Şehitler ve Babaları…

O günlerde,İnter Star TV’ nin Trabzon ve Bölge muhabirliğini yapıyordum. Hakkari’nin Şemdinli ilçesinin Derecik kırsalındaki  Yaylapınar-Yeşilova  karakolunda, 1992 yılının sıcak bir Eylül ayıydı. PKK  yaklaşık  500’şer kişilik iki grupla Jandarma Karakol

O günlerde,İnter Star TV’ nin Trabzon ve Bölge muhabirliğini yapıyordum.

Hakkari’nin Şemdinli ilçesinin Derecik kırsalındaki  Yaylapınar-Yeşilova  karakolunda, 1992 yılının sıcak bir Eylül ayıydı.

PKK  yaklaşık  500’şer kişilik iki grupla Jandarma Karakoluna  iki ayrı tepeden  havan topuyla gece yarısı karşı  saldırıya geçmişti.  Çünkü ; Asıl hedef daha aşağıdaki Komando taburuydu ve kalabalık gelmişlerdi.  İlk destek birliği gelene ve tek bir mermi dahi atamayan helikopter alaca karanlıkta görünene kadar, 26 er ve erbaş şehit olmuştu.

*

Karakol komutanı Jandarma As Teğmen Coşkun Davulcu,  İlk mermiyi ayağından yedikten sonra,sekerek ve şehit olanların şarjörlerini toplayarak ve sıçrama yapıp,mevzi değiştirerek çatışmaya sabahın ilk ışıklarına  kadar devam etti. Çatışmadan sağ çıkan Konya’lı  askerin o gün anlattığına göre ; Neredeyse herkes  şehit  olduktan sonra ise çatışmada mermisi biten Trabzon Yenimahalle semtinden As.Teğmen Coşkun Davulcu, karakoldan biraz uzakta, bir kayanın üstünde göğsünden defalarca vurulmuş  bir şekilde, secde eder  vaziyette  sırtında malzeme çantası  ile şehit olmuş bulunmuştu. Şehit olmadan önce  PKK grup lideri telsiz konuşmalarında,  o ana kadar 4-5  PKK’ lıyı etkisiz hale getiren 22 yaşındaki Coşkun’dan,sinirli bir şekilde şöyle bahsediyordu  ” Kim bu As Teğmen nereden çıktı bu, hala gebermedi  attığını vuruyor  “…

Ertesi gün gazete manşetleri,fotoğrafıyla  ondan bahsediyordu  “ Öncü Birliğin Kahraman Komutanı “

*

Davulcu  ailesinin 6 çocuğu vardı. Evli kızları Fatma Muhçu, Kemalettin ,Ömer ve Almanya’ da çalışan iki kardeşi  Ali yılmaz ve Erdoğan Davulcu. Kardeşleri  arasında tek Üniversite mezunu olandı Coşkun…

KTÜ Orman Fakültesinden mezun olmuş, bir  kaç ay sonrada dağ komanda okulunu 225.dönemini 1.bitirip istediği yere gitme hakkı varken,kendisine çok düşkün olan annesi  Türkan hanımın, Trabzon’a yakın  bir yere gel  ısrarlarına rağmen, o  gönüllü olarak Hakkari’ye gitmişti. Cenazesi Trabzon’un Yenimahalle semtine geldiğinde,kalabalık bir insan topluluğu önüne kurulan kürsüdeki mikrofona çıkan, Avusturya ve Almanya’da toplam 18 yıl dirsek çürütmüş babası Remzi Davulcu aynen şunları söylemişti. O günkü  psikolojisiyle, yaşlı gözlerle,samimi  ve de kendi şivesiyle  “ Verun panada  bi bompa ,benta gideyim onlara atayim, hepsini öldüreyim, ondan sonra ta şehit olayim “...

*

Şimdi bakın ; As Teğmen Coşkun Davulcu şehit olduğu günlere yakın, yaklaşık 100 metre ötedeki  komşusunun evinde Ali Yasin Erosmanoğlu  dünyaya gelmişti.

Coşkun gibi, mahallede herkesin sevdiği  Ali Yasin Yenimahallespor’ un da futbolcusuydu aynı zamanda ama rap müziğini de çok seviyordu ve lakabı ne ilginçtir ki “ Ölü kral “dı.  Evet o gerçektende artık Allah katında ölü bir kraldı . Çünkü şehit idi ve onlar ölümsüzdü,onlar diriydiler  ama biz onu bilemezdik.

Mahalle arasında futbol oynarken Kocaelispor’un formasın giyerdi. Ona sorarlardı “ Yaaa, Yasin sen ne biçim Trabzonspor’lusun , kocaelispor’un formasını giyiyorsun “   Yasin’den cevap  “ Evet Trabzonspor’luyum ama İzmit’ den bu forma bana hediye geldi. Bu formada benim için önemli “

*

İş aradı günlerce bulamayınca, sanki koşarcasına askere gitti.  Aslında bölüğün yeri  Tekirdağ idi ama Hakkari’ye konuşlandırılmıştı.

ve bir sabah namazı okunurken taa  uzaklarda , onlar bunu duymadığı o vakitte, Hakkari’nin Yüksekova ilçesinin  Dağlıca bölgesindeki  Yeşiltaş  karakoluna yaklaşık  300 kişilik bir PKK grubu, 3 ayrı koldan havan toplarıyla saldırdı. 6-7 bayan PKK’lı koşarak el bombalarıyla karakol un bahçesine resmen intihar dalışı yaptı, bombaları patlattı . Hem kendileri etkisiz hale geldi,hem de onlara yakın pozisyondaki askerlerimiz şehit oldu ve yaralandı.

Burada şehit olanlardan birinin babası da  Trabzon Sigorta Hastanesinden malulen emekli  Ali Sait Erosmanoğlu’ydu.  Yıllarca kanserle mücadele edip kanseri  yenen adam ,eski bir amatör futbolcu,futbol hakemi  ve Türkiye’nin ve dünyanın ilk Horoz dövüşçüsü antrenörü  olarak, zaman zaman gazete sayfalarını süslerdi,  60 yaşındaki Ali Sait Erosmanoğlu.

Ateş yine Trabzon’da aynı mahalleye,  Yenimahalle-İncirlik’e düşmüştü.  Sabah haberlerde dinlediği karakol baskınından sonra tedirgin bekleyişi başlayan  58 yaşındaki annesi de, eski adıyla Trabzon Sigorta Hastanesi ( Fatih Hastanesi) emeklisi Nurten hanım, kapısına gelen subayları ve ambülansı gördüğü zaman, bilmem gerisini anlatmama gerek var mı ?

*

Yıllardır doğru dürüst bir iş arayan ağabeyleri , 31 yaşındaki Cemal  ve eşi bebek bekleyen 37 yaşındaki Salim’in  yanı sıra, evli olan kız kardeşleri  Gonca ve ailede tek 2 yıllık Yüksek Okul mezunu olan Demet ‘de ,maalesef karanlığın perde gibi önlerine indiği günü yaşayan, kardeşler arasında yer aldılar. İnsan sevgisi  üst seviyede olan şehit babası  Ali Sait Erosmanoğlu  ise kanseri  yenmiş ama bugünün olmasını engelleyememişti.

Şimdi dikkat buyurun ;  20 yıl önce Coşkun Davulcu ,Hakkari’de şehit düşerken, aynı  yıl mahallesinde komşusunun doğan çocukları  Ali Yasin Erosmanoğlu’ydu. Ne ilginçtir ki Ali Yasin Erosmanoğlu şehit düştüğü gün,şehit Coşkun Davulcu’nun şehit olmak isteyen basası  vardı  ya, 73 yaşındaki Remzi Davulcu bir süredir  tedavi gördüğü  hastalıktan dolayı ,Ali Yasin ile aynı gün  hayata gözlerini yumuyordu. Yıllar önce oda şehit olmak istemişti ,belki  şehit olamadı ama şehitle aynı mahallede  neredeyse  aynı yerde, aynı anda ve aynı cemaatle  cenazesi kalktı. Hatta acaba şehit cenazesi  bumu diyenlerde oldu.

*

Mahallenin ilk şehidinin babasıyla, mahallenin 2.şehidi aynı gün toprağa verildiler.  Kortej eşliğinde Taksim alanına getirilen şehit için, Trabzon  İskenderpaşa camisinin önündeki  koca çınar ağacı ,orada ağaç olalı sanırım böyle bir mahşeri  kalabalık cenazeye tanıklık etmemiştir.  Hem cenaze,hem sıcak  ayılanlar,bayılanlar saymakla bitmez…

Evet iki şehidin  mahalleden de arkadaş olan babaları, Remzi  ve Ali Sait, kaderleri aynı iki komşu.

Oğulları Coşkun ve Ali Yasin ise Sülükle mezarlığındaki  şehitlikte artık yan yanalar. Aynı  gün içerisinde  defin edilen Coşkun ‘un babası  nam-ı diğer  Remzi dayı da, hemen karşı  tepedeki Bostancı mezarlığından, üstten aşağıya doğru yattığı yerden Sülüklü mezarlığına doğru onlara bakıyor.  Sanki bir baba yüreğiyle yine onları kolluyordu. Biri mezarlıktan,diğer baba  Hacı Ahmet Kastan sokağındaki  iki göz odalı evinden,  öncü birliğin kahraman komutanları gibi.

…Ve inanın Trabzon’da ,aynı mahalleden  iki cenazenin kalktığı akşam, güneş Yoroz burnunda denizin üzerinden kaybolurken, suratı  hiç  bu kadar asık batmamıştı.

İlk yorum yazan siz olun
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri