Trabzonspor’un aldığı şok yenilgiler üzerine bende kendimce yorum yazacaktım bu köşeden.
Baktım ki herkese sosyal medyadan öyle veya böyle yazacaklarımı zaten dile getirmiş.
Çünkü sonuçta ortada tabloda...
Hatice ve netice belli..
Neyi yazacağız neyi tartışacağız..
Fakat asıl sorun Trabzonspor’un kendisi değil..
Sorun bizi de aşıyor.
Türk futbolu batağa sağlanmış her şeyden önce.
Çok ciddi bir memnuniyetsizlik var.
Saha sonuçlarına aldırmayın asıl sorun kulüplerin içinde olduğu mali tablolar.
Borç-harçla işler yürüyor..
Akıl-almaz şekilde hem de ..
Gelir yok giderler ikiye-üçe katlanmış..
Faiz oranları çılgınca. Kulüpler bankaların kıskacında..
“Yat” deyince yatılıyor “kalk “ deyince de kalkılıyor..
Kulüplerin durumlarını düzeltmesi için artık lig şampiyonluğu bile yetmiyor..
Türk futbolunu dibe vuran en önemli neden kulüplerin emin ellere teslim edilmemesi olsa gerek..
Bu durum bugünün sorunu değil..
Geriye baktığımızda da değişen bir şey olmadığını görmek mümkün..
Kulüplerde suyun başını tutan başkan ve yöneticilerin anladığı iki dil var..
Biri siyaset diğeri ticaret..
Başkanlık makamında oturmanın vazgeçilmez iki unsuru..
Türkiye’de hangi başkan gelecek vadede proje sunuyor, alt yapıya gerekli desteği veriyor, samimi ve başarılı bir liderlik yapıyor..
Hangisinin asıl derdi futbol..
Hiç-birimizi kandırmayalım..
Türkiye’de her şeyde olduğu gibi futbol sektöründe de kısa vadede başarı, günlük rutin kazanımlar söz konusu..
Şampiyonluk her şeyin çözümü değil..
Öyle hemen bahar gelmiyor..
Uzun soluklu-mantıklı ve samimi projeleri hayata geçirmek zorundayız.
Bunun içinde futbolun içinden gelen insanların suyun başında olması şart
Futbolu emin ellere teslim etmedikçe daha çok ağlar-daha çok sızlarız..
Başkanların kıblesi siyaset ve ticaret olunca son nokta REZALET olarak koyuluyor..
Siyaset, ticaret, rezalet!
Siyaset, ticaret, rezalet!