*“İstanbul takımları Trabzonspor’dan futbolcu alamaz. Artık hiçkimse elini kolunu sallayarak gidemez”
*” Yapılan transferler yanlış. Transferlerin nasıl yapıldığı bile şüpheli. Bu futbolculara bu kadar para verilmez. Yabancı futbolcular elde kaldı..”
Bu sözler Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’na ait…
İlk bakışta dik duruşlu net söylemleri olan, düzene isyan etmiş bir kulübün başkanına yakışır bir başkan profili…
Evet söylemler içimizi okşuyor, tespitler de iyi peki ya icraatlar?
Ne yazık ki icraat için söyleyeceklerimiz söylemler kadar güzel değil
Söylemler ne kadar dik ve netse , icraatlar da o kadar çelişkili.
Trabzonspor gelecek sezonun kadrosunu kurmak için çabalıyor. Alınan futbolcuların yanı sıra gönderilenler bakımından da oldukça hareketli günler yaşanıyor. Yabancı futbolcular bir bir gönderiliyor, bordo mavili takım yeni bir iskelet oluşturma çabası içinde…
Verim alınamayan yabancıların gönderilmesi oldukça iyi, alınan genç futbolcularda aynı şekilde…
Ve edindiğimiz bilgilere göre anlaşma sağlanan yabancılar da oldukça kaliteli isimler.
Buraya kadar güzel , tamam.
Ancak daha önceki söylemler bunların önüne birer set çekmiş vaziyette. Yapılan iyi işler söylenenler yüzünden icraatlar bölümünün eksi hanesine yazılmakta…
Neden mi?
Şöyle ki; Trabzonspor şampiyonluğa oynar veya oynamaz kesin olan bir şey vardır ki oda prestijdir, duruştur. Trabzonspor sıradan bir kulüp değil, dimdik duran Karadenizli’nin Anadolu’nun sesidir. Eğer dik bir söylem gerçekleştirdiyse bunu eyleme de dökmek zorundadır. Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ve yönetimi ne yazıkki tam da burada sınıfta kaldı. Olcan Adın konusunda o kadar iddialı konuştu ki “İstanbul takımları Trabzonspor’dan futbolcu alamaz. Artık hiçkimse elini kolunu sallayarak gidemez” denildi. O da yetmedi yöneticilerin her gün bir tanesi Olcan’la ilgili konuştu “Gerekirse A2 takımına göndeririz” bile denildi. Peki ne oldu , menajerinin 2 ay önce “Olcan seneye Trabzonspor’da olmayacak” açıklaması gerçek oldu, Olcan Galatasaray’a gitti. Peki Trabzonspor bu işten ne kazandı ne kaybetti?
Kârı; Maddi olarak iyi bir kazanç oldu
Zararı; Trabzonspor küçüldüğünü gösterdi. İnkar etsekte isyankar bir kulübün nasıl dizginlendiğini gösterdi. İstanbul takımlarının kupayla başladığı çalma mesaisini futbolcularımız üzerinden basitçe nasıl devam ettiğini gösterdi.
Hatırlayın; basın toplantısında Başkan yine büyük konuştu ve Sadri Şener döneminde alınan yabancılar hakkında “şüpheli” demeye kadar getirdi. Onların elde kaldığını kimsenin bu paraları vermeyeceğini söyledi.
Şimdi şöyle yine bir bakalım ; Verip veriştirdiği yabancılardan Adrian ve Henrique’yi sattı. Alınan paralar da kurlara bakıldığında bu futbolculara bizden daha çok paraların verildiğini gösterdi. Sezon içinde kovduğunuz Zokora’yı da unutmadık. Milli takımıyla Dünya Kupası’nda oynadı ve kupadan sonra olası bir transfer ücretini çöpe atıldı. Kısacası söylemlere malzeme olan futbolcular kulübü maddi zorluktan kurtardı. Diğer taraftan baktığımız da ise bu sene alınan Malouda kayıplara karıştı. Kendisini sahada değil bankada görmek daha büyük bir olasılık.
Bu arada Malouda’dan haberi olan var mı?
***
Aman başkan artık dikkat et.
Bu kadar iddialı konuşup kendini ve Trabzonspor’u zor durumda bırakacağına sessiz ol.
Futbol artık sözle güvenilecek bir oyun değil parayla satın alınabilen bir iştir.
Olcan gibi niceleri gitti ve gidecek. Önemli olan söylemlerin altında kalmamak bu duruma karşı verilecek cevaba sahip olmak.
Kusura bakma başkan burada sınıfta kaldın. Bu süreç bize söylemlerin değil eylemlerin önemli olduğunu gösterdi.
***
Yazıyı bitirmeden merak ettiğim bir şeyi daha soracağım. Çok bilinmeyenli denklem gibi…
Yabancı transferlerin kampta hazır olacağı yönetim tarafından dile getirildi. Ancak aynı yönetimin farklı yöneticisi ise yabancı futbolcuların sezon açılışında açıklanacağını söyledi. Buna göre; Yine yabancı transferler kamp görmeden hazır olmadan mı lige gireceğiz? Ya da sezon açılışına kadar yabancı futbolcuları kampta maskeyle mi çalıştıracaksınız?
***