Futbolda psikolojinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Geçtiğimiz hafta Eskişehirspor deplasmanında alınan üç puanla rahatlayan bordo mavililer, bu haftaki kırmızı siyahlı rakibini de rahat geçti. Özellikle ilk yarıda oynanan futbol, izleyenlere zevk verdi.
Uzun süredir golü bu kadar isteyen bir Trabzonspor izlememiştik. Soner'in yokluğunda forma şansı bulan Aykut Akgün, sadece ikinci bölgede değil oyunun tüm alanlarında kendisini gösterdi. Halil Altıntop ve Yasin Öztekin ise geçtiğimiz haftanın aksine ne yaptığını bilen bir haldeydiler.
İlk kırkbeş dakikada Marek Cech'i hücum anlamında olumlu kullanan Trabzonspor, aynı bölgeden gelişen atakta istediği golü buldu. Halil Altıntop'un ön direğe koşarak, uzak köşeye bıraktığı top Trabzonspor'un nadir kazandığı varyasyonlardan birisiydi. Bu gol bize Hamdi Aslan (Küçük Hamdi) ve Umut Bulut'u hatırlattı. Çünkü son iki sezondur ön direğe koşu yaparak skor üreten bir hücumcu izlememiştik.
Avrupa futbolunda son haftaların popüler ekibi Bayern Münich'te de sol ayaklı Airan Robben sağda, sağ ayaklı Frank Ribery ise solda görev alıyor. Tolunay Hoca da Yasin ve Olcan'ı, Bayern örneğinde olduğu gibi ters taraflarda oynatıyor. Her ikisinin de adam eksilterek içeriye kat edip skora katkı vermelerini bekliyor. Yeterli midir, tartışılır ama maç içerisinde kanat değiştirerek oynamaları daha verimli olacaktır. Olcan'ın attığı gol buna güzel örnek oldu. Maç içerisinde Adrian'ın birkaç kez deneyip başaramadığını son dakikada Olcan skora yansıttı.
Alınan üç puan ile birlikte üst üste kazanılan üç galibiyet güzel ve anlamlıydı. Ancak Trabzonspor için en büyük kazanç, ilk yarıda oynanan futbol, girilen pozisyonlar ve yeniden kazanılan özgüvendir. Şimdi hedef; kupanın yari finalinde Sivasspor ile oynanacak ikinci ayak karşılaşması olmalıdır.