Trabzon"un karakteristik özelliği olan, başarılı insanları çekememenin şehrin dengelerinde her zaman önemli rol oynadığı bilinen bir gerçektir.
Ne zaman bir kişilik öyle veya böyle sivrilse, onu alaşağı etmek için en yakınındakiler bile türlü oyunlar, türlü ittifaklar yapar.
Yüzlerce örnek verebiliriz ama polemiklerden uzak durma isteğim sebebiyle hiç gerek duymuyorum.
Bilen biliyor
Özellikle TTSO, BELEDİYE, TRABZONSPOR ve KTÜ"de iktidarı elde bulundurmak, yıpranmaya davetiye çıkarmak ile eşdeğer.
Ağzınızla kuş tutsanız, Hz. Ömer adaleti ile hizmet etseniz yine de yaranamazsınız.
Tabiidir ki muhalefetin, eleştiri yapma hakkını yanlışları gösterme duyarlılığını takdir etmemek de yanlış ve yersiz olur.
Ancak, Trabzon"da bu eleştiri ve uyarı mekanizmasının biraz fazlaca abartıldığı ve karalama kampanyasına dönüştüğünü görüyoruz çoğunlukla.
Öyle ki en adil şekilde hizmet etseniz bile, en güzel hizmetleri yapsanız bile şer guruplarının hedefinden kaçamazsınız.
***
Trabzon"da ciddi bir cepheleşme var. Güçlü bir lobi çalışması var. İktidarı elinde bulunduranlara (KTÜ, TTSO, TRABZONSPOR) karşı dört koldan savaş başlatılmış. Düğmeye basılmış yani.
Bunlardan en bariz verebileceğimiz örnek "bakan karşıtlığı".
Son birkaç aydır, belli muhalif guruplarının Bakan Faruk Özak"ı yıpratmak için türlü ittifaklar ve organizasyonlar yaptığı görülüyor.
Bu tür organizasyonların içinde bulunanların karın ağrısı ise Trabzon"un tek elden yönetilmesi(!)ni istemedikleri gerçeği imiş.
Ortak payda "bakan karşıtlığı" olunca, iktidarı-muhalefeti, sağcısı-solcusu, Trabzonsporlusu-Fenerlisi her tür karşıt gurupların bile nasıl bir araya geldiğini görmek de hayret verici.
Başta da dediğim gibi biz Trabzonlular, kendi değerlerimizi yıpratmak için her türlü şeyi yapar ondan sonra değerler kaybolduğunda hayıflanmaya bayılırız.
Geçen yıllarda hatırlarsanız takımı küme düşürme potasına getirenler, Gaziantep maçlarından sonra birden bire ortaya çıktı ve kara tabloyu hemen çizdi.
Amaç Trabzonspor"un başarısı değil, kendi egoları.
Yalnızca futbolda da değil, siyaset arenasında da bakan karşıtı olanların "düşmanımın düşmanı dostumdur" anlayışıyla nasıl birlikte harekete geçtiğini de görüyoruz.
Önce kararname ile bakanın, bakanlıktan alınacağı dedikoduları şehre yayıldı. Ondan sonra bakanı, belediye başkanı yaptılar. Ondan sonra "AK Parti Merkez İlçe seçimlerinde bakan istediği adayı tek başına çıkartamadı, başarısız oldu, teşkilat, taban Bakana karşı" dediler.
Deyim yerindeyse bakan güçlendikçe, ona cephe açanlar da çoğalıyor ve güçleniyor gibi.
Aslında plan şu: Trabzonspor üzerinden Bakan Faruk Özak"ı yıpratmak ve yönetimi düşürmek. Bu sayede yerel seçimlerde prim yapmak ve Trabzonspor"u ele geçirmek.
Bu güne kadar krizlerden beslenenler, kriz çıkarmaya bayılırlar. Karşı grup harekete geçtikçe önümüzdeki süreçte Trabzon ciddi krizlere gebe.
Plan tutar mı? Zaman gösterecek.