Sovyetler Birliği’nin son lideri Gorbaçov, kapalı toplumu açık hale getirmek ve yenilikçi bir yaşam için 1987 yılında Glastnost ve Perestroyka politikaları doğrultusunda; Doğu Blokunun lideri SSCB’de dağılma süreci başlamıştır.
Dağılan ve bağımsızlıklarını kazanan ülkeler arasında siyasi, askeri, ekonomik, çevre, insani, kültür ve diğer alanlarda işbirliklerini sürdürmek amacıyla, 08 Aralık 1991 tarihinde; Minsk kentinde Beyaz Rusya(Belarus) Rusya ve Ukrayna Devlet Başkanları tarafından Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) kurulmuştur.
BDT üyesi olan ülkeler ayrıca, NATO ve BM ye girmeme taahütünde bulunup, bunu imzalamışlardır.
Ukrayna,Belarus,Azerbaycan,Ermenistan,Kazakistan,Kırgızistan, Moldova,Tacikistan ve Türkmenistan topluluğa üye olmuş, ancak Türkmenistan 2005 yılında tam üyelikten çıkmış, Rusya’nın 2009 yılında Osetya’yı işgal etmesi sonucu ise Gürcistan birlikten ayrılmıştır.Ukrayna ise BDT Tüzüğünü imzalamadığı için hukuki olarak BDT üyesi olamamıştır.
Rusya’nın amacı dağılan Cumhuriyetleri, kendi hüküm edebileceği bir çatı altında toplamak, onların BM ve NATO gibi batı dünyasının ellerine düşmesini engellemekti ancak, Türkmenistan, Gürcistan ve Ukrayna devletlerinin birlikten ayrılmaları nedeniyle bu plan gerçekleşmemiştir. Bu nedenle Rusya sözkonusu ülkeleri yakın izlemeye almış ve hasımhane bir tutum içerisine girerek, bu devletleri hedef listesine almıştır.
Son dönemlerde;Gerek Ukrayna’nın AB ve NATO ya tam üye olmak amacıyla yapmış olduğu başvurular, gerekse ABD,İsrail ve İngiltere’nin, Ukrayna ve onun Yahudi Başkanı Zelensky ile olan yakınlaşmaları, Rus istihbaratı tarafından dokümante edilmiştir. ABD, İngitere ve İsrail’in Ukrayna’yı NATO,BM ve AB kuruluşlarının içerisine çekmeye çalışması ve bu yönde yapılan gizli görüşmeler ile Ukrayna’da üs kurma çalışmaları Rusya’yı çok rahatsız etmiş ve gelecek 5-10 yıl içerisinde bu ülkelerin Ukrayna’da üsler kurarak, güçlü bir şekişlde Rusya’ya saldırabilecekleri endişesiyle; Rusya NATO,AB,BM ve ABD ile batı dünyasının tepki ve yaptırımlarını bile bile Ukrayna’ya operasyon yapma kararı almıştır.
Rusya Ukrayna’ya yapacağı operasyonun planlamasını yaparken aynı zamanda; ABD,NATO,BM,AB ve diğer ülkelerin yapacakları yaptırım kararlarını düşünerek aylar öncesinden, öncelikli olarak gıda, ekonomi ve petrol alanlarında her türlü önlemlerini almıştır. Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un da açıkladığı gibi; “Rusya ya yapılan yaptırımlar bizim bağımsızlık vergimizdir ”şeklindeki sözleri ise Rusya’nın heranlamda rahat olduğu izlenimlerini vermektedir.
Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı savaş sırasında NATO, BM ve AB liği üyesi ülkelerin çekingen, korkak ve bekle gör politikaları neticesi Ukrayna çok zorumda kalmış, Zelensky nin yardım çağrılarına sadece ekonomik, askeri mühimmat ve teçhizat boyutunda kısmen cevap verilmiştir.
NATO, BM ve AB liği üyesi ülkelerin asker gönderme konusunda hiçbir adım atmamaları bu birliklerin açık şekilde aciziyetlerini ortaya koymuştur. Sözkonusu ülkeler açıkcası sınavı geçememiş sınıfta kalmışlardır. Rusya bu bağlamda NATO, BM ve AB liğinin içinin boş olduğunu görmüş ve moral motivasyon anlamında kendinde daha çok güç bularak, Ukrayna’ya olan saldırılarını daha da arttırmıştır.
Bu gün ülkemizin askeri alanda yapmış olduğu hamlelerin ne kadar doğru ve yerinde olduğu gerçeği ortaya çıkmıştır. Bundan sonra olabilecek bir savaşta NATO,BM ve AB liğinden yardım beklemek aptallıktır.
Belarus devlet başkanı Lukeşenko Rusya’dan kendi ülkesinin sınırlarına S400 füze sistemlerinin yerleştirmesini acil olarak talep etmiştir. Bu talep ülke savunmasında S400 lerin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymakla birlikte maalesef bizim ülkemizdeki siyasi muhalefet S400 lerin Rusyaya geri verilmesini istemektedir. Bunu anlamak çok zor.
Rusya;Ukrayna savaşını kazanması halinde bu durum eski SSCB’den ayrılan devletlere de sirayet edecek ve bir müddet sonra Rusya tüm Avrupa’nın kapılarına dayanarak tehdit olmaya başlayacaktır.