Geçtiğimiz hafta Ankara deplasmanından üç puan getiren kadrodan tek bir oyuncu değişmiş görünse de, oyun formatında da farklı bir dizilim vardı Avni Aker’in çimlerinde. Colman yok, Alanzinho sahadaydı. Trabzonspor 4-1-5 diziliminde çıktı Kayseri karşısına. Önde Henriuqe ve Halil değişimli oynarken, Zokora’nın yardımcısı rolünü ise dönüşümlü olarak Adrian ve Alanzinho üstlendi.
Bu bir risk miydi? Fenerbahçe karşısında seyrettiğimiz Kayseri düşünülürse evet riskti. Ama Şenol Güneş’in rakibi çıkartmama düşüncesine dayanan atak oyun anlayışını benimsemesi de önemliydi. Nihayetinde iyi de başladı bordo mavili forma. Ancak, Giray- Emerson hatasıyla gelen Kayseri golü bir anda şok etkisi yaptı.
AH DİREKLER AH!
Trabzonspor atak yaptıkça Kayseri kalecisi Ertuğrul devleşti. Ertuğrul’u geçenlerde ise üst direk. Henriuqe, Halil ve Serkan ile üç kez direğe takıldık. İlk yarıda bir gol bulsa değişirdi durum. Geçmiş yıllardaki Avni Aker’i hatırlattı oyun. Ben son yıllarda bu kadar baskılı bir 45 dakika hatırlamıyorum. Radyolu zamanlarda, diğer şehirlerden dakika ve skor alınırdı. İki şehir gezmeden Trabzon’dan gol sesi çıkardı. Aynen o şekilde.
HALİL TAT VERMİYOR.
İkinci yarıda her şey çözülür diye beklerken, Kayserispor daha fazla top dolaştırdı. Zokora tek kaldı. Öndekilerin orta sahaya yardımı yetersizdi. Halil, özellikle de Alanzinho’nun hızlı çıkışlarında çok top kaybetti. Buna diğerleri de eşlik etti. Zengin babanın müsrif oğlu misali. Takım çalıştı, top kazandı, Halil harcadı bitirdi. Koşuyor, mücadele ediyor tamam ama Halil’den beklenen skora katkı vermesi. O zaman genç Emre’nin suçu ne?
HENRİUQE’NİN ÖZGÜVEN KAYBI
Bir diğer sıkıntı Paulo Henriuqe. Belli ki yetenekli. Fizik gücü yüksek ve değişerek oynamayı seviyor. Ancak bunu pratiğe dönüştürmede özgüven kaybı var. Adrian’ın muhteşem röveşatasından dönen topu kaleye itelemek, kalecinin eline vurdurmaktan daha zor. İkinci yarıda da benzer bir pozisyonu var. Tamamen kaybetmek yerine, özgüvenini kazanabileceği bir takıma kiralık verilmeli.
Sonuçta Trabzonspor çok rahat kazanabileceği bir maçtan iki puan kaybıyla ayrıldı. Ama ortaya koyduğu futbol önemliydi. Sezon içerisinde kazandığı birçok maç sonrasında, oyun olarak umut vermiyordu. Bu defa tersi oldu. Kazanamadı ancak oynadığı oyunla ümit verdi. Bu futbolun gerisini getirebilirse iyi günler gelecektir. Aksi halde kayıp sezonlar halkasına yeni bir zincir eklenir.