Trabzonspor Medicalpark’ın, geçtiğimiz hafta Anadolu Efes karşısında aldığı ağır yenilgiden sonra bu hafta, ligin en önemli şampiyonluk adaylarından, ezeli rakip Fenerbahçe Ülker karşısında ne yapacağı herkes tarafından merak ediliyordu.
Trabzonspor Medicalpark’ın, geçen haftaki mağlubiyetini referans alan Fenerbahçe Ülker, karşılaşmaya bu algının getirdiği rehavetle başladı. Fakat karşısında bir önceki karşılaşmada yaptığı savunma yanlışlarını bir tarafa bırakıp, müdaafada çok koşan ve mücadele eden Trabzonspor Medicalpark buldu. Basketbolun %51’inin savunma olduğu gerçeğinden hareketle takımımız, gerek boyalı alanı iyi savunarak, gerekse rebaundlarda etkili olarak Fenerbahçe Ülker’e hiç de rahat bir galibiyet alamayacağı mesajını maçın başından itibaren verdi. Fakat geçen hafta oynanan Anadolu Efes karşılaşması sonrasında da belirttiğim gibi, kadro kalitesi ve derinliği maçın kazanılmasındaki en önemli etkenler. Fenerbahçe Ülker’de sakat olduğu söylenen Emir Preldzic’in dışında sahada en az kalan oyuncu 8.16 dk ile Melih Mahmutoğlu, en fazla kalan oyuncu ise 27.03 dk ile Jan Vesely. Trabzonspor Medicalpark’ta ise Bost, Hardy ve Stıpanovic 30 dk üzerinde oynarken, Can Korkmaz ve Hasan Yiğit Seçkin hiç süre almamışlar. Kadro alternatifsizliği ve sürekli aynı oyuncularla oynama zorunluluğuna, bir de hafta içi oynanan Eurochallenge karşılaşmaları eklenince oyuncuların fiziksel ve zihinsel deformasyonu kaçınılmaz olur. Bu da maçların kırılma anlarında oyuncuların yapacağı hatalara ve kayıplara yol açar. Zira takımımızın böylesi zor bir karşılaşmadan sadece 2 gün sonra 10 şubatta Belçika’da oynayacağı Antwerp Giants karşılaşmasından sonra sahasında ligde zor günler yaşayan ve kazanmak için ortaya büyük bir direnç koymak zorunda olan Beşiktaş İntegral Forex’le karşılaşacak olması da önemli ve güç bir süreç içerisine girildiğinin göstergesi. Fakat şu anda takımın kondisyonerliğini yapan ve bir takımın fiziksel hazırlanış, hazır bulunuşluk ve maç sonrası peformans yenilenmesinde önemli bir rol üstlenen ve bu yoğun temponun şu ana kadar son derece başarılı bir şekilde geçilmesinde katkısı olan Evrensel Paksoy bence bir tebriği hak ediyor.
Karşılaşmaya Hardy’nin isabetli dış atışları ile başladık. Bunun sonucu olarak da ilk periyodu 12-20 önde kapattık. Özelikle pick’n roller sonrası sürekli çembere giden ve önemli bir tehdit oluşturan Stıpanovic ve doğru bir saha yerleşimi ardından eline gelen topları verimli kullanan Hardy Fenerbahçe Ülker’e zor anlar yaşattı. İkinci çeyrekte özelikle Jan Vesely’nin oyuna müdahalesi ve Fenerbahçe Ülker’in savunma sertliğini yükseltmesiyle ilk yarıyı takımımız 38-29 geride tamamladı. Üçüncü periyotta yine ortaya koyduğu kişisel performansla Trabzonspor Medicalpark bu periyodu 15-21 önde tamamlasa da yukarıda da belirttiğim gibi, rakibin tecrübesi ve kadro derinliği maçı kazanmasını sağladı.
Takımlarda o takımı taşıması ve liderlik yapması gereken bir takım oyuncular bulunmalıdır. Novica Velickovic de Trabnzonspor Medicalpark takımına bu amaçla transfer edilmiş oyunculardan biridir. Fakat görüyoruz ki gerek geçen hafta, gerekse bu hafta oynanan karşılaşmalarda bu misyonun çok uzağında bir görüntü sergilemekte. Velickovic gibi bir oyuncunun böylesi bir karşılaşmada sahada 10 dk kalıp 0 sayıyla maçı tamamlamaya hakkı yoktur. Kaldı ki sezon başında başkanımızın “Basketbolun Drogbası” gibi bir söylemle transfer ettiği Gani Lawal’ın da elimizden gittiği göz önünde bulundurulursa Velickovic gibi kariyerli bir oyuncuya düşen sorumluluk biraz daha artıyor. Lawal’ın yerine transfer edilen Ivanov son karşılaşmada gelecek için ışık gösterdiğini düşünüyor, Hardy’nin skor gücünden yararlanmaya bu şekilde devam etmeyi temenni ediyorum. L,g,n son sırasında bulunan NSK Eskişehir Basket’in Galatasaray Liv Hospital’ı Türk Telekom’un şampiyonluk parolasıyla yola çıkmış Darüşşafaka Doğuş’u, İstanbul BŞB’nin deplasmanda Banvit’i mağlup ettiğini düşündüğümüzde ligin ikinci yarısının ne kadar zor ve süprizlere açık olduğunu daha net görüyoruz. Görünen o ki alttakiler yukarı çıkmak, yukarıdakiler de aşağıya inmemek için inanılmaz bir mücadeleye girecekler. Bu mücadeleden en az hata yapanın en az hasarla çıkacağı ortadadır. Bu nedenle gerek Avrupa Kupası, gerekse ligin çok zorlu geçeceğini öngörmek için kahin olmaya gerek yok.