Uydu fotoğrafında Ovit ve ispir Fay zonları görüntüde net bir şekilde doğrusal çizgisellikler halinde izlenmektedir. Aynı çizgisellikler yerin röntgeni sayılan aşağıdaki jeofizik haritasında da izlenebilmektedir.
Zehirli gaz ve göçükler Ovit tünelinin Ovit-İspir Fay Zonunda sürüldüğünün kanıtlarıdır. Türkiye’nin en uzun dünyanın 2’nci uzun çift tüplü tüneli olan Ovit Tünelinde çalışmaların durdurulmasının ana nedeni tünel yapımı planlamasında bölgenin tektonik özelliklerinin ve depremselliğinin yeterince dikkate alınmamasından kaynaklanmaktadır.
Yaşanan problemler Ovit ve İspir Fay Zonlarının tünel çalışmaları için önemli risk kaynağı oluşturduğunu göstermektedir. 20km aralıkla uzanan Ovit ve İspir Fay Zonları Doğu Anadolu’nun en önemli deprem kaynağı olan Erzurum-Narman Fay Sistemi içerisinde yer alır. Kandilli verilerine göre Övit tünelinin yakın çevresinde 1900 ile 2013 yılları arasında kayıt edilen depremler 4-5 büyüklüğündedir. Bu küçük depremler tünel çevresinde aktif fayların varlığını kanıtlar. Bu tür faylarda zehirli gaz birikim alanları oluştururlar.
Tünel çalışmalarının durdurulmasına neden olan zehirli monoksit gaz birikimi ve can kaybına neden olan göçükler büyük bir olasılıkla Amerika, İtalya ve Japonya da tespit edildiği gibi tünelin fay zonunda sürülmesi, 20km arlıkla bulunan Ovit ve İspir faylarının enine kat edilmesinden kaynaklanmış olmalıdır.
Harita: Doğu Karadeniz Bölgesindeki faylar ve kırıklar hava ve uydu fotoğraflarında izlenmektedir. Bu fay ve kırıklı yapılar yerin röntgeni sayılabilecek jeofizik gravite haritalarında da kırmızı hatlar halinde izlenmektedir. Ovit-ispir fay zonu haritada oklar halinde gösterilmiştir.
14300m uzunluğunda, Türkiye’nin en uzun tünel planlamasında bölgedeki faylarının ve depremselliğinin yeterince incelenmemesi, bu tür fay zonlarındaki olasılı gaz birikimlerinin denetlenmemesi, buna bağlı etkin bir havalandırmanın yapılmaması tünel çalışmalarının durdurulmasına neden olmuştur.
Öte yandan tüneli denetleyen Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin tünelde biriken ve felakete neden olabilecek karbon monoksit gaz birikimini zamanında tespit etmeleri ileride yaşanabilecek büyük bir felaketi önlemiştir.
Özetle Övit Tünel’i çalışmalarında karşılaşılan teknik sorunlar ve tespit edilen hayati öneme sahip eksiklikler tünel planlaması ve etüdünden kaynaklanmaktadır.