo-mavi bayraklar, kırmızı kartlar, düdük ve en önde de siyah çelenk. Haa gördüğüm başka bir şey, Levent"teki lüks bir daireden keşanıyla Trabzonsporluları selamlayan bir hanım..!

O halde

Mukavva üzerine o yazı yazılmıştır ama fark edilmesiyle anında çöp olmuştur. O mukavvayı yok eden de yine oradaki Trabzonspor taraftadır. Polis falan değildir. Ama daha yürüyüş organizasyonu başlamadan grubun idare edicilerinin de haberi olmadığı ve bir tek kişinin eylemi nasıl olur da bütün Trabzonspor camiasına mal edilir? Nasıl olur da bu futbolda ilk yarının en korkunç olayı olur?

İki yüz elli Trabzonsporlu"nun kendi özgür iradeleriyle "Adalet istiyoruz" haykırışını görmeyecek, bir kişinin densizliğini ise korkunçlar sıralamasında ilk sıraya koyacaksınız. Olayı Türkiye"ye, sanki Trabzonspor taraftarının genel profili gibi yansıtacaksınız!

Beşiktaş İnönü Stadyumu"nda bir taraftar öldürüldü, bütün Beşiktaş taraftarı mı suçlandı? Suçlansa doğru olur muydu? Olmazdı elbette, çünkü münferit bir olaydı. Ama sonuçları üzücü ve ağır oldu.

Zaten bu ülkede bu işler böyle yürür.

Yakın geçmişte, stadyumlarda toplu küfüre ceza vardı. Şimdi bu iş taraftardan başkanlara, yöneticilere geçti. Federasyon başkanın yanında hakemlere silme küfür ediliyor, bunu medya yazıyor ama üç maymun oynanıyor. Futbolun tepesindekiler, "Fırat Aydınus"u Trabzon"a yalnız gönderdik" diyor. Bu sözlerin sahipleri bilinçaltlarına başka mesajlar gönderiyor ve de bu sözler sanki nasılsın iyi misin, iyiyim abi gibi algılanıyor?

Son sözüm Trabzonspor taraftarına;

O mukavvalara o cümleleri yazanlar, ideolojileriyle Trabzonspor ruhunu da kirletiyor. O elleri içinizden temizlemediğiniz sürece medyaya kötü, federasyona yanlı, yazarlara da kukla demeye hakkınız yok. Önce kendi kapınızın önü

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri