Sabır taşı!

1977 yılının Eylül ayı idi.  

O zaman ki adıyla Boldklubben 1903 ile, Şampiyon Kulüpler Kupası’nda (Şampiyonlar Ligi) deplasmanda oynanan 1-0’lık galibiyetin rövanş maçında, karşılaşmanın normal süresi 1-0 ev sahibinin galibiyetiyle bitmek üzereydi ve karşılaşma uzatmalara gidecekti.  Karşılaşmanın hakemi İsveçli Rolf Eriksson, uzatma sürelerinin oynanmadığı o günlerde, ev sahibi takım golü bulana kadar maçı gereksiz uzattı ve normal süre bitiminden 5 dakika sonra bariz ofsayttan golü vererek, Trabzonspor’un haksız yere 2-0’lık skorla bir elenmesini sağladı. Karşılaşma sonrası çıkan olaylarda, bordo mavili taraftarlar ve futbolcular biraz darp edildi. Hatta Danimarka polisi, kurt köpeklerini bordo mavili taraftarlara ve Trabzonsporlu futbolcuların üzerine yürüttü. Orta hakem tribünlerin altına doğru sahayı terk ederken,  gurbetçi bir bordo mavili taraftar, elindeki bayrağın çubuğunu koridora girmekte olan İsveçli hakem Eriksson’un kafasına vurunca, UEFA’dan cezayı alan taraf Trabzonspor kulübü oldu. O sezon Trabzonspor,  Cumhurbaşkanlığı kupası ve Türkiye Kupasını alıp, Ligde de ikinci olunca, o yıllarda oynanan Kupa-2 adıyla anılan, Avrupa Kupa Galipleri Kupası’na katılma hakkı elde etti. Fakat Danimarka’da ki  söz konusu  bu maç nedeniyle, bir yıl ceza aldığı için 1978-79 sezonunda Avrupa’ya gidememişti.
                                                                           *
Kopenhag temsilcisi; yine aynı kulüp adıyla Trabzonspor ile 1991 yılının Aralık ayında bir kez daha eşleşti. Bu sefer UEFA’da Kupası’nda karşılaştılar. İlk kez çeyrek finalin kapısından bu maçta döndü. Deplasmanda 1-0 mağlup dönen bordo mavililer, Avni Aker’de ikinci yarıda 1-0 öne geçmiş  ve karşılaşmaların uzatmalara gitmesi beklenirken,  82.dakikada asıl mesleği marangoz olan santraforları Manniche’nin, ceza sahası çizgisi üzerinde, çaprazdan vurduğu kötü şutu yerden kaleye giderken Petranoviç seyredince, karşılaşma 1-1 bitmişti. Bu yenilen beklenmedik basit bir golle, bordo mavililer ilk kez çeyrek finalin kapısından üçüncü turda şok bir şekilde kupaya veda etmişti. 

Ardından ilerleyen yıllarda; FC Kopenhag Kulübü’nü oluşturmak için, Kopenhag kentinin takımı Boldklubben 1903, bu yeni oluşumla birleşmiş ve FC Kopenhag adını almışlardı. Bordo mavilerle üçüncü kez bu sefer; Şampiyonlar Ligi Play Off  turunda yine karşı karşıya gelmişlerdi. Bir hafta önceki 90 dakika da 2-1’lik galibiyetlerinde yine ofsayt golü onlara hediye eden İngiliz orta hakem M.Oliver turu Trabzon’a bırakmıştı.
                                                                         *
…Ve bu gece; sakat olan Hamsik, Visca, Peres, Hüseyin ve Serkan’a karşı, misafir ekibinin de sakatları; Oikonomou, Boileser, Singh ve kaleci Grabara idi. Avcı; bana göre sürpriz bir şekilde Hugo ve Trezeguet’i kulübeye çekerek başladı. Kouassi ve Bakasetas’da kulübede yanında oturarak maça başlayan isimlerdendi. Kopenhag taraftarları misafir tribünlerinde yerini alırken, 40 bin Trabzonspor taraftarı da takımlarına tam destek verirken, ilk yarıda her iki takımda deyim yerindeyse önce birbirlerine boksörler gibi sağlı, sollu bir yoklama çekti.

Yoğun sıcak havanın daha da ısıttığı gecenin, golsüz geçen ilk 45 dakikasını, ülkelerinin kuzeyindeki her iki takımı da önde bitirebilirdi. Kuzeyin uşakları; Djaniny, Cornelius, Bartra, Bardhi ile gelen öne geçme fırsatlarına ‘es’ geçerken, Kuzeyin Vikingleri; Falk, Pep Biel ve Lerager ile yürekleri resmen ağızlara getirdi. Özellikle, Djaniny oyunun başında yakaladığı net pozisyonu gol yazabilseydi, camia belki de geceyi farklı yaşayacaktı.   
                                                                        *
İkinci yarıda oyunu rakibine oranla daha çok domine eden ev sahibinin, misafirinin yediği ağır rutubet ve nemli havanın etkisiyle, nefeste alamamaya ve neredeyse son bölümde yürüyerek başlamasına rağmen, en büyük eksik fotoğrafı ortaya çıktı. Ne? Tabi ki for hattında kanatlarda rakip defans oyuncularını bire birde eksiltecek adam! bu gece olduğu gibi Trabzonspor önündeki karşılaşmalarda da bunun sıkıntısını yine çekecek.

Seversiniz, sevmezsiniz ama ben karakteri zayıf da olsa! Nwakaeme stilinde bir adamı çok arıyorum. Bana göre bordo mavili takımda çok arayacak. İki-üç oyuncuya verilecek parayla, keşke çok kaliteli ve bire birde, bireyselde kendine has yetenek ve becerileri olan bir adam alınsaydı bingo olurdu. Şunu gördüm ki; Ne Trezeguet, ne Visca ne de Kouassi rakip defans oyuncusuyla teke tek mücadele de ve eksiltmede yoklar. Katılırsınız, katılmazsınız bilemem!

Kopenhag’ın oyundan çıkan 15 numaralı siyahi oyuncusu Daramy stilinde bile bir oyuncu, bordo mavili ekibin kanatlarında çok iş yapardı. Avcı’nın Trezeguet ve Bakasetas ile (Sakatlığı için, risk etmemiş olabilir.) niye ilk 11 de başlamadığını şu an düşünüyorum. İkinci yarıda Bardhi, Denswil ve Cornelius’un kaçırdıklarını da boynu bükük not aldım. Tüm bunlara rağmen bu 90 dakikada her iki takımdan en yüksek puanı alan Denswil ile FC Kopenhag’ın kalecisi Ryan oldu. Marc Bartra’ya da şapka çıkardım, çıkarmadım değil. Şampiyonlar Ligi’nin kapısından dönmeye alışmak içinde, aynı takıma 3. kez yine pisi pisine elenince de, sanırım bir müddet daha sabır taşı olmak lazım!

İkinci yarıda topa daha çok sahip olup, oyunu rakip yarı alana forse eden bordo mavili takım, Hamsik’in yanı sıra, Nwakaeme ya da Yattara stilinde bir kanat oyuncusunun bu gece olmamasının acısını, Avrupa tarihinin talihsiz hatıralarına not etmiştir sanırım… Yarın; Trabzonspor’a kiralık olarak gelmesi beklenen Everton’ın, Fildişili 26 yaşındaki orta saha oyuncusu Jean Philippe Gbamir, bu saatten sonra nasıl katkı sağlar bilemem ama yine üzerine basarak yazıyorum. Tek bir özellikte oyuncuya ihtiyaç var onu da birkaç satır üstte yazdım!
                                                                         *

Geçen yılın şampiyonu bu turu geçseydi kasasına kademeli olarak 19,5 milyon Euro girecekti. Şimdi kasasına girecek olan rakam 5 milyon Euro ve yoluna UEFA Avrupa Ligi’nde gruplarda devam edecek. Son sözüm ise Türkiye Süper Ligi’ndeki orta hakemlerin tümüne: Sanırım bu maçı izlemişsinizdir. Gördünüz mü? zırt pırt ufak tefek pozisyonlara Hollandalı orta hakem Danny Makkelie, sizin gibi durmadan düdük çaldı mı? Ne derseniz deyin; son yıllarda seyrettiğim en iyi hakemlerden biriydi. 

Dilerim seyretmiş, bir şeyler öğrenmişsinizdir belki ha! Ne dersiniz?

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri