Şiddet kelimesi artık ciddi bir sorun haline geldi
Sadece ülkemizin değil dünyanın kanayan yarası
Gün geçmiyor ki gazete sayfalarında ekranlarda şiddet haberlerine tanık olmayalım.
Ailemizde-komşumuzda-akrabamızda kısaca yaşamın her alanında bu ciddi sorunla karşı-karşıyayız.
Ve her geçen daha da ağırlaşıyor sorun içinden çıkılmaz hal alıyor.
Dert yandığımız/kızdığımız bu sorun noktasında asıl sorunu unutuyoruz.
Toplum olarak biz bu işin neresindeyiz ve çözüm noktasında neler yapıyoruz?
Bir toplumun "beka meselesi" öncelikle, çocuklarının iyi yetişmesi, kötü alışkanlıklara, kötü yapılara kurban olmaması, kültürel değerleri hazmederek ve özgür yaratıcı bir ruhla yetişmesi meselesidir.
Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye'de 2019 yılında Cumhuriyet Başsavcılıkları Soruşturma Dosya Sayısı 9 milyon 342 bin 676
Bu dosyalarda yer alan şüpheli sayısı 13 milyon 562 bin 961 ve mağdur sayısı 10 milyon 504 bin 922
Bu verilere göre ise, ülkemizde hane başına yaklaşık olarak bir şüpheli ya da mağdur düşmekte..
Türkiye, şiddet/suç bağlamında, İslam Ülkeleri arasında birinci ve OECD ülkeleri (36 ülke) arasında ABD'den sonra ikinci sırada yer almakta…
Türkiye'de suça karışanların; TBMM Şiddet Araştırma Komisyon Raporuna (2007) göre %88'i, Etkin Hükümlü Projesi Sonuç Raporuna (2009) göre %84'ü, HEGEM Gençlik ve Şiddet Araştırma Raporuna (2018) göre %78'i, "okulunu terk eden" çocuklar.
Çocuk ve aile toplumun temeli, geleceğidir.
Hiçbir ülkenin başkentinden bakarak, bütün vatan coğrafyasındaki çocukları görme, izleme, kollama gücü, sansı yoktur.
Bu gerçeklikle yerelin önemi, üzerine kafa yormamız, yeni hizmet paradigmaları geliştirmemiz gerekiyor.
Şiddet konusu herkesi birebir ilgilendiren, ama genelde hiç kimsenin kendini birinci derecede sorumlu saymadığı garip bir özellik taşır.
Ateş artık, sadece öteki kentlerde yükselmiyor, sadece düştüğü yeri yakmıyor; aksine hepimizin, mahallesi, hepimizin sokağı, hepimizin evi her zamankinden daha fazla tehdit altında; hepimizin annesi, babası, kardeşi ve hepimizin canı bütün zamanlardakinden daha fazla risk altında.
İşte tam da bu ateşi söndürme ve soruna pansuman olma noktasında HEGEM çok önemli bir projeyi hayata geçirmek için düğmeye bastı.
Merkezi Ankara’da bulunan başkanlığını da Trabzonlu hemşerimiz Adem Solak’ın yaptığı Şiddetle Mücadele Vakfı(HEGEM) daha güvenli bir toplum parolasıyla “81 ile 150 bin Şiddetle Sivil Mücadele ve 100 Bin Sosyal Arabulucu” projesi ile şiddete karşı seferberlik ilan etti.
Daha güvenli bir toplum olma yolunda bu projeyi önemsiyorum.
Yıllardır bu alanda kendini geliştirmiş ülkemizin her yerinde suça eğilim analizi noktasında yüz-yüze çalışmalar yapmış Adem Solak hocamız ve ekibinin bu proje ile önemli bir farkındalık yaratacağına inanıyorum.
Sorunların yerinde tespitini yapmadan neşteri vuramazsınız.
Mutlak suretle sabırla bu uğurda kararlı bir duruşa sahip olmalısınız.
Şiddet konusu sadece magazin ve öfke boyutunda bakarsak kaybederiz.
Zaman ağlama/sızlama zamanı değil.
Mesele kimin kimi dövdüğü nasıl şiddet uyguladığı değil öfke kontrolü noktasında hangi ara bu kadar vahim noktalara geldiğimizin tespitidir.
“Şiddetle Sivil Mücadele Danışmanlığı Sertifika Eğitim Projesi” 81 ilde şiddetle mücadele seferberliği başlatılacak verilecek eğitim-sunum ve görüşmelerle bu alanda gönüllü bir ordu kurulacak.
Bu tür projelere İçişleri Bakanlığımızın, Adalet Bakanlığımızın ve Milli Eğitim Bakanlığımızın sahip çıkması ve gereken desteği vermesi önemlidir.
Sivil Toplum Kuruluşları ve dernekler bizzat projenin arkasında değil yanında olmalı.
Toplumun her katmanı gereken hassasiyeti ve duyarlılığı göstermeli.
Sonuçta bizlerin geleceği söz konusu.
150 bin şiddetle sivil mücadele eğitici formatörü ve danışman ile birlikte 100 bin sosyal arabulucu hedefine ulaşılması halinde şiddetle mücadele noktasında çok önemli bir adım atılmış olacaktır.
Bu tür projeler yeme-içme-gezme projeleri değildir.
Hayatımızın doğru yönlendirilmesi gençlerin toplumla buluşması ve insanların kendisi ile barışık yaşaması noktasında ciddi bir adımdır.
Projede görev alan değerli akademisyenlere bilim insanlarına ve HEGEM’e bu ülkenin bir evladı olarak teşekkür ediyor başarılar diliyorum.